14. Hukuk Dairesi 2015/2313 E. , 2015/8045 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Kayseri 2. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/06/2012
NUMARASI : 2012/2-2012/4
Davacı vekili tarafından, 28.02.2012 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 01.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, A.. M... Tic. A.Ş.nin vergi borcu olup, bu borcu ödemeye yetecek haczi kabil malvarlığı tespit edilemediğinden şirketin yönetim kurulu ve üyeleri hakkında takibe geçildiğini, muris S.. İ.."in mirasçıları olan eş ve çocuklarının mirası reddettiklerini bildirmeleri üzerine mirasçılar nezdinde devam eden takip ve tahsil işlemlerinin durdurulduğunu ileri sürerek S.. Y.. G.."in terekesinin sorumlu olduğu borç miktarı karşısında aciz halinde olup olmadığının ve mirası reddeden mirasçıların TMK"nın 618. maddesi gereğince murisin ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumluluklarının tespitine karar verilmesini istemiş; dava dilekçesiyle birlikte, Vergi İdaresinin "mirasın resen tasfiyesini sağlamak amacıyla dava konusu edilmek üzere ilgili belgelerin eklendiğini" belirtir yazı ve eklerini sunmuştur.
Mahkemece, "davacının terekenin tespiti talebinde bulunduğu, TMK.nun 612. maddesi gereğince terekenin iflas suretiyle tasfiyesi gerektiğinden, bu tasfiye sırasında murisin terekesinin aktifi ve pasifi belirleneceğinden davacı tarafın terekenin tespiti açısından talebinde hukuki yarar bulunmadığı; TMK"nın 618. maddesi hükmüne göre, davacının, mirasçıların iaddesi ile yükümlü oldukları edindikleri malvarlığı olduğu taktirde bunlara karşı hasımlı olarak istirdat davası açması gerektiği; mevcut duruma göre tasfiye memurunca tereke tespit olacağından davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Türk Medeni Kanununun 612. maddesi uyarınca, en yakın yasal mirasçıların tamamı tarafından reddedilen miras, sulh hukuk mahkemesince iflas hükümlerine göre tasfiye edilir. Sulh hukuk hakiminin, en yakın yasal mirasçılarının tamamının mirası reddettiklerini belirlemesi halinde her hangi bir başvuruya gerek olmadan, kendiliğinden, resmi tasfiye yoluna gitmesi gerekir. Öte yandan, kanun koyucu murisin alacaklılarına mirasçıların mirası ret hakkından mahrum olduklarının tespiti davası açma imkanı tanımıştır. Ödemeden aciz bir murisin mirasını reddeden mirasçılar onun alacaklarına karşı ölümünden önceki beş yıl içinde ondan almış oldukları ve mirasın paylaşılmasında geri vermekle yükümlü olacakları değer ölçüsünde sorumlu olurlar (TMK m. 618 f.I). Murisin alacaklılarının korunması aşağıdaki koşulların gerçekleşmesine bağlıdır. Bunun için, miras açılmış olmalıdır. Ödemeden aciz bir muris bulunmalıdır. Miras süresinde reddedilmelidir. Reddeden mirasçıya kazandırma yapılmış olmalıdır. Eda davası açılmış olmalıdır.
Somut olayda; muris S.. İ.. 09.02.2009 tarihinde ölmüş, en yakın mirasçılarının tamamı mirası reddetmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki bir davada olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir (HUMK m.76). Mevcut durumda, mirasın iflas hükümlerine göre tasfiyesi, borç ödendikten sonra da geriye kalan kısmın ret vaki olmamış gibi hak sahiplerine ödenmesi gerekir. Tereke, alacağı karşılayabiliyorsa murisin alacaklıları tarafından mirasçılarına karşı dava açılması mümkün değildir.
Davacı, resmi tasfiye sonunda alacağına kavuşamazsa, tüm mirasçılara yönelteceği bir dava ile TMK"nın 618. maddesinde öngörülen koşulların varlığı halinde alacaklının korunmasından yararlanabilecektir.
Mahkemece, anılan bu hususlar gözetilmeksizin eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 09.09.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.