Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2008/12240
Karar No: 2009/1011
Karar Tarihi: 28.1.2009

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2008/12240 Esas 2009/1011 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2008/12240 E.  ,  2009/1011 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ,
    TARİHİ : 11/07/2008
    NUMARASI : 2006/211-2008/391

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, kayden paydaş bulunduğu 18 adet taşınmaza davalının ekip biçmek suretiyle müdahale ettiğini, kendi payını kullanamadığını ileri sürerek payına yönelik elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, çekişme konusu taşınmazlardan sadece 39, 40 ve 41 nolu parsellerde payı kadar yer kullandığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, tarafların paylarına karşılık çekişmesiz kullanabilecekleri yerlerin bulunduğu ve intifadan men olgusunun gerçekleşmediği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi . . raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                  -KARAR-
    Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 31,32,…..,47 ve 48 parsellerden oluşan toplam 18 parça taşınmazın taraflar ve dava dışı kişiler adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı bulunduğu görülmektedir.
    Davacı, taşınmazlarda kendi payını kullanamadığını, bunun davalı tarafından engellendiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    Davalı ise, 39,40 ve 41 nolu parsellerde payı kadar yer kullandığını savunmuştur.
    Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne varki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; mahkemece yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi, tanık anlatımları ve fen bilirkişisinin krokisine göre, her bir parsel için tüm paydaşları bağlayan fiili kullanım biçiminin oluşmadığı, ancak parsel sınırları gözetilmeksizin taşınmazların tamamı üzerinden bölümler halinde paylaşım yapıldığı belirlenerek davalının 38,39,40,41,42, 43 ve 44 parsellerde kullandığı kısımlar gösterilmiştir. Ancak, davalının tasarrufu haricindeki yerler ve parsellerin kimlerin kullanımında olduğu, davacının çekişme konusu taşınmazlarda ayrı ayrı kullandığı yerler bulunup bulunmadığı açıklığa kavuşturulmamıştır.
    Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, her bir parselde kimlerin hangi bölümleri kullandığı, davacının her taşınmazda tasarrufunda bulundurduğu yerlerin mevcut olup olmadığının belirlenmesi ve hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, eksik soruşturma ile yazılı olduğu üzere karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28.1.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi