MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi


Taraflar arasındaki kooperatif üyeliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatif üyeliğini dahili davalı ..."den devraldığını, noterde yapılan devrin, davalı kooperatife bildirilmesi için gönderilen ihtarnamenin, adres kapalı olduğundan tebliğ edilemediğini, müvekkilinin kooperatife üyelik kaydı için gerekli prosedürün tamamlanamadığı ileri sürülerek, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif vekili, davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, kooperatif yetkili organlarınca devrin kabulüne ilişkin bir karar alınmadığını, davacının, yetkilisi ve temsilcisi olduğu şirketin kooperatifi zarara uğrattığını ve bu sebeple ortaklığa kabulünün mümkün olmadığını, kooperatifin, bağımsız bölümleri üyelerine teslim ederek tasfiye aşamasına girdiğini, davacının, ortaklık niteliklerini taşımadığını, devrin kabul edilmesi için öncelikle genel kurula başvurulması gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı ..., üyeliğini 22.03.2010 tarihinde davacıya devrettiğini, devir tarihinden sonra davalı kooperatifle herhangi bir bağının kalmadığını, kooperatif ortaklığının davacıya devrine ve adı geçenin ortaklığa kabulüne itirazının bulunmadığını belirtmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre; dahili davalı ..."nin devir tarihi olan 22.03.2010 tarihinde davalı kooperatifin ortağı olduğu ve ortaklık payını devretmesine bir engel bulunmadığı, davacı ile dahili davalı arasında düzenlenen devir sözleşmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı, davacının, devri bildirim yükümünü de yerine getirmek istemesine rağmen davalı kooperatifin ticaret sicil kaydında bulunan adresine çıkarılan tebligatın, adreste bulunamama nedeniyle iade edildiği, davacının, şartları taşımasına rağmen ortaklığa kabul edilmemesinin haksız fiil niteliğinde olduğu ve davanın bir yıllık hak düşürücü sürede açıldığı, davacının öncelikle genel kurula başvurma zorunluluğunun bulunmadığı, davalı kooperatifin 28.04.2007 tarihli olağan genel kurulda tasfiye kararı almış olduğu, devrin yapıldığı 22.03.2010 tarihinde tasfiyenin henüz tamamlanmadığı, tüzel kişilik devam ettiği sürece ortakların hak ve yükümlülüklerinin devam edeceği ve ortaklık devrinin mümkün bulunduğu, kooperatif yönetim kurulunun davacının ortaklık şartlarını taşımadığına dair bir delil bulunmadığı ve hatta anasözleşme gereği ortaklık niteliklerini taşıdığı, davalı kooperatifin, davacının devir sebebi ile ortaklığa kabul edilmesi yönündeki talebini reddetmesinin dayanağı bulunmadığı, dahili davalının ihracına dair evrak dosyaya girmişse de ihracın kesinleşmediği ve bu aşamada devire engel durum bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınması gereken harç peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.