20. Hukuk Dairesi 2015/2724 E. , 2015/1457 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ..... Yönetimi ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
............. İlçesi, ...... Köyü 151 ada 71 parsel sayılı (eski 2423) 1112,51 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tapuda bağ niteliği ile davalı adına kayıtlıdır.
Davacı ....... Yönetimi, taşınmazın kısmen,kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı iddiasıyla tapu iptali tescil davası açmıştır.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile dava konusu ............. İlçesi, ...... Köyü, ....... mevkiinde kain eski 2423 yeni 151 ada 71 parsel sayılı taşınmazın fen bilirkişisi .........."in 05/12/2013 ve ....... Mühendisi Bilirkişi ........"ün 13/01/2014 tarihli rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 110,25 m2"lik bölümüne ilişkin davalı taraf adına olan tapu kaydının iptali bu kısmın orman niteliği ile Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, ....... Yönetiminin fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davacı ....... Yönetimi ve davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen tahdide dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Kanuna göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1997 yılında yapılıp, 16.12.1997 tarihinde ilân edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, orman kadastrosu yapılmamış yerlerin kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın (A) harfi ile gösterilen bölümünün orman tahdit hattı içinde kalan bölümünün ise tahdit hattı dışında kaldığı belirlenerek, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve aynı Kanunun 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine harç, yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de; bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hükmün harca ilişkin ikinci bendi, masrafa ilişkin üçüncü bendi, vekâlet ücretine ilişkin dördüncü bendi hükümden çıkartılarak bunların yerine “alınması gerekli 683,10.- TL den peşin alınan 170,80.- TL"nin mahsubu ile bakiye 512,30.- TL"nin davacı ....... Yönetiminden tahsili ile Hazineye irat kaydına ve
6099 sayılı Kanun ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı ....... Yönetimi üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresi yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A madde gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı temyiz harcının istek halinde iadesine, aşağıda yazılı onama harcının ....... Yönetimine yükletilmesine 11/03/2015 günü oy birliğiyle karar verildi.