13. Hukuk Dairesi 2014/12919 E. , 2014/16687 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sakarya 3. Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)
TARİHİ : 27/06/2013
NUMARASI : 2012/553-2013/222
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Adapazarı Bel. Başk. Ve 2-T.H. A.Ş. avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, 03.07.2008 tarihinde davalılar B.nşaat..A.Ş. ve Adapazarı Belediyesi’nden 63.125,00-TL’ye bağımsız bölüm satın aldığını, davalı H.Bankası A.Ş’ den konut kredisi kullandığını, dairede oturmaya başladıktan sonra her yağmur yağdığında binanın etrafını su bastığını, sığınağın su içinde kaldığını, zemin katta bulunan dairenin rutubet ve nemden oturulamaz hale geldiğini, sözlü olarak defalarca ayıp ihbarı yapılmasına ve yazılı olarak site yöneticisinin durumu bildirmesine rağmen mağduriyetinin giderilmediğini, dairedeki bu durumun gizli ayıp niteliğinde bulunduğunu, sözleşmeden döndüğünü ileri sürerek, dairenin alınması için ödenen toplam 90.680,00 TL’nin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini istemiştir.
Davalı A.. B.., konutun ruhsata uygun olarak inşa edildiğini, projeye ve vaat edilen tüm vasıflara uyduğunu, kusurlarının bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, hemen ihbar hükümlülüğünün yerine getirilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı T.H. A.Ş., dava konusu taşınmazın davacıya 07.11.2008 tarihinde teslim edildiğini, davanın 19/11/2012 tarihinde açıldığını, 4077 sayılı yasanın 4/A maddesi gereğince davanın zamanaşımına uğradığını, bankanın ayıbın gizlenmesi konusunda bir hile veya ağır kusurunun bulunmadığını, satış sözleşmesinin tarafı olmadığını, kullandırılan kredinin bağlı kredi olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Davalı B. İnşaat … A.Ş. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile; dava konusu K. Mah. .. Ada ..parselde kayıtlı, 5. Blok Zemin Kat 4 nolu bağımsız Bölümün davalı A.. B..’na iadesi ile davacının bu evin alımı için ödediği 90.680,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, davalı bankanın sorumluluğunun kullandırılan kredinin faizi ile birlikte toplam tutarı olan 76.680,00 TL ile sınırlı tutulmasına karar verilmiş; hüküm, davalılar A.. B.. ve T.H. A.Ş tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, davalı Belediyeden satın alınan bağımsız bölümün ve bağımsız bölümün yer aldığı binanın gizli ayıplı olması nedeni ile sözleşmeden dönme ve kredili