BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1019 Esas 2019/1050 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2018/1019
Karar No: 2019/1050
Karar Tarihi: 09.10.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1019 Esas 2019/1050 Karar Sayılı İlamı

T.C. BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1019
KARAR NO : 2019/1050

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/10/2018
KARAR TARİHİ : 09/10/2019
KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 21/10/2019

DAVA; Davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan iş bu davanın dava dilekçesinde özetle;dava dilekçesinde özetle, davalı şirketin 2016 yılı içinde davacı şirketten mal ithal ettiğini, mal alım satımına ilişkin olarak 19 adet fatura bedeli 317.645,90 TL’yi alacaklıya ödemediğini, ithal edilen malların süresi içerisinde davalıya teslim edildiğini, her iki tarafın cari hesap ekstresi, davalı şirketin ıslak imzalı ve 2017 yılı Şubat tarihli borcu ödeme/yapılandırma planı, sipariş belgeleri, sipariş teyitleri, Uluslararası taşıma ve teslim belgeleri, gümrük kayıtları ve faturalar ile sabit olduğunu, borçlu şirketin 2017 yılı Şubat ayı ödeme taahhüdü ve yapılandırma planı ile borcu kabul ettiğini, ilk taksit olan 10.000,00 TL’yi 20/02/2017 tarihinde ödediğini, geriye kalan taksitleri ödemediğini, Küçükçekmece .... İcra Müdürlüğü’nün ..... esas sayısı ile ilamsız icra takibi başlatıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek davanın kabulü ile itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Dava dilekçesi davalı adına usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı vekilinin talebi ile cevap süresinin uzatılmasına ilişkin karar tesis edilmiş ancak davalı tarafça cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlığın davalının takibe konu miktar kadar borçlu olup olmadığı, malların davalı tarafa teslim edilip edilmediği, taraflar arasında cari hesap mutabakatı yapılıp yapılmadığı, davacının davalıdan alacaklı olması halinde miktarına ilişkin olduğu görülmüştür.
Küçükçekmece .....İcra Müdürlüğü’nün ..... esas sayılı icra dosyasının mahkememize UYAP üzerinden gönderildiği görülmüş olmakla tetkikinde, davacı tarafından davalı aleyhine toplam 362.541,73 TL'nin tahsili istemiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin davalının itirazı ile durduğu anlaşılmıştır.
Vergi Dairesine müzekkere yazıldığı ve BA-BS kayıtlarının mahkememize gönderildiği görülmüştür.
Dosya taraflara ait ticari belgeler ve kayıtlar üzerinde mahkememiz kaleminde bilirkişi incelemesi yapılarak SMM .....'ya tevdii edilmiş bilirkişi tarafından sunulan 09/05/2019 tarihli rapor ile dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası ile sınırlı olarak yapılan tespit ve değerlendirme sonucunda; Davacı vekili tarafından incelemeye sunulan 2016 yıllına ait 19 adet faturanın VUK hükümleri yönünden usulüne uygun düzenlenmediği: İhracat işlemine konu olduğu iddia edilen faturaların yurt içi fatura olduğu ve Mali Mühürlerinin olmadığı, faturaların ihracat işlemine konu olmadığı, davalı tarafa 2016 yılında düzenlenen 19 adet faturadan 17'sinin incelendiği 29.02.2016 ve 28.04.2016 tarihli 2 adet faturanın dosyada olmadığı faturaların, davacı ve davalı yan ticari defterlerinde kaydının tespit edilemediği, cari hesaplarda faturaların kayıtlı olduğu halde davacı yanın alacak iddiasına konu ettiği ihracat faturalarında kdv olması ve gümrük işlemlerine konu olmadığı da anlaşıldığından; görülen faturaların yurt içî olduğu, VUK hükümlerine göre düzenlenmemiş ve mali mühürlü faturaların görülemediği; hesap muavinlerinde kayıtlı olmasına rağmen malların teslim alındığı olgusuna şüphe sağladığı, faturaya konu mal teslimine ait, bir belge ve veri olmadığı,2016 yılında düzenlenen 19 adet faturalardan toplam 714.259,84 TL borca karşılık, davalı yan tarafından davacı yana 2016 yılında 396.613,94 TL, 2017 yılında