Esas No: 2019/1421
Karar No: 2020/1278
Karar Tarihi: 02.12.2020
Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu 2019/1421 Esas 2020/1278 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
VERGİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/1421
Karar No : 2020/1278
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı - …
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : ... Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:2019/1350 sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen … tarihli ve … sayılı ödeme emrinin iptali istemiyle dava açılmıştır.
... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı:
Ödeme emrinin dayanağı ihbarname, davacının bilinen adresi olan “… Mah. … Cad. No:… .../İstanbul” adresine tebliğe çıkarılmış, mahalle muhtarı nezdinde düzenlenen 29/07/2009 tarihli adres tespit tutanağı ile davacının nakil almadan adresini terk ettiği ve yeni adresinin bilinmediği tespit edilmiştir.
Davacının bilinen adresinde bulunamaması nedeniyle 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 103 ve devamı maddelerinde yer alan hükümler uyarınca ihbarname ilânen tebliğ edilmiş ve bu şekilde kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla uyuşmazlık konusu ödeme emri düzenlenerek davacının eşine elden tebliğ edilmiştir.
Adreste bulunamama nedeniyle tebliğ imkânsızlığı olan hallerde, düzenlenen adres tespit tutanağının kanunen geçerli bir tebligat belgesi olarak kabulü için tebliğ edilmeye çalışılan evraka ilişkin bilgileri ihtiva etmesi yani onunla ilişkilendirilmesi ve 213 sayılı Kanun'da belirtilen şekil şartlarını ihtiva etmesi gerekmektedir.
Dosyada bulunan adres tespit tutanağının ise vergi/ceza ihbarnamesinin tebliğine ilişkin olup olmadığı hususunda bir bilgi içermediği, tebliğe çalışılan ihbarname ile ilişkilendirilmediği görülmektedir.
Bu durumda, anılan vergi/ceza ihbarnamelerine bağlı vergi ve cezaların ilân yoluyla tebliği Vergi Usul Kanunu'nda öngörülen usule uygun olmadığından, usulsüz tebliğ ile kesinleştirilen kamu alacağı için ödeme emri tanzim ve tebliğinde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Vergi Mahkemesi bu gerekçeyle dava konusu ödeme emrini iptal etmiştir.
Davalının temyiz istemini inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesinin 17/09/2018 tarih ve E:2016/3003, K:2018/7690 sayılı kararı:
Savunma dilekçesi eki belgelerden, davacının 06/10/2009 tarihinde … Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne vermiş olduğu dilekçede, "… Mah. … Cad. No:… …/İSTANBUL" adresindeki işyerini kapattığını, yeni adresinin "… Mah. … Sok. … Apt. No:… …/İSTANBUL" olduğunu bildirdiği, bunun üzerine ihbarname tebliği için belirtilen adrese gidildiği, buna ilişkin olarak 04/11/2009 tarihinde mahalle muhtarı nezdinde düzenlenen adres tespit tutanağıyla davacının adresten kesin olarak ayrılmış olduğu, yeni adresinin bilinmediğinin tespit edildiği anlaşılmıştır.
Bahsi geçen tutanakta ihbarname tebliğine ilişkin bir bilgi bulunmamakla birlikte ihbarnameyi tebliğe çıkaran … Vergi Dairesi Müdürlüğünce … Vergi Dairesi Müdürlüğüne gönderilen … tarih ve … sayılı yazıda, ihbarname tarih ve numarası ile adres tespit tutanağının tarihi belirtilerek bu ikisi arasında ilişki kurulduğu da anlaşılmaktadır.
Bu durumda, Vergi Mahkemesince, davacı tarafından 06/10/2009 tarihli dilekçeyle bildirilen yeni adresin 213 sayılı Kanun'un 101. maddesi çerçevesinde davacının bilinen adresleri kapsamında olup olmadığı ve bu adreste düzenlenen adres tespit tutanağının usulüne uygun şekilde düzenlenip düzenlenmediği değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerektiğinden, yalnızca 29/07/2009 tarihinde yapılmaya çalışılan tebliğin usulsüz olduğundan bahisle verilen kararda hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
Daire, bu gerekçeyle kararı bozmuştur.
... Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararı:
Mahkeme, aynı hukuksal nedenler ve gerekçeyle ilk kararında ısrar etmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının bilinen adreslerinde bulunamadığı hususunun usulüne uygun olarak tespit edildiği, ödeme emrinin dayanağı ihbarnamenin bu nedenle ilanen tebliğ edildiği ve davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka aykırılık olmadığı belirtilerek aksi yönde verilen ısrar kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davacının bilinen adreslerinde tebliğ imkansızlığının usulüne uygun olarak düzenlenen adres tespit tutanakları ile tespit edildiği ve ilânen tebliğ koşullarının gerçekleştiği sonucuna varıldığından, uyuşmazlık konusu ödeme emrinin dayanağı ihbarnamenin ilânen tebliğinin 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'un 104. maddesine uygun biçimde yapılıp yapılmadığı hususu araştırılarak karar verilmesi gerektiğinden, aksi yönde verilen ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Davacının faaliyette olduğu dönemde POS cihazı ile yapmış olduğu satışların bir kısmını beyan etmediği tespit edilmiştir. Bunun üzerine yasal kayıtlarının bir kez daha gözden geçirilmesi ve ulaşılacak sonuca göre gerekiyorsa düzeltme veya pişmanlık kapsamında bağlı olduğu vergi dairesine verilecek beyannamelerin lehe değerlendirileceğine ilişkin bilgilendirme yazısı 07/01/2009 tarihinde "… Mah. … Cad. No:…" adresinde davacının kendisine tebliğ edilmiştir.
Davacı tarafından anılan yazıya cevaben … Vergi Dairesi Müdürlüğüne verilen 21/01/2009 tarihli dilekçede aynı adres bilgisine yer verilmiştir.
Davacı hakkında düzenlenen 26/06/2009 tarihli sınırlı vergi inceleme raporu "… Mah. … Cad. No:… …-İSTANBUL" adresine tebliğe çıkarılmıştır. Davacının "adresten ayrıldığı, yeni adresinin bilinmediği" şerhi düşülerek düzenlenen ve memur ve mahalle muhtarının imzasıyla tutanak haline getirilen 29/07/2009 tarihli adres tespit tutanağı ile evrakın tebliğ edilemediği hususu tespit edilmiştir.
Davacı, 06/10/2009 tarihli dilekçesi ile davalı idarece yapılacak tebligatların "… Mah. … Sk. … Apt. No:… …/İSTANBUL" adresine gönderilmesini talep etmiştir.
26/06/2009 tarihli sınırlı vergi inceleme raporu ve 02/07/2009 tarihli vergi/ceza ihbarnamesi davacının bildirdiği bu adrese tebliğe çıkarılmış, davacının "adresten ayrıldığı, yeni adresinin bilinmediği" şerhi düşülerek düzenlenen ve memur ve mahalle muhtarının imzasıyla tutanak haline getirilen 04/11/2009 tarihli adres tespit tutanağı ile söz konusu evrakların tebliğ edilemediği hususu tespit edilmiştir. Ayrıca ihbarnameyi tebliğe çıkaran … Vergi Dairesi Müdürlüğünce … Vergi Dairesi Müdürlüğüne gönderilen … tarih ve … sayılı yazıda, ihbarname tarih ve numarası ile adres tespit tutanağının tarihi belirtilerek tebligatın yapılamadığı hususu bildirilmiştir.
İhbarname davacının bilinen adreslerinde tebliğ edilemediğinden ilânen tebliğ yoluna gidilmiş ve kesinleşen vergi alacağının tahsili amacıyla uyuşmazlık konusu ödeme emri düzenlenmiştir.
İLGİLİ MEVZUAT:
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 103. maddesinde, muhatabın adresi hiç bilinmezse, bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilânen yapılacağı hükme bağlanmış, 104. maddesinde ise ilânen tebliğin şekil şartlarına yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Usulüne uygun olarak düzenlenen adres tespit tutanaklarıyla davacının bilinen adreslerinde bulunamadığının tespit edilmesi üzerine ilânen tebliğ yoluna gidildiği görülmüş olup olayda 213 sayılı Kanun'un 103. maddesinde öngörülen ilânen tebliğe ilişkin koşulların gerçekleştiği anlaşılmıştır.
İlânen yapılan tebligatın aynı Kanun'un 104. maddesinde düzenlenen şekle uygun olup olmadığı dolayısıyla kamu alacağının kesinleşip kesinleşmediği hususu araştırılarak ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğinden aksi yönde verilen ısrar kararında hukuka uygunluk bulunmamaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1- Davalının temyiz isteminin KABULÜNE,
2- ... Vergi Mahkemesinin, … tarih ve E:…, K:… sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
3- Yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren on beş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
X - KARŞI OY:
Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, dayandığı hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında ısrar kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, istemin reddi gerektiği oyu ile karara katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.