18. Hukuk Dairesi 2014/16761 E. , 2014/18336 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Alanya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/08/2011
NUMARASI : 2008/437-2011/562
Dava dilekçesinde, Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmaz malın idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Aynı kamulaştırma kapsamında aynı değerlendirme (2008) tarihi itibariyle dava konusu taşınmazla aynı köyde bulunan bir kısım taşınmazların kamulaştırma bedelinin tespit ve tescil davalarının Dairemizde daha önce yapılan temyiz incelemesinde (Alanya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/341 E.-2012/819 K. sayılı dosyası - Dairenin E 2013/11955- K 2013/13158) bilirkişi raporlarında sulu taşınmazda münavebeye buğday, saman (yan ürün), patlıcan, biber ve mısır alınarak kamulaştırma bedelinin tespit edilmesine karşın bu dosyada dava konusu 29 parsel sayılı taşınmazda münavebe planı değiştirilerek buğday, saman (yan ürün), domates ve kabak münavebeye alınmasıyla kamulaştırma bedelinin daha düşük tespit edilmiş olması,
2-Kamulaştırma Yasası"nın 4650 Sayılı Yasayla değişik 10. maddesinin onbirinci fıkrasına göre, kamulaştırması yapılan taşınmazın tahsis edildiği kamu hizmeti itibariyle sicile kaydı gerekmeyen bir niteliğe dönüşmüş ise, istek halinde mahkemece sicil kaydının terkinine karar verilir. Mahkemece, Yasanın bu hükmü ve dava dilekçesinde kamulaştırılan taşınmazın tapusunun iptali ile idare adına tescili istendiği dikkate alınmadan, tescil yerine terkine karar verilmesi, Doğru görülmemiştir.
Ayrıca;
3-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tescili için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesi"nin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek, hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten, karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinden de hükmün bozulması gerekmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edenlerden davalı tarafa iadesine, 15.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.