Esas No: 2022/2391
Karar No: 2022/6472
Karar Tarihi: 13.04.2022
Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2022/2391 Esas 2022/6472 Karar Sayılı İlamı
11. Ceza Dairesi 2022/2391 E. , 2022/6472 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
Hükümlü ...'in basit dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin Ordu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 17.06.2016 tarihli, 2012/445 Esas ve 2016/859 Karar sayılı hükmünün temyiz edilmeksizin 24.11.2016 tarihinde kesinleşmesinden sonra, uzlaşmanın sağlanamaması nedeniyle Mahkemenin hükümlü hakkındaki infazın devamına dair 28.02.2017 tarihli ek kararına yönelik olarak Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 28.10.2020 tarih ve 94660652-105-52-3128-2019-KYB sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.11.2020 tarih ve KYB-2020/97051 sayılı kanun yararına bozma talebi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesi tarafından verilen kanun yararına bozma talebinin reddine ilişkin 08.02.2021 tarihli, 2020/11883 Esas ve 2021/854 Karar sayılı kararına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.03.2022 tarih ve 2022/26319 sayılı itiraz yazısı ile hükümlü lehine itiraz kanun yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilen dava dosyası ve ekleri yeniden incelenerek gereği görüşüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanun'un 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK'nin 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
Yargıtay (Kapatılan) 15. Ceza Dairesinin, hükümlü ... hakkında, Ordu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/445 Esas ve 2016/859 Karar sayılı dosyasından verilen infazın devamına dair 28.02.2017 tarihli ek kararına yönelik, 08.02.2021 tarihli, 2020/11883 Esas ve 2021/854 Karar sayılı "Kanun yararına bozma isteminin reddi" kararının KALDIRILMASINA,
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 28.10.2020 tarih ve 2019/3128 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen 05.11.2020 tarih ve KYB-2020/97051 sayılı ihbarname ile;
"Dosya aslının, diğer sanık yönünden temyiz talebinde bulunması nedeniyle Yargıtay'da olduğu anlaşılmakla onaylı dosya sureti üzerinde yapılan incelemede;
Mahkemesince, uzlaşma sağlanamadığına dair düzenlenen rapor nazara alınarak anılan cezanın infazının devamına karar verilmiş ise de;
02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı Kanun’un 253. maddesinin 6. fıkrasında yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye veya bunların kanunî temsilcisine ulaşılamaması halinde, uzlaştırma yoluna gidilmeksizin soruşturma sonuçlandırılır." Ceza Muhakemesinde Uzlaştırma Yönetmeliğinin 7/12. maddesinde yer alan, "Resmî mercilere beyan edilmiş olup da soruşturma veya kovuşturma dosyasında yer alan adreste bulunmama veya yurt dışında olma ya da başka bir nedenle mağdura, suçtan zarar görene, şüpheliye, sanığa veya kanunî temsilcisine ulaşılamaması hâlinde soruşturma veya kovuşturma konusu suçla ilgili uzlaştırma yoluna gidilmez." aynı Yönetmelik'in 29/7. maddesinde "Uzlaşma teklifinde bulunmak için çağrı; telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle de yapılabilir. Ancak, bu çağrı uzlaşma teklifi anlamına gelmez." anılan Yönetmelik'in 29/6. maddesinde yer alan, "uzlaştırmacının uzlaşma teklifinde bulunacağı şüpheli, sanık, katılan, mağdur veya suçtan zarar gören ya da kanunî temsilcilerine iletişim araçlarıyla ulaşılamaması hâlinde açıklamalı uzlaşma teklifi büro aracılığıyla yapılır." Bahsi geçen Yönetmelik'in 29/5. maddesinde yer alan, "Uzlaştırmacı, uzlaşma teklifini büro aracılığıyla açıklamalı tebligat, istinabe veya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yoluyla da yapabilir." yine 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 10/1. maddesinde yer alan, "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır." aynı Kanun'un 21/1-2. maddesinde yer alan, "Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır. Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır." şeklindeki düzenlemeler hep birlikte değerlendirildiğinde;
Kendisine uzlaştırma işlemlerini gerçekleştirmek üzere dosya tevdi edilen uzlaştırmacının öncelikle uzlaştırma teklifi yapılacak ilgililere telefon, telgraf, faks, elektronik posta gibi araçlardan yararlanılmak suretiyle uzlaştırma teklifi yapmak üzere çağrı yapması, şayet belirtilen şekilde çağrı yapılamaz ise bu defa uzlaştırmacının ilgili savcılık nezdinde kurulmuş uzlaştırma bürosundan uzlaşma teklifi yapılmasını talep etmesi gerektiği, böyle bir taleple karşılaşan büronun da muhatabına ulaşamaması durumunda öncelikle muhatabın bilinen son adresine tebliğ yapması, tebligatın iade gelmesi durumunda bu defa muhatabın MERNİS adresinin tespitini yaparak, MERNİS adresi ile bilinen en son adresin aynı olduğunun anlaşılması halinde 7201 sayılı Kanun'un 21/2. maddesi gereğince işlem yapılması, MERNİS adresinin farklı bir adres olduğunun anlaşılması durumunda ise MERNİS adresine aynı Kanun'un 10/1. maddesi gereğince tebligat yapılması gerektiği,
Somut olayda, uzlaştırmacı tarafından PTT marifetiyle sanığa iadeli taahhütlü davetname gönderildiği, müşteki ve sanığa PTT marifeti ile çıkarılan davetnamenin tebliğ edilmeksizin iade edilmesi üzerine, taraflara ulaşılamaması gerekçesiyle uzlaşma sağlanamadığı yönünde rapor düzenlenmiş ise de; taraflara öncelikle bilinen son adreslerine anılan davetiyenin gönderilmesi gerektiği, iade edilen davetiye yönünden yukarıda detaylıca açıklandığı üzere uzlaştırma bürosundan bilinen son adreslerine uzlaştırma teklifinin gönderilmesini talep etmesi ve büronun da açıklandığı şekilde tebliğ yapması gerektiği anlaşılmakla usulüne uygun uzlaşma teklifi yapılmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden" bahisle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın bozulması istenilmiş olmakla,
Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Kanun yararına bozma istemine atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden, Ordu 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/445 Esas ve 2016/859 Karar sayılı dosyasından verilen 28.02.2017 tarihli ek kararın 5271 sayılı CMK'nin 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, hükümlü anılan Mahkeme dosyasında basit dolandırıcılık suçundan verilen mahkumiyet hükmü nedeniyle cezaevine alınmışsa cezasının İNFAZININ DURDURULMASINA, başka suçtan tutuklu ya da hükümlü değilse derhal TAHLİYESİNE, müteakip işlemlerin mahallinde takdir ve ifasına, dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE, 13.04.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.