14. Hukuk Dairesi 2016/15393 E. , 2020/1667 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25/03/2013 gününde verilen dilekçe ile ipoteğin fekki talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15/07/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dışı ... Pen San.Tic.Ltd.Şti"nin %24 hisse ile ortağı iken söz konusu şirketin faaliyetine son verildiğini, bu şirket ile davalı arasında bayilik sözleşmesi yapılacağı düşüncesi ile 13/09/2010 tarihinde maliki olduğu 9283 ada 4 parselde kayıtlı 13 No"lu bağımsız bölüm üzerinde ileride doğabilecek borçlar için teminat olarak davalı lehine ipotek tesis edildiğini, ancak sözleşmenin tarafları arasında hiç bir ticari faaliyet olmadığı halde ipoteğin kaldırılmadığını, ne kendisinin ne de ortağı olduğu ... Pen Ltd. Şti"nin davalıya borcu bulunmadığını ileri sürerek, ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, ipoteğin teminat amaçlı verilmediğini, davacının borcunu zamanında ödemediğini, bu nedenle ... 4. İcra Müdürlüğünün 2003/3586 sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçilmiş olduğunu, davacı borçlunun anılan takip dosyasına itiraz etmemesi üzerine dosyanın kesinleştiğini, icra takibinden 10 yıl, ipoteğin tesis edildiği tarihten 13 yıl kadar süreden sonra ipoteğin teminat amaçlı olarak verildiğinden bahisle, ipoteğin fekkini talep ettiğini, işbu durumun davacı borçlu tarafından açılan davanın haksız olduğu ve ayrıca ipoteğin teminat amaçlı verilmediğinin açık bir göstergesi olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davaya konu ipoteğin teminat ipoteği olduğunu, temin ettiği alacağın neden ibaret olduğu açıklanamadığı gibi, böyle bir alacağın ödenmediğinin de kanıtlanmadığını belirterek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir.
Somut olayda; incelenen ve ipotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden ipoteğin, ... A.Ş. lehine 2. derecede 35.000.000.000 ETL için tesis edildiği görülmektedir. Açıklanan bu niteliğe göre ipotek, kesin borç (karz) ipoteğidir. Türk Medeni Kanununun 875. maddesine göre kesin borç (karz) ipoteği, anapara yanında, gecikme faizini ve icra takibi yapılmışsa takip masraflarını da güvence altına alır. Alacaklı, ipoteğin fekki için anaparanın dışında takip masraflarını ve geçen günlerin faizlerini de isteyebileceğinden, ipoteğin kaldırılmasına ancak anaparanın, gecikme faizinin, icra takibi yapılmışsa takip giderlerinin ödenmesi halinde karar verilebilir. Taşınmaz malikinin ödeme iddiası varsa bu iddianın da yazılı delille kanıtlanması zorunludur.
Ancak, borçlu anapara ipotek miktarından bir kısmını ödemiş veya depo etmişse yine de davanın reddi gerekir ise de, “Çoğun içinde az da vardır” kuralı uyarınca Tapu Sicil Tüzüğünün 31/2 maddesi hükmüne göre ipotek bedelinden ödenen bölümün kütüğün düşünceler sütununda gösterilmesi gerekir.
Bütün bu açıklamaların sonucu doğrultusunda mahkemece yapılması gereken iş; ipotek, kesin borç (karz) ipoteğine ilişkin bulunduğundan, borcun davacı tarafından ödendiği ispat edildiği takdirde davanın kabulüne karar vermek gerekir.
Değinilen yönler gözetilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda yazılı nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.