Taraflar arasında görülen davada; Davacılar, miras bırakanları H."den intikal eden 585 parsel sayılı taşınmaza davalının iki kez biçmek suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır. Davalı, davacıların miras bırakanı H."in, ölümünden kısa süre önce çekişme konusu taşınmazı kendisine kiraladığını, kira süresinin bitiminde taşınmazı boşaltacağını belirtip, davanın reddini savunmuş, bilahare taşınmazı terkettiğini bildirmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın davacıların murisi H. adına kayıtlı iken miras bırakan Haşim ile davalı arasında kira sözleşmesi düzenlendiği ve davalının taşınmaz üzerindeki tasarrufunun bu sözleşmeye dayandığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi . .raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 585 parsel sayılı taşınmazın miras yoluyla intikal suretiyle davacılar adına kayıtlı olduğu, davalının taşınmazda, kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkının bulunmadığı, ancak çekişmeli taşınmazı tasarruf ettikleri anlaşılmaktadır. Davalı, taşınmazı kullanmasının davacıların miras bırakanı ile yaptıkları kira sözleşmesine dayalı olduğunu savunmuştur. Oysa, dosya içerisinde bulunan ve davalının dayandığı tarihsiz (Kasım 2001 başlangıç tarihli) kira sözleşmesi belgesindeki imzanın elde edilen Adli Tıp Kurumu raporuna göre davacıların miras bırakanına ait olduğu saptanamamıştır. Bu durumda davacıları bağlayan bir kira sözleşmesinin varlığından bahsedilemeyeceği açıktır. O halde, davalının savunmasına itibar edilemeyeceği, başka bir ifadeyle davalının çekişmeli taşınmazda kiracı olduğu söylenemez ve kabul edilemez. Öyleyse, davalının taşınmazı kullanmasının hukuki bir dayanağının bulunmadığı tartışmasızdır. Hal böyle olunca, elatmanın önlenmesi isteğiyle birlikte belirlenecek ecrimisil yönünden davanın kabulü gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22.01.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.