Esas No: 2018/4073
Karar No: 2022/1550
Karar Tarihi: 09.02.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/4073 Esas 2022/1550 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2018/4073 E. , 2022/1550 K."İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN;
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Rüşvet vermeye teşebbüs
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle atılı suçtan mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
CMK’nin 231/11. madde ve fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranılması halinde, mahkemenin hükmü açıklayacağı belirtilmiştir. Öte yandan, kararın kesinleşmesi yoklukta verilenlerin yöntemince tebliğinden, huzurda verilenlerin de usulünce tefhiminden itibaren yasada öngörülen sürede kanun yoluna başvurulmaması ya da başvurulup reddedilmesi durumunda mümkün olacaktır. Bu açıklamalar ışığında, açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması için öncelikle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesi gerekmektedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı kesinleşmemiş ise denetim süresi başlamayacak ve sanığın denetim süresi içinde suç işlediğinden de bahsedilemeyecektir.
Sanık hakkında 07/10/2008 tarihinde işlediği iddia olunan rüşvet vermeye teşebbüs suçundan açılan kamu davasında ... Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonunda verilen 30/12/2008 tarihli ve 2008/232 Esas, 2008/249 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair Kararın suçtan zarar gören Hazineye tebliğ edilmeksizin 29/01/2009 tarihinde kesinleştirilmesini müteakip sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlediğine ilişkin ihbarda bulunulması üzerine temyiz incelemesine konu 22/04/2015 tarihli hükmün kurulduğu,
3628 sayılı Yasa'nın 17 ve 18. maddelerine göre rüşvet vermeye teşebbüs suçunun zarar göreni olan ve davaya katılma hakkı bulunan Hazinenin CMK'nin 231/12. madde ve fıkra hükmü uyarınca ... Ağır Ceza Mahkemesince verilen 30/12/2008 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karara itiraz hakkının bulunduğu ancak Hazineye tebliğ edilmediğinden sanık hakkındaki anılan kararın kesinleşmediği, bu kararın kesinleşmemesi nedeniyle de denetim süresinin başlamadığı ve denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlendiğinden bahisle hükmün açıklanma koşullarının da bulunmadığı dikkate alınmadan ihbar üzerine sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükmün kesinleşmeden açıklanmasına karar verilerek yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK'nin rüşveti tanımlayan ve 05/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun ile değişiklik yapılıncaya kadar yürürlükte kalan 252/3. maddesine göre bu suçun, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıyla oluşacağı, taraflar arasında serbest irade ile yapılan anlaşmanın vuku bulduğu anda rüşvet suçunun meydana geleceği, suç tarihinde jandarma görevlilerinin durumundan şüphelenmeleri üzerine yanına gittiklerinde ehliyetsiz olduğunu tespit etmeleri üzerine sanığın hakkında ehliyetsiz araç kullanmaktan işlem yapılmaması için 50 TL uzatarak "alın bununla yemek yiyin" demek suretiyle rüşvet vermeye teşebbüs ettiği iddia edilen somut olayda mahkemece sanığın yapılması gereken bir işin yapılmaması için kamu görevlisine rüşvet vermeye teşebbüs ettiği kabul edilmiş ise de; suç niteliğinin tayini bakımından, olay günü sanık hakkında trafik cezası işlemi uygulanıp uygulanmadığı, uygulanmış ise bu cezanın kesinleşip kesinleşmediği hususları araştırılmadan, bir idari yaptırım uygulanmış ise kesinleşmiş onaylı örneği dosya arasına alınmadan, 5237 sayılı TCK'nin, 05/07/2012 günü yürürlüğe giren 6352 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki rüşveti tanımlayan 252/3. maddesinde "Rüşvet, bir kamu görevlisinin, görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır" denilerek sadece nitelikli rüşvete yer verildiği, kamu görevlisinin, yapması gereken işi yapması ya da yapmaması gereken işi yapmaması için yarar sağlamasının veya kişilerin bu şekildeki iş için kamu görevlisine çıkar temin etmelerinin rüşvet tanımından çıkarıldığı, görevin gereklerine aykırı olarak bir işin yapılması veya yapılmaması için rüşvet teklifinde bulunulması durumunda suçun icra hareketleri başlamış olacağından rüşvete teşebbüs, haklı bir hususun temini için rüşvet önerilmesi halinde ise koşullarının bulunması durumunda eylemin kamu görevlisinin şeref ve saygınlığına saldırı niteliğinde olması nedeniyle aynı Yasa'nın 125/3. maddesinde düzenlenen kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeden, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
TCK'nin 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarihli ve E. 2014/140, K. 2015/85 sayılı iptal Kararıyla ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Kanuna aykırı, sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321 ve 326/son maddeleri uyarınca hükmün BOZULMASINA 09/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.