20. Hukuk Dairesi 2015/1958 E. , 2015/1456 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı .......... Yönetimi ve müdahil ....... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı .......... Yönetimi, ..... Köyü 815 parsel sayılı taşınmazın tapuda davalı adına kayıtlı olduğunu, ancak; öncesinin orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile ....... adına tescili istemiyle dava açmıştır. Yargılama sırasında davalının ölü olduğu anlaşılmakla, mirasçılarına husumet yaygınlaştırılmış, ....... vekili, 21.02.2012 tarihli celsede taşınmazın ham toprak niteliğiyle ....... adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır.
Mahkemece, davalı ... ....."un dava tarihinden önce 04.09.1981 tarihinde öldüğünden, davada taraf ehliyeti bulunmadığı ve mirasçılarına halefiyet kuralı uygulanamayacağından, davanın reddine karar verilmiş, davacı .......... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilen hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 02/05/2013 gün ve 2013/822 - 4977 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 115. maddesinin 3. bendi "dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usûlden reddedilemez."
Somut olayda; yargılama sırasında husumet davalının mirasçılarına yaygınlaştırılmak suretiyle taraf teşkili tamamlanmış, işin esasına yönelik inceleme ve araştırma yapılmış olmakla, toplanan delillere göre işin esası hakkında Karar verilmesi gerekirken, davalının dava tarihinden önce öldüğünden taraf sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin usûl ve kanuna aykırı olduğu"" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı .......... Yönetimi ve dahili davacı ....... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman savına dayalı tapu kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Dava konusu taşınmazın, ..... Köyünde 1979 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davalılar miras bırakanı ........... ..... adına tesbit ve tescil edildiği ve taşınmazın bulunduğu köyde orman kadastrosunun yapılmadığı anlaşılmaktadır. Ne var ki, dava konusu taşınmazın bulunduğu ..... Köyüne komşu ...... Köyünde 2004 yılında yapılan orman kadastrosunda dava konusu taşınmazın ve bir kısım taşınmazların orman sınırları içine alındığı ve ...... Köyünde 2008 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda ...... Köyü 101 ada 1 parsel nolu orman niteliğiyle kadastro tespit tutanağı düzenlenen taşınmazın çapı içinde kaldığı, bu durumda ...... Köyünde yapılan orman kadastrosunun dava konusu taşınmazın bulunduğu köyde ilân edilmediği için kesinleşmiyeceği, ayrıca, daha önceden kadastro yapılan yerlerde kadastro yapılamıyacağı ve ...... Köyünde yapılan kadastronun çekişmeli taşınmazın bulunduğu ..... Köyü sınırları içindeki taşınmazlar bakımından 2. kadastro olduğu ve 3402 sayılı Kanunun 22. maddesi gereğince bu kadastronun hükümsüz sayılacağı ve TMK"nın 1026. maddesine göre işlem yapılacağı, dava açılmasa dahi tapu müdürlüğünce re"sen iptal edileceğinden ve uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının .......... Yönetimine yükletilmesine, .......den harç alınmasına yer olmadığına 11/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.