23. Hukuk Dairesi 2013/6405 E. , 2013/7485 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin üyesi olduğu davalı kooperatiften 11.10.2010 tarihinde istifa ettiğini, yapmış olduğu aidatların iadesini ihtarla davalı kooperatiften istemiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 110.000,00 TL"nin üyeliğinin sona erdiği tarihten itibaren reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, 20.11.2012 havale tarihli dilekçesi ile talebini 115.610,07 TL olarak ıslah ettiğini bildirmiştir.
Davalı vekili, davacının istifasının kabulünden sonra yapılan ve bilançonun onaylandığı 09.04.2011 tarihli genel kurulda ödemelerin üç yıl ertelenmesine dair karar alındığını, davacıya ödeme yapılması durumunda müvekkili kooperatifin mevcudiyetinin tehlikeye düşeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının 11.10.2010 tarihinde davalı kooperatiften istifa ettiği, davalı kooperatif tarafından davacıya tahsis edilen dairenin ..."a, bu kişi tarafından da 15.07.2011 tarihli işlemi ile Sakine Karaaslan isimli kişiye satıldığı, bu satış ile birlikte davacının üyelikten ayrılma payına hak kazandığı, davacının davalı kooperatiften genel giderlere katılım payı düşüldükten sonra 115.610,07 TL alacaklı olduğu ve bilançonun onaylandığı genel kurulun 09.04.2011 tarihinde yapılmış olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile 115.610,07 TL alacağın 10.05.2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Kooperatif üyeliğinden ayrılan ortak, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 17/1. maddesi ve anasözleşmenin 15. maddesi gereğince, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl sonu bilançosuna göre hesaplanacak olan masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yıl sonu bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ay geçtikten sonra bu hak talep edilebilir. Aynı Kanun"un 17/2. maddesi uyarınca kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşüreceği gerekçesiyle ödemelerin 3 yıla kadar geciktirilmesine ilişkin bir kararın, anılan aynı genel kurulda alınması ve mahkemece, ödemenin kooperatifin mevcudiyetini tehlikeye düşürecek nitelikte olduğunun bilirkişi raporu ile yargılama sırasında saptanması halinde, erteleme kararındaki süre geçmeden önce açılan dava, alacağın muaccel olmasından önce (erken) açıldığı gerekçesiyle reddedilmelidir.
Öte yandan, davalı kooperatif anasözleşmesinin 15. maddesinde "Ortaklığı sona erenlerin yerine ortak alınması halinde eski ortağın 21. madde uyarınca ödediği gider taksitleri derhal ödenir." hükmü yer almaktadır. Ayrılan ortağın doğrudan üyelik payı yerine yeni ortak alınması halinde eski ortağın yapmış olduğu ödemelerin derhal kendisine iade edilmesi gerekmektedir. Bu durumda, erteleme kararı alınmış olsa bile davalı bu karardan yararlanamayacaktır.
Somut olayda, davacı 11.10.2010 tarihinde istifa etmiş olup ayrıldığı yıl bilançosunun görüşüldüğü 09.04.2011 tarihli genel kurulda, “ üyelikten istifa ederek ayrılan ... ve Sabriye Arı"nın üyelik aidatlarının istifalarının kabul tarihinden itibaren 3 yıl içinde ödenmesine” karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından davacı yerine yeni ortak alınmadığı tespit edilmiş olup davacıya tahsis edilen dairenin üçüncü kişiye satışı yeni üye alınması niteliğinde olmadığından davacının çıkma payı alacağının muacceliyet tarihine etkisi bulunmamaktadır.
Mahkemece, 09.04.2011 tarihli genel kurulda alınan kararda, ödemenin ertelenmesine karar verilmiş olmayıp ödemenin 3 yıl içinde yapılması kabul edilip, benimsendiğinden bu kararın Kooperatifler Kanunu"nun 17/2. maddesine uygun bir erteleme kararı olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, faizin 09.07.2011 tarihli genel kurul tarihinden bir ay sonra 10.07.2011 tarihinden başlatılması suretiyle bu husus kabul edildiği anlaşıldığı halde, yazılı gerekçe ile kabulü doğru olmamış ise de sonucu itibariyle doğru olan kararın HUMK"nın 438/ son maddesi uyarınca değişik gerekçe ile onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün değişik gerekçe ile ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.