10. Hukuk Dairesi 2015/12713 E. , 2016/3577 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, aidiyet ve yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Bağ-Kur Çiftçi Primleri Tevkifat Bildirimi belgesinde, 1998 yılının Mart ayında ... adlı kişi tarafından dava dışı … Ltd. Şti.’ne satılan tarım ürünlerinin bedelinden prim kesintisi yapıldığının belirtildiği, anılan kesinti tutarının 20.04.1998 günü davalı hesabına yatırıldığı, 2011 yılının Şubat ayında söz konusu belgeye ve tevkifata dayanılarak 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılığı 01.04.1998 tarihi itibarıyla başlatılan davacının 23.10.2012 günü yaşlılık sigortasından aylık tahsisi başvurusunda bulunması üzerine Kurumca durumunun yeniden değerlendirildiği ve tevkifatın kendisine ait olduğunun belirlenemediği gerekçesiyle tescil tarihi 01.05.2007 olarak düzeltilip 01.05.2007 – 28.02.2011 döneminde sigortalı kabul edildiği, ayrıca 01.03.1976 – 1978 tarihleri arasında 506 sayılı Kanun hükümleri kapsamında 35 prim ödeme gün sayısı, 01.03.2011 – 23.10.2012 döneminde 5510 sayılı Kanunun 4/1-(b) maddesine tabi sigortalılığı bulunan davacının aylık bağlama talebinin, 1479 sayılı Kanunun Geçici 10. maddesi çerçevesinde koşulların gerçekleşmediği gerekçesiyle Kurumca reddedilmesinden sonra işbu davanın açıldığı anlaşılmakta olup kesintinin davacıya ait olduğunun, buna göre 01.04.1998 – 01.05.2007 tarihleri arasında 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılığın bulunduğunun ve yaşlılık aylığına hak kazanıldığının tespitine ilişkin davada mahkemece yapılan yargılamada, tarımsal faaliyetin varlığına ilişkin kayıt ve belgeler ile dinlenen tanıkların anlatımlarına dayanılarak istem aynen hüküm altına alınmıştır.
Davanın temel yasal dayanağı 2926 sayılı Kanunun yürürlükten kaldırılan 36. ve 1479 sayılı Kanunun 53. maddesi olup Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22.09.2010 gün ve 2010/10-... Esas - 2010/... Karar numaralı ilamında da belirtildiği üzere, kendi adına ve hesabına bağımsız tarımsal faaliyete dayalı olarak yetiştirilen ürünlerin teslimi sırasında ürün bedelleri üzerinden tevkifat (prim kesintisi) yapılması durumunda zorunlu sigortalılık hak ve yükümlülüğünün tevkifat tarihini izleyen aybaşından itibaren başlatılması gerekmekte, kamu kuruluşu niteliği taşımayan özel gerçek/tüzel kişilerce tevkifat gerçekleştirilmiş ise prim tutarının Kuruma aktarılması şartı aranmaktadır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmede, davacıyla birlikte Kaş ilçesi nüfusuna kayıtlı olup aynı ad ve soyadı taşıyan kişilerin varlığı belirgin bulunmakla, 24.11.1998 günü yaşamını yitiren 1953 doğumlu R...K... ile kimlik numarası ... olan 20.06.1971 doğumlu R...K... sigortalılık durumları belirlenerek çekişme konusu tevkifatın Kurumca bu iki kişiye mal edilip edilmediği ortaya konulmalı, ayrıca hayatta olan 20.06.1971 doğumlu kişinin tanık sıfatıyla bilgi ve görgüsüne başvurulmalı, gerektiğinde hak alanını ilgilendirdiği takdirde anılan kişinin yöntemince davaya katılımı sağlanarak göstereceği kanıtlar toplanmalı ve sonrasında elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, aidiyet talebi konusunda değinilen gereklilikler yerine getirilmeden davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, 1479 sayılı Kanunun 37. maddesinde yer alan, yaşlılık aylığının, Kurumdan yazılı istekte bulunulduğu tarihi izleyen aybaşından başlayacağı yönündeki düzenlemeye aykırılık oluşturacak şekilde mahkemece aylığın tahsis talep gününden itibaren bağlanmasına karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.