Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/11709 Esas 2009/1130 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/11709
Karar No: 2009/1130

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/11709 Esas 2009/1130 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/11709 E.  ,  2009/1130 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : NİĞDE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/04/2000
    NUMARASI : 1997/197-2000/118

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, kadastroca miras bırakanları Ş. İ.adına tescil edilen 3, 12 ve 82 parsel sayılı taşınmazların, davalılar  tarafından tapuda isim tashihi davası açmak suretiyle miras bırakanları . adına yolsuz olarak tashihen tescilini sağladıklarını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır.
    Bir kısım davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, kadastro tespitinden itibaren 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar  verilmiştir.
    Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . . raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                               -KARAR-
     Dava, yolsuz tescil hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükmü uyarınca hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar  verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 3, 12 ve 82 parsel sayılı taşınmazların 1.6.1955 tarihinde Şı.İ.adına kadastro tespitleri yapılarak çap kayıtlarının oluştuğu, eldeki davanın davalıları tarafından tespit maliki Ş.İ.in Ş,İ..E. olduğu, kayda yanlış geçtiğini ileri sürerek, mahkemenin 1991/110 Esas - 97 Karar sayılı dosyasında açtıkları davanın kabul edildiği ve kayıt malikinin Ş. İ. E. olarak düzeltildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
    Davacılar, kadastro tespiti sırasında malik olarak yazılan Ş.İ.in kendi miras bırakanları olduğunu, kendilerinin tarafı olmadığı davada tashih yaptırılmak suretiyle kayıtların intikalinin sağlandığını, anılan bu kararın kendilerini bağlamayacağını ve oluşan sicillerin yolsuz nitelikte bulunduğunu ileri sürerek, eldeki davayı açmışlardır.
    Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre davada dayanılan sebebin kadastro öncesi bir neden olmayıp, tespitten sonraki bir işleme yönelik bulunduğu sabittir. O halde, 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde  öngörülen, tespitten önceki nedenlere dayanılmak suretiyle 10 yıl geçtikten sonra dava açılamayacağı şeklindeki düzenlemenin somut olayda uygulama yeri bulunmadığı tartışmasızdır.
    Hal böyle olunca; tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda bildirdikleri ve bildirecekleri delillerinin toplanması bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılması, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması, ondan sonra işin esası bakımından bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere karar  verilmiş olması doğru değildir.
    Davacıların, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   29.1.2009  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

     

     

     

     

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.