boşalacak protokolü sonrasında ise 10.000,00 tl ödeme yapıldığının davacı yanın cari hesap ekstresinde görüldüğü, bu ödemelerin ispata muhtaç olduğu görülmekle bu değerlendirmeler doğrultusunda davacı yanın davalı yandan 12.09.2018 takip tarihi itibariyle 19 adet Faturalardan kaynaklı 307.645,90 TL Cari Hesap Asıl alacaklı olduğu; fakat işlemin gerçek faturalarının (mali mühürlü faturalar) incelemeye sunulmadığı bu sebeple teslim olgusunun belirlenemediği, davacı tarafından mali mühürlü faturalarla alacağını ispat etmesi sonrasında; 12.09.2018 tarihli icra takibinde 307.645,90 TL cari hesap asıl alacağına takip sonrası 3095 sayılı yasaya göre yıllık (365 gün} % 19,50 yasal faiz talep edebileceği şeklinde rapor sunduğu görülmüştür.
Dosya davacının rapora karşı itirazı üzerine ek rapor düzenlenmesi için tekrar bilirkişiye tevdii edilmiş bilirkişi tarafından sunulan 05/08/2019 tarihli ek rapor ile;taraflar arasında düzenlenen 19 adet Faturalardan kaynaklı davacının 307.645,90 TL Cari Hesap Asıl alacaklı olduğu; fakat işlemin gerçek faturalarının (mali mühürlü faturalar] incelemeye sunulmadığı; fakat ek rapora konu BA-BS bildirimlerinden sonra Davalı yanın BA beyanında faturaların mevcudiyeti tespit edildiği ve; teslim konusunun da oluştuğunun görüldüğü; Davacı yanın, 12.09.2018 tarihli icra takibinde 307.645,90 TL cari hesap asıl alacağına takip sonrası 3095 sayılı yasaya göre yıllık (365 gün) % 19,50 yasal faiz talep edebileceği şeklinde ek rapor düzenlediği görülmüştür.
Dava, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı vekili mahkememizin 20/03/2019 tarihli ön inceleme duruşmasında münhasıran davalının ticari defter ve belgelerine dayandıklarını belirtmiş, belirlenen bilirkişi inceleme gününde ise taraflarca ticari defter ve belgeler ibraz edilmemiştir. Tarafların BA-BS kayıtlarının celbedilmesi ile alınan ek rapor ile davalı yanın BA beyanında faturaların mevcudiyetinin ve tesliminin tespit edildiğinden bahisle davacının takip tarihi itibariyle 307.645,90 TL alacaklı olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Uyuşmazlık; davacının icra takibine konu alacağın varlığını kanıtlayıp kanıtlamadığı, davacının ön inceleme duruşmasında münhasıran davalının ticari defterlerine dayanması beyanının kabul edilip edilmeyeceği, tarafların BA-BS kayıtlarına göre değerlendirme yapılıp yapılmayacağı hususlarında toplanmıştır.
Ticari defterlerin delil niteliği yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 222.maddesinde;
" (1)Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.
(2)Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.
(3)İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.
(4)Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.
(5)Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. " şeklinde düzenlenmiştir.
Uygulamada "münhasıran karşı taraf defterlerine dayanmak" olarak isimlendirilen ve yürürlükten kaldırılan 6762 sayılı TTK'nun 83/2. maddesinde düzenlenmekle birlikte yeni TTK'da yer almayıp, karşılığını HMK'nun 222/5.maddesinde bulan müesseseye göre; taraflardan birinin hasmın ticari defterleri münderecatını kabul edeceğini ve sadece hasmın ticari defterlerine istinat ettiğini açıkça beyan ederek delillerini mahkeme huzurunda bu şekilde hasreylediğini imzası ile tasdik etmiş olması durumunda, karşı tarafın dayanılan defterleri sunmaması halinde, karşı taraf defterlerine münhasıran dayananın iddiasını ispat ettiği kabul edilmektedir.Davacının HMK 222/5 maddesinde belirtilen haktan yararlanabilmesi için bu isteğini dava açılırken bildirmesi gerekir. Yargılama sırasında bu yönde beyanda bulunması münhasıran karşı tarafın defterlerine dayanıldığının kabulünü gerektirmez. ( Yargıtay 19 HD, 2016/19259 Esas, 2017/4476 karar sayılı ilamı;2016/3357 Esas, 2016/13899 karar sayılı ilamı; Ankara Bölge Adliye Mahkemesi, 23.Hukuk Dairesi, 2017/2388 Esas, 2019/108 karar sayılı ilamı)

Somut olayda, davacının dava dilekçesinde münhasıran davalının ticari defterlerine dayandığını belirtmediği salt davalı defterlerine dayanmadığı, davalının ticari defterlerini sunmamasının iddiasının ispatına yönelik karine oluşturmayacağı kabul edilmiş, münhasıran bu sebeple davanın ispat edildiği kanaatine ulaşılmamıştır. BA-BS bildirim formları,bilanço esasına göre defter tutan mükellefler tarafından belirli bir limiti aşan mal ve hizmet alım ve satışlarını vergi dairesine bildirilmesini sağlayan bir yükümlülük olup, mahkememizce davalı tarafın BA formları Vergi Dairesinden celbedilerek ek rapor alınmış olup, tanzim olunan ek raporda, davalı yanın bağlı olduğu vergi dairesinden celbedilen BA-BS bildirimlerine göre, davalı yanca 2016 yılında davacı yana ait 19 adet fatura karşılığı KDV hariç 349.415,00 TL mal ve hizmet alındığının, teslim olgusunun oluştuğu, devir gelen borç 336.890,19 TL ve 2016 yılında düzenlenen faturalar karşılığı 377.369,65 TL toplamı 714.259,84 TL'den davalı yanca 2016 yılında yapılan 396.613,94 TL ödeme ile birlikte 2017 yılına devrolan ve 2017 yılında yapılan protokol ile 317.645,90 TL olarak belirlenen cari hesap alacağından davalı yanca protokol gereğince yapılan 10.000,00 TL'lik ilk taksit ödemesi mahsup edilerek neticeten davacının davalı taraftan takip tarihi itibariyle 307.645,90 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğİ görülmekle ek bilirkişi raporuna itibar olunarak teslim olgusu ve tespit edildiği miktarda alacaklı olduğunun ispatlandığına kanaat getirildiği, icra takibinde işlemiş faiz talep edilmiş ise de, takip tarihinden önce borçlunun temerrüde düşürüldüğüne dair dosyaya ibraz edilmiş belge bulunmadığından işlemiş faize hükmedilemeyeceği anlaşılmakla açılan davanın kısmen kabul kısmen reddine, Küçükçekmece ..... İcra Müdürlüğünün ..... E sayılı dosyasında davalının asıl alacak 307.645,90 TL'lik kısma itirazın iptaline, takibin 307.645,90 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilmesine, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20'si olan 61.529,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,
1-Küçükçekmece .... İcra Müdürlüğü'nün ..... E sayılı dosyasında davalının asıl alacak 307.645,90 TL'lik kısma İTİRAZININ İPTALİNE, takibin 307.645,90 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi İŞLETİLMESİNE, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Davacı tarafın icra inkar tazminat talebinin kabulü ile asıl alacağın % 20'si olan 61.529,18 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 21015,29L harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 4378,60TL nin mahsubu ile eksik kalan 16636,69 TL'nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Dava ilk açılış harç gideri olan 4419,70 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yapılan yargılama gideri olarak toplam111,2TL posta müzekkere gideri 1000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1111,2 TL'den kabul-red oranına göre(%85) hesaplanan 942,94TL 'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 24408,75 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 6388,54 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, yapılan yargılama neticesinde kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup, anlatıldı. 09/10/2019

Başkan ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Üye ...
¸e-imzalıdır
Katip ...
¸e-imzalıdır




Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.