11. Hukuk Dairesi 2013/9227 E. , 2013/23031 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/12/2012 tarih ve 2010/506-2012/307 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava HUMK’nun 3494 sayılı kanunla değişik 348/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin arsasına yapılacak binanın masraflarına teminat olarak 4 adet boş bonoyu dava dışı ..."a verdiğini, bu kişinin de söz konusu bonoları davalı bankadaki borcuna karşılık teminat olarak sunduğunu, davalı bankanın müvekkiline ihbarname göndermeksizin " söz konusu senet borçlusu tarafından ödenmemiş ve alacaklıya iade edilmiştir" açıklamasını dekontlara elle yazarak bonoları lehdar olan dava dışı ..."a verdiğini, bunun üzerine dava dışı ..."ın müvekkili hakkında haksız icra takibi başlattığını, müvekkilinin evini değerinden düşük miktara satmak zorunda kalarak ödeme yaptığını, davalı bankanın müvekkiline çektiği cevabi ihtarnamede bonoların keşide tarihlerini bonolar üzerinde yazan tarihlerden farklı olarak bildirdiğini, bu durumun bankanın yasal unsurları eksik bonoyu kabul ettiğini gösterdiğini, keşide tarihi olmayan evrakları bono vasfı ile kabul edip, borçlusuna ihtarname göndermeyen, senet arkasındaki temlik cirosunu hükümsüz bırakmak için dekonta el yazısı ile ilaveler yapan bankanın müvekkilinin uğradığı zarardan sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00TL"nin faiziyle tahisiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, dava zamanaşımına uğradığını, müvekkili bankanın dava konusu senetleri dava dışı ... "a ait kredi borcunun teminatı olarak aldığını, bu kişinin borcu ödemesi üzerine senetlerin teslim edildiğini, müvekkili bankanın sehven bonoların keşide tarihleri yerine senetlerin bankaya teslim tarihlerinin bildirildiğini, bonoların boş olmayıp yasal unsurlarını taşıdığını, davacının ... aleyhine açtığı dava konusu bonolarla ilgili menfi tespit davasının reddedildiğin ve Yargıtayca onandığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, Tekirdağ 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/180E, 2009/166 K sayılı dosyasında da davacı tarafın dava konusu bonoların bono vasfında olmadığını ileri sürdüğü, mahkemece, aynı kuvvette yazılı belge ile aksi ispatlanamadığından davanın reddine karar verildiği, kararın Yargıtayca onanarak kesinleştiği, davacının bu bonolar kadar dava dışı ..."a borçlu olduğu, esasında zararlandırıcı işlemin dahi ortada bulunmadığı, bankanın kredi borcunun ödenmesi üzerine bonoları teminat olarak sunan ..."a teslim etmesinin bankacılık teamüllerine uygun olduğu, davacının reddedilen menfi tespit davasına istinaden devam edilen icra takibi sırasında evini değerinden düşük fiyatla satarak icra borcunu kapatmasında bankanın eylemi ile illiyet bağı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 17/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.