11. Hukuk Dairesi 2013/9717 E. , 2013/23037 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret (Kadıköy 3. Asliye Ticaret) Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 27.03.2012 tarih ve 2011/686-2012/346 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin dava dışı Aktaş A.Ş. ile Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı arasında imzalanmış imtiyaz sözleşmesi çerçevesinde, Aktaş A.Ş. ile 1992 yılında imzaladığı sözleşme uyarınca 30 yıllığına İstanbul Anadolu Yakasının “elektrik direkleri, trafolar, binalar” gibi reklam alanlarının kullanım hakkına sahip olduğunu, bu arada TEK ile Aktaş A.Ş. arasında 21.11.1989 tarihinde görev verme, 30.03.1996 tarihinde de 3096 Sayılı Kanun’a dayanılarak işletme devir sözleşmesi imzalandığını, Anayasa Mahkemesi’nin 09.02.1994 gün ve 1994/43 E, 42-2 K sayılı kararı uyarınca bu yasaya göre yapılan sözleşmelerin kamu hizmeti imtiyaz sözleşmeleri niteliğinde olduğunu, müvekkili şirketin her yıl olduğu gibi 23.12.2002 tarihinde fiyat belirleme amacıyla gönderdiği yazıya, davalı şirketçe 02.04.2002 tarihinden itibaren İstanbul Anadolu Yakasında elektrik ticareti faaliyetlerinin devralındığı ve 1992 tarihli sözleşmenin hükümsüz sayıldığı cevabının verildiğini, oysa TEK ile Aktaş A.Ş. arasındaki imtiyaz sözleşmesinin ortadan kalkmasının, davalının halen yürürlükte olan 1992 tarihli sözleşme uyarınca Aktaş A.Ş.’nin halefi konumunu etkilemeyeceğini ileri sürerek, 40.000,00 TL manevi ve şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 30.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde, Aktaş A.Ş. ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı arasındaki imtiyaz sözleşmesinin, Danıştay 10. Dairesi"nin 27.03.2002 tarihli kararı ile iptal edilmesi üzerine, Bakanlar Kurulu’nca 15.04.2002 tarihinde, daha önce Aktaş A.Ş.’nce yapılan elektrik dağıtım ve ticaretinin artık TEDAŞ. tarafından yapılmasına karar verilmiş, böylece davacı ile Aktaş A.Ş. arasındaki 24.06.1992 tarihli sözleşmede fiilen uygulanamaz hale geldiği, davacının sözleşme imzaladığı şirket Aktaş A.Ş. olup, davalı TEDAŞ’nin bu olayda Aktaş A.Ş.’nin külli halefi olması veya ticari işletmesini ondan devralması gibi herhangi bir sebeple anılan sözleşmenin tarafı haline gelmesinin söz konusu olmadığı, davalının 02.04.2002 tarihinden 23.12.2002 tarihine kadar davacının varsa reklam amaçlı kullanımına sessiz kalması da, o dönemde mevcut hukuki belirsizlikler ve davalıya işletme hakkı verilen bölgenin genişliği gibi somut olayın özel koşulları dikkate alındığında, davacı ile dava dışı Aktaş A.Ş. arasındaki 24.06.1992 tarihli sözleşmeyi aynı şartlarla devam ettireceği anlamına gelmediği, davalının bu süre içinde davacıdan herhangi bir ücret aldığı iddiası da ortaya konulmadığına göre, anılan sessiz kalma sadece fiili bir durumu yansıtıp, davalının sözleşmeye katılma iradesini göstermediği, bu durum karşısında, somut olayın özellikleri de dikkate alınarak davalının pasif husumet ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.