3. Ceza Dairesi Esas No: 2015/4271 Karar No: 2015/8224 Karar Tarihi: 04.03.2015
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2015/4271 Esas 2015/8224 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2015/4271 E. , 2015/8224 K.
"İçtihat Metni"
Tebliğname No : 2015/22413- Kanun Yararına Bozma
Kasten yaralama suçundan katılan sanık C.. A..’nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/2, 86/3-e, 29, 31/3, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 1.000,00 Türk Lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Düzce 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 24/06/2014 tarihli ve 2013/355 esas, 2014/561 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığı"nın 16.01.2015 tarih ve 2014/1478 – 3691 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın 29.01.2015 tarih ve 2015/22413 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi. Mezkur ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, katılan sanık Caner’in elindeki bıçakla diğer sanık O.. E..’yi yaralama kastıyla kovaladığı, ancak sanığın kaçması nedeniyle elinde olmayan nedenlerle neticeyi gerçekleştiremediğinin mahkemesince kabul edilerek, kararın gerekçe kısmında belirtilmiş olması karşısında, eylemin teşebbüs aşamasında kaldığı gözetilmeden, verilen cezadan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 35/2. maddesi uyarınca indirim yapılmamış bulunulmasında; isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309.maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının üzerine inşa edildiği hüküm, daha sonra davanın düşmesi kararı verildiğinde veya hükmün açıklanması ya da yeni bir hüküm kurulması halinde varlık kazanacağından ve ancak bu halde 1412 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanununun 305 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 223. maddeleri uyarınca temyiz edilebilme olanağına kavuşabileceğinden, bu aşamadan önce henüz hukuken varlık kazanmamış bulunan, bu hükmün temyiz merciince denetlenebilme olanağı bulunmamaktadır. Kanun yararına bozma yasa yolunun ise temyiz ve istinaf incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlere karşı başvurulabilen olağanüstü bir kanun yolu olup, amacının ülke sathında uygulama birliğine ulaşılması, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki ciddi boyutlara ulaşan hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi olup bu kanun yoluna başvurulabilmesi için ilk ve temel koşulun, verilen hüküm veya kararın istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş olmasıdır. Hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıklar ancak hükmün hukuken varlık kazanması halinde olağan ve olağanüstü kanun yolları denetimine konu olabilecektir. Açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmünün, hükmün açıklanması, düşme kararı verilmesi veya yeni bir mahkumiyet hükmünün tesisinden sonra ancak temyiz incelemesine konu olabilmesi, temyiz kanun yoluna başvurulmadan kesinleşmesi halinde ise koşulları bulunduğu takdirde kanun yararına bozma kanun yolu ile incelenebilecek olması ve ancak bu aşamada hükmün içeriğindeki hukuka aykırılıkların denetlenebilecek olması karşısında, açıklanmayan ve hukuken varlık kazanmamış bulunan hükmün içeriğine dahil bulunan hukuka aykırılıkların, itiraz yolu ile incelenmesi olanağı bulunmaktadır. Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 29/06/2010 gün ve 11/70-159 sayılı kararında da açıklandığı üzere belirtilen hukuka aykırılığın hükmün içeriğinin denetlenmesini gerektirmesi nedeniyle kanun yararına bozma konusu yapılması olanaklı bulunmadığından ve kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceğinden, Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 04.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.