10. Hukuk Dairesi 2015/12690 E. , 2016/3570 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, sürekli iş göremezlik geliri bağlanarak yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı SGK Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) 30.07.1986 günü gerçekleşen iş kazası yönünden davalı Kurumca 1987 yılında yapılan değerlendirmede, davacı sigortalının meslekte kazanma gücünü %6,3 oranında yitirdiğinin ve sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanmadığının belirlendiği, 26.12.2005 tarihinde davacının anılan kazaya bağlı olarak tahsis isteminde bulunması üzerine yapılan sevk sonrasında 24.02.2006 günü düzenlenen rapora dayanılarak Kurumca, meslekte kazanma gücü kayıp derecesi %14 olarak saptanıp 01.03.2006 tarihinden itibaren davacıya sürekli iş göremezlik geliri bağlandığı anlaşılmakta olup gelirin kaza gününü izleyen aybaşından itibaren bağlanması gerektiğinin tespiti ve yasal faiziyle birlikte ödenmesine ilişkin işbu davada mahkemece yapılan yargılamada, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 3. İhtisas Kurulu’nca 26.02.2014 tarihinde hazırlanan ve hükme dayanak kılınan raporda meslekte kazanma gücünün kaza günü itibarıyla %11,2 oranında yitirildiği belirtilmiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 19. maddesinde, iş kazası sonucu meslekte kazanma gücünün en az %10 azalmış bulunduğu Kurumca belirlenen sigortalının, sürekli iş göremezlik gelirine hak kazanacağı bildirilmiş, “Zamanaşımı ve hakkın düşmesi” başlığını taşıyan 99. maddesinin 1. fıkrasında, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıkların, hakkı doğuran olay tarihinden
itibaren 5 yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrayacağı, bu durumda olanların gelir ve aylıklarının, yazılı istek gününü izleyen aybaşından itibaren başlayacağı açıklanmıştır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında yapılan değerlendirmede, öncelikle belirtilmelidir ki bu tür uyuşmazlıklarda elde edilecek hüküm sonrasında bazı yükümlülüklerle karşılaşacak olan işverenin hak alanını da ilgilendirdiğinden Kurumla aralarında zorunlu dava arkadaşlığı bulunan işverene yöntemince husumet yöneltilerek davaya katılımının sağlanması için davacı tarafa uygun süre tanınmalı, sonrasında, 01.03.2006 tarihinden itibaren %14 oranına göre kendisine sürekli iş göremezlik geliri tahsis edilen davacının, 26.12.2005 günü yönelttiği başvuru ve değinilen 99/1. maddede yer alan zamanaşımı hükmü karşısında 01.01.2006 – 01.03.2006 dönemi yönünden %11,2 oranı üzerinden gelire hak kazandığı dikkate alınarak elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu istemin aynen kabul edilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.