Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/19208 Esas 2020/3274 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/19208
Karar No: 2020/3274
Karar Tarihi: 18.02.2020

Kasten yaralama - Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/19208 Esas 2020/3274 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve temyiz edilen karar, kasten yaralama suçu ile ilgili. Müşteki tarafından alınan raporların yeterli olmadığı ve eksik inceleme yapılarak hüküm kurulduğu belirtiliyor. Ayrıca, olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespit edilmemesi durumunda haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı tartışmasız bırakılması gerektiği vurgulanıyor. 5237 sayılı TCK'nin 53/1. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, sanıkların hak yoksunlukları yönünden hukuki durumlarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması gerektiği belirtiliyor. Kararın kanun maddeleri ise şu şekilde: TCK'nin 86 ve 87. maddeleri, 5237 sayılı TCK'nin 29. maddesi, 5237 sayılı TCK'nin 53/1. maddesi.
3. Ceza Dairesi         2019/19208 E.  ,  2020/3274 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Kasten yaralama
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    1) Müşteki hakkında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı tarafından düzenlenen 15.07.2014 tarihli raporda "yüzün sol tarafından yanağa doğru devam eden 10 cm uzunluğunda, üst kenarı 4 cm, alt kenarı 6 cm olan süture kurutlu yara ile frontel bölgenin solunda saçsız deride ve onun yanında sütüre edilmiş yara mevcuttur, yüzde sabit iz açısından 6 ay sonra değerlendirilmesi uygundur" şeklinde tespitte bulunulmasına rağmen müşteki hakkında sabit iz yönünden rapor aldırılmadığı ve bu haliyle müştekinin yaralanması hakkında düzenlenen raporların hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmakla, müştekinin tüm tedavi evrakları ve raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğüne sevkinin yapılarak, TCK"nin 86 ve 87. maddeleri kapsamında kati rapor alındıktan sonra, sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2) Tarafların ilk haksız hareketin hangi taraftan geldiği hususunda farklı anlatımlarının olması karşısında; olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durularak ilk haksız hareketin kimden geldiğinin tespitine çalışılması; bunun mümkün olmaması halinde Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.10.2002 tarih ve 2002/4-238 Esas - 367 sayılı Kararı uyarınca ve bu kararla uyumlu Ceza Dairelerinin yerleşmiş ve süreklilik gösteren kararlarında kabul edildiği üzere, ilk haksız hareketin kimden kaynaklandığı şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenemediğinde, şüpheli kalan bu halin sanık lehine 5237 sayılı TCK"nin 29. maddesinde düzenlenen haksız tahrik hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışmasız bırakılması,
    3) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53/1. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanıkların hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMUK’un 326/son maddesi gereğince ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 18.02.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.