11. Ceza Dairesi Esas No: 2018/6017 Karar No: 2020/83
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2018/6017 Esas 2020/83 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2018/6017 E. , 2020/83 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür. Yapılan yargılamada toplanan deliller, gerekçeli kararda gösterilip, tartışılarak, yüklenen suçun sübutu kabul, kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı artırıcı ve azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın temyiz nedenlerinin reddiyle, hükmün ONANMASINA, 13.01.2020 tarihinde hükmün açıklanma koşullarının oluşmadığı noktasında Üye ..."ın karşı oyu ile oy çokluğuyla; esas yönünden oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V. (M) Üye Üye Üye Üye ... ... ... ... ... KARŞI OY
Dairemizin 13/01/2020 tarih, 2018/6017 Esas ve 2020/83 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebeplerden katılmıyorum. Sanığın, TCK’nin 204/1, 62/1, 53/1. maddesi gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair, 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanması suretiyle kurulan Aksaray 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 16/12/2014 tarih, 2014/565 Esas ve 2014/727 Karar sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır. Sanık hakkında aynı mahkemece 15/04/2010 tarih 2009/276 Esas ve 2010/273 Karar sayıyla verilen hükmün CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır. Deneme devresi içinde sanık hakkında Aksaray 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 21/05/2014 tarih, 2014/31 Esas ve 2014/426 Karar sayı ile TCK’nin 86/2, 3-a, 62, 52/2. maddeleri uyarınca doğrudan 3.000 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükümlere istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür. Kesin olarak verilen hükümlerin olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir. Bu sebeblerle anılan mahkeme kararının öncelikle hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı sebebi ile bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun (hükmün açıklanma koşullarının oluştuğu yönündeki) görüşüne katılmıyorum. 13.01.2020 ... Muhalif Üye