BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/10 Esas 2019/863 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2018/10
Karar No: 2019/863
Karar Tarihi: 09.10.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/10 Esas 2019/863 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/10 Esas
KARAR NO : 2019/863
DAVA : Menfi Tespit (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/01/2018
KARAR TARİHİ : 09/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Bayilik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin Rekabet Kurumunun 2002/2 ve 2003/3 sayılı tebliğleri ve 12/03/2009 tarihinde internet sitesinde yayınlamış olduğu duyuru neticesinde bu tür sözleşmelerin yapılmasının imkansız hale geleceğinden 15/09/2017 tarihinde bayilik sözleşmesinin feshedildiğini davalıya bildirdiklerini, fesih ihtarını takiben davalı şirket 121.838,21-TL'lik cezai şart, 22.717,36-TL'lik söküm bedeli ve 82.620,40-TL'lik ariyet bedelini gerekçe göstererek davalı şirket lehine iş bankası tarafından verilen 100.000,00-TL ve 150.000,00-TL'lik kredi teminat mektuplarını iade etmediğini, ihtar dilekçesinde de belirtildiği üzere söz konusu faturaları kabul etmediklerini, müvekkilinden cezai şart adı altında alınan 121.838,18-TL'lik borcun hukuka aykırı olduğunu, İstasyon döküm bedeli altında düzenlenen faturanın günümüz şartları altında fahiş bir tutar olduğunu, bazı ardiyeleri gerkeçe göstererek müvekkili şirkete 82.620,40-TL'lik fatura kesildiğini, ancak müvekkile ait olmadığını, ardiye bedelleri faturasının 3. Kişiye kesilmesi gerekirken maliki olmadığı eşyalar için fahiş bedelli fatura kesilmesinin yine davalı şiretçe elde edilmeye çalışılan haksız kazancın göstergesi olduğunu beyanla neticeten müvekkili şirket tarafından verilen ...22/12/2015 tarihşi 100.000,00-TL ve 16/04/2015 tarihli 150.000,00-TL bedelli kredi teminat mektupşarının müvekkili şirkete iadesini, teminat mektuplarının nakde çevrilmemesi için ihtiyatı tedbir konulmasını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirkete tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davacı arasında bayilik ilişkisinin kurulmuş olduğunu, müvekkilinin bahse konu sözleşmeler uyarınca üzerine düşen edimlerini gerçekleştirdiğini, ancak davacı yanın edimlerini ve yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmediğini, davacının sözleşmeye göre her yıl belirli miktarda akaryakıt almayı taahhüt ettiğini, eksik kalan her bir akaryakıt m3'ü için cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, davalının sözleşme uyarınca toptan alımlardan ayrık olmak üzere, müvekkili şirket tarafından belirlenen ticari koşullar ile tüm sözleşme süresi boyunca belirli bir miktar akaryakıt almayı taahhüt ettiğini, ancak eksik miktarda akaryakıt alımı yaptığını, bu eksik miktarı uyarınca taraflar arasında akdedilen sözleşmelerce belirlenmiş olan tutar üzerinden 121.838,18-TL'lik cezai şart borcunun doğduğunu, davaya konu diğer iki adet faturaya ilişkin olarak ise akaryakıt istasyonlarının gerekli nitelik ve standarta sahip olması bakımından akaryakıt dağıtıcısı firma kalıcı yatırım yapmak suretiyle istasyon arasizi üzerinde çeşitli iş ve inşaatlar yaptırmakta olduğunu, bu iş ve inşaatların tekrar kullanılmasının mümkün olmadığını, bu uygulamada iş ve inşaatlar kalıcı yatırım olarak nitelendirildiğini, müvekkili firmanın davacının istasyonunda kullanılmakta olan Kalıcı Yatırım ve kullanılmış olan birçok ekipman ve sistemin, kurulumu, servis hizmeti sağlanması ve sökülmesi bakımından taraflar arasındaki sözleşmeler uyarınca gerekli edimleri yerine getirdiğini, müvekkilin sözleşmelerin sona ermesi ertesinde ise ariyete konu malların kendisine iade edilmemesi ve/veya hasara uğramış olmaları ve yine sözleşmeler kapsamında yapmış olduğu iş ve inşaatlar nedeniyle katlanmış olduğu gider ve zararlarını davacı tarafa fatura etmiş olması ve ödeme talep etmesinin sözleşmeler kapsamında en tabi hakkı olduğunu, bu nedenlerle davacının iddia ve taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını beyanla neticeten davacının haksız ve dayanaksız davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE: Dava; akaryakıt bayilik ilişkisinden kaynaklı davacı tarafından davalı tarafa verilen teminat mektupları yönünden menfi tespit/istirdat istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraf teşkili sağlanmış ve tarafların delilleri toplanmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme ve ihtarnamelerin ibraz edildiği, teminat mektupları yönünden banka kayıtlarının celp edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişiler Akaryakıt ve Lpg sektör bilirkişisi .., Mali Müşavir ..., Hukukçu bilirkişi...marifetiyle hazırlanan 17/12/2018 tarihli raporda özetle; ''...Taraflar arasındaki 06/06/2015 tarihli sözleşme ilişiği, sözleşmede kararlaştırılan sürenin sonunda 07/09/2017 tarihinde son bulduğunu, davacı sürenin sona ermesinden önce davalıya 15/08/2017 tarihinde feshi ihbar beyanı göndermiş ve sözleşmenin yenilenmeyeceğini bildirdiğini, sözleşmenin süre sonu olan 07/09/2017 tarihinde son bulduğu taraflar arasında ihtilafsızdır, davacının 15/08/2017 tarihli ihtarı, sözleşmenin süresinden önce feshi değil, sözleşmenin sözleşmede öngörülen sürede son bulacağına ve davacıda sözleşmeyi yenileme iradesinin bulunmadığına ilişkin bir feshi ihbar beyanı olduğunu, dolayısıyla bu feshi ihbar beyanının geçerli olduğunu, davacının sözleşmeyi haksız feshi söz konusu olmadığını, bu itibarla somut olayda davalının aynı bölgede aynı şartlarla yeni bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için gerekli olan makul sürenin tespitine ihtiyaç olmadığını, esasen davalının da bu doğrultuda bir talebinin bulunmadığını, davacının daha önce verdiği teminat mektupları davalı tarafından nakde çevrilince, davacının huzurdaki davada menfi tespit ve mektupların iadesi talebinde bulunduğunu, davalının alacak iddiasının önemli bir kısmının cezai şart alacağı olarak nitelendirilmekte olduğunu, davalı, davacı bayinin asgari alım taahhüdünde bulunduğunu ve bu tahhüdünü yerine getirmediğini beyanla sözleşmenin süresinin dolmasından sonra cezai şart tahakkuk ettirmek istemekte olduğunu, burada ifaya ekli bir cezai şart vardır ve cezai şartın geçmiş tüm sözleşme dönemini kapsadığının görüldüğünü, davalı taraf ihtirazı kayıt dermeyan etmeksizin davalının edimlerini kabul ettiği takdirde cezai şart istemekten vazgeçmiş sayılacağını, davalının böyle bir ihtirazı kayıt ileri sürdüğü dosyada ispata muhtaç durumda olduğunu, sözleşme süresi içerisinde ihtirazı kayıt dermeyan edilmeden uzun süre sözleşmeden doğan edimlerin ifasına devam edilmesi haklinde borçluda ceza koşulu istenemeyeceğine dair haklı bir güven oluştuğu ise oluşan bu haklı güven ve TMK m.'den kaynaklanan dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yılan veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulünün gerektiğini, ancak cezai şart konusu salt hukuki değerlendirme gerektirdiğinden, mahkeme aksi kanaatte ise, davalının geçmiş tüm dönemler için talep edebileceği cezai şart tutarının 31.248,10-USD olarak hesaplandığını, bu tutarın fatura tarihindeki TL karşılığının ise 120.623,92-TL olduğunu, yapılan açıklamalar sonucu, davalının sadece geriye dönük bir yıl için talep edebileceği cezair şart tutarının ise 18.890,00-USD olarak hesaplandığını ve bu tutarın fatura tarihindeki TL karşılığının ise 54.029,18-TL olduğunu, bulunan bu meblağların davacı bakımından ekonomik yıkım teşkil edip etmediği konusunda dosyada gerekli deliller bulunmadığından, bu hususun değerlendirme dışı bırakıldığını, davalının diğer alacak kalemleri olarak ileri sürdüğü söküm bedeli ve sabit yatırım bedeli olarak ileri sürdüğü alacak kalemlerinin de, sektörel inceleme bölümünde etraflıca açıklandığı üzere, dosyaya mübraz deliller muvacehesinde ispata muhtaç bulunduğunu...'' mütalaa ettikleri görülmüştür.
Davalı ticari defterleri ve işletme nezdinde yerinde inceleme icrası amacı ile Aksaray... Asliye Hukuk Mahkemesi'ne talimat yazılmış ve talimat mahkemesi tarafından görevlendirilen İnşaat Mühendisi bilirkişi ... ve Makine Mühendisi bilirkişi ...marifetiyle hazırlanan rapor temin edilmiştir. Anılı bilirkişilerin 26/04/2019 tarihli raporunda özetle; ''...Dosya içerisinde mevcut 82.620,40-TL'Lik faturaya konu olan ekipmanların, ...kw jeneratör, ... pompası, dalgıç pompa, basınçlı yıkama makinesi - 200 bar, ... İnşaatı, akaryakıt tank ve tesisat için basınç testi, sıcak ünite kompresör, şişe soğutucu, standart sıcak su makinesi 150 bar, star elektronik yağ makinesi, yağ çekme cihazı, 3 kw kesintisiz güç kaynağı olduğunun görüldüğünü, fatura tarihi incelendiğinde 10/11/2017 tarihli faura olduğu görüldüğü, faturada belirtilen ekipmanların tespiti için ...TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ'NE ait işletme sahasının kontrol edildiğini, işletme sahasında bulunan kompresör, jeneratör, kesintisiz güç kaynağı, LPG pompası, araç yıkama bölümü, faturada bulunan diğer kalemlerin ise işletme sahasında bulunmadığının görüldüğünü, Jeneratörün 150 kw teksan jeneratör olduğunu, kompresörün 2017 model 24 litrelik lpg kompresörünü olduğunu, yıkama alanının faliyette olmadığı ve basınçlı yıkama makinesinin bulunmadığını, LPG pompasının 2018 model olduğunu, kesintisiz güç kaynağının 10 KVA olduğunun tespit edildiğini, faturada belirtilen tank ve tesisat basınç testinin ise mevcut tanklar için yapılmış olamayacağını, mevcut tankların 11/12/2017 yılında alındığını, yani emtiaların bulunduğu fatura tarihinden sonra alındığı ve tankların yeni olduğunun görüldüğünü, tesiste hali hazırda 2 katlı idari bina bulunduğunu, binanın zemin katında ise fullmarket logolu market mevcut olduğunun görüldüğünü, ...isimli herhangi bir kullanıma rastlanılmadığını, tesis içerisindeki mevcut idari binanın yeni bir yapı olduğunun görüldüğü, yapıya ilişkin yapı ruhsatı tarihinde de 31/01/2018 olduğuunun tespit edildiğini, yapının inşasının başladığı tarih davaya konu olan faturanın tarihinden daha sonrasına ait olduğunun, söz konusu tesise ilişkin geçmişe yönelik yapılan araştırmalarda ise; mevcuttaki 2 katlı idari binanın bulunduğu konumda daha önce tek katlı idrai bina olduğunu, söz konusu tek katlı binanın yıkılmış ve yerine mevcuttaki binanın inşa edilmiş olduğunun tespit edildiğini, dava konusu 82.620,40-TL'lik faturada belirtilen emitalardan; jeneraötr, kompresör, LPG pompası, kesintisiz güç kaynağının marka ve model ile uyuşmadığını, basınç testinin mevcut tanklar için yapılmadığı ve diğer emtiaların da işletme sahasında görülmediğini, marketin bulunduğu binanın ise fatura tarihinden sonra inşa edildiğini ve ... Markete ilişkin bir kullanım bulunmadığını...'' mütalaa ettikleri anlaşılmıştır.
Talimat raporundan sonra Mahkememizce yeniden görevlendirilen bilirkişiler Akaryakıt ve Lpg sektör bilirkişisi ..., Mali Müşavir..., Sözleşme Uzmanı...marifetiyle hazırlanan 17/12/2018 tarihli ek raporda özetle; ''...Genel değerlendirme konusunda kök raporda olan kanaatlarında herhangi bir değişiklik yapmadıklarını, mali ve teknik değerlendirmeler ışığında; davacının davasında, davalıya borçlu olmadığının tespitini ve davalıya verdiği 150.000,00-TL ve 100.000,00-TL'lik teminat mektuplarının iadesini talep ettiğini, davalının ise davacıdan düzenlemiş olduğu 82.640,40-TL, 22.717,36-TL ve 121.838,18-TL'lik faturalardan dolayı alacaklı olduğunu iddia ederek teminat mektuplarını iade etmediğini, sektörel incelemeye nazaran, davalının 22.717,36-TL'lik söküm bedeli ve 82.620,40-TL'lik sabit yatırım faturalarının talep edebilebilir olmadığının anlaşıldığını, davalının 121.838,18-TL'lik cezai şart talebi yönünden ise, MK. M.2 ve Yargıtay kararları ışığında heyetimizin görüşünün, davalının geriye dönük son bir yıllık talepte bulabileceği yönünde olduğu ve bunun mali inceleme sonucu tutarının 18.890,00-USD karşılığı 54.029,18-TL olduğunu, mahkemece davalının geçmiş tüm dönemler yönündeki talebine itibar edilmesi durumunda ise bunun tutarının 31.248,10-USD karşılığı 120.623,92-TL olarak hesapladığını, 5 yıllık özvarlık ortalaması esas alındığında, 2.140,967,26/3x2= 1.427.311,50-TL'ye kadar bir cezai şart tutarının, 3 yıllık özvarlık ortalaması esas alındığında ise 1.673.323,24/3x2=1.115.548,82-TL'ye kadar bir cezai şart tutarının davacının ekonomik olarak mahvına sebep olmayacağının değerlendirildiğini...'' mütalaa ettikleri görülmüştür.
Huzurdaki davada; taraflar arasında 06/06/2015 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesinin akdedildiği, sözleşmenin 32. maddesi kapsamında ise 07/09/2017 tarihinde sona ereceğinin kararlaştırıldığı, davacı bayinin, sözleşme sonra ermeden önce davalı tarafa 15/08/2017 tarihinde göndermiş olduğu ihtarname ile sözleşmenin yenilenmeyeceğini ihtar ettiği hususları sabit ve ihtilaf dışı olup yanlar arasındaki bayilik sözleşmesinin kararlaştırıldığı şekilde 07/09/2017 tarihinde sona erdiği tespit edilmiştir. Bu yönüyle somut olayda haklı yahut haksız fesih irdelemesine yer olmadığı anlaşılmıştır. Davacı tarafın bayilik sözleşmesinin süre sonunda sona ermesi kapsamında sözleşmenin teminatı olarak davalı tarafa verilmiş olan 22/12/2015 tarihli 100.000-TL bedelli ve 16/04/2015 tarihli 150.000-TL bedelli teminat mektupları yönünden menfi tespit isteminde bulunduğu, yargılama sırasında nakde çevrilmesi nedeniyle talebin istirdada dönüştüğü görülmüştür. Davalı tarafın ise eksik ürün alımına dayalı 121.838,21-TL cezai şart, 22.717,36-TL ariyeten verilen ekipmanların söküm bedeli, 82.620,40-TL sabit yatırım bedeli olmak üzere neticeten 227.175,97-TL alacaklı olduğunu savunduğu anlaşılmıştır. Menfi tespit davalarında alacağın varlığını ispat yükünün alacaklı olduğunu iddia eden davalıya ait olması karşısında somut olayda davalı yanın anılı alacak kalemlerini ispatla yükümlü olduğu tespiti ile değerlendirme yapılmıştır. Bu kapsamda davalı tarafın sunmuş olduğu deliller incelenmiş ve yine davalı tarafça (Dosyada mübrez 82.620,40-TL'lik faturaya konu) iddia edilen sabit yatırımların istasyonun yerinde incelenmesi ve tespiti ile mevcut ise işletilmesi için zorunlu olup olmadığı, istasyondan sökülüp iadesinin mümkün olup olmadığı, mevcut haliyle ekonomik değer ifade edip etmediği, davacı tarafça hala kullanılıp kullanılmadığı, istasyona değer katıp katmadığı, katmakta ise bu değerin tespiti yönünde talimat marifeti ile rapor alınmış, yerinde inceleme neticesinde faturaya konu emtialar ile istasyondaki emtialar arasında herhangi bir uyuşmanın görülmediği tespitinin yapıldığı anlaşılmıştır. Bir diğer alacak kalemi olan ariyet mallarının sökümünden kaynaklı istem yönünden ise ariyet söküm masraflarının davacı bayi üzerinde bırakıldığına dair herhangi bir sözleşme maddesine rastlanılmadığı anlaşılmakla, davalı yanın her iki alacak kalemi yönündeki talebin ispata muhtaç kaldığı sonucuna varılmıştır. Savunma kapsamındaki son alacak kalemi olan eksik ürün alımından kaynaklı cezai şart istemi yönünden yapılan değerlendirme sonucunda ise Yargıtay'ın istikrar kazanan içtihatları kapsamında belirtildiği üzere; uzun süreli akaryakıt sözleşmelerinde taahhüde aykırı davranış nedeniyle her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi için takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazi kayıt) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlı olup bunlar yapılmaksızın müteakip yılın ifası gerçekleşmişse bir önceki yıla ilişkin cezai şart talep edilememektedir. Aksi durum TMK’nın iyiniyet kurallarına aykırı olduğu gibi zararın artmasına neden olması nedeniyle müterafik kusuru da bulunduğundan cezai şarttan indirim yapılarak sedece son yıl cezai şarta hükmolunması hakkaniyete ve sözleşme dengesine uygun bulunmaktadır. (Emsal karar: Yargıtay 19. Hukuk Dairesi'nin 2017/2369 esas, 2018/3447 karar sayılı ilamı) Dolayısıyla somut olayda davalı akaryakıt şirketi tarafından, asgari alım taahhüdüne uyulmaması nedeniyle sonraki yıllarda mal tedarikine çekincesiz devam edilmiş olmasından dolayı sözleşme hükmüne dayanılarak önceki yıllara ait cezai şart isteminde bulunulamayacağı, ancak son yıla ilişkin cezai şart isteminde bulunulabileceği, bu miktarın davacının ekonomik mahvına sebebiyet verecek ölçüde olmadığı sonucuna varılmıştır. Tüm bu nedenlerle; davalının davacıdan eksik ürün alımından kaynaklı 54.029,18-TL (cezai şart) alacaklı olduğu, böylece davacının nakde çevrilen teminat mektupları kapsamında 195.970,82-TL yönünden borçlu olmadığı anlaşılmakla; davanın kısmen kabulü ile, dava sırasında nakde çevirilen... Bankası'nın 22/12/2015 tarihli 100.000,00-TL bedelli ve 16/04/2015 tarihli 150.000,00-TL bedelli teminat mektupları kapsamında davacının davalıya 195.970,82-TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ile 195.970,82-TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi suretiyle istirdatına, fazlaya dair istemin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Dava sırasında nakde çevirilen ...Bankası'nın 22/12/2015 tarihli 100.000,00-TL bedelli ve 16/04/2015 tarihli 150.000,00-TL bedelli teminat mektupları kapsamında davacının davalıya 195.970,82-TL yönünden borçlu olmadığının tespiti ile 195.970,82-TL'nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi suretiyle istirdatına, fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Davacı yanın tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihi itibarıyla kabul edilen miktar üzerinden hesaplanarak alınması gereken 13.386,76 TL nispi karar ve ilam harcının davacı tarafından yatırılan 4.269,38 TL harçtan mahsubu eksik kalan 9.117,38 TL harcın karar davalıdan tahsiline,
4-Davacı tarafından yapılan 3.300,00 TL bilirkişi ücreti, 1072,00 TL yargılama gideri, 35,90 TL başvurma harcı ve 4.269,38 TL peşin harç olmak üzere toplam 8.677,28 TL yargılama giderinden kabul ve red edilen miktarlar dikkate alınarak hesaplanan 6.801,97 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, arta kalan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından 50,00 TL yargılama giderinin kabul ve red edilen miktarlar dikkate alınarak hesaplanan 10,8 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, arta kalan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 17.708,25 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7-Kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince red edilen miktar üzerinden hesaplanan 6.293,21 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının 6100 sayılı Yasanın 333. maddesi ile Yönetmeliğin 207. maddesi gereğince hükmün kesinleşmesinden sonra hesap numarası bildirilmiş ise elektronik ortamda hesaba aktarmak suretiyle; hesap numarası bildirilmemiş ise masrafı kalan paradan karşılanmak suretiyle PTT merkez ve işyerleri vasıtasıyla adreste ödemeli olarak yazı işleri müdürü tarafından iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/10/2019
Katip ...
¸e-imzalıdır
Hakim ...
¸e-imzalıdır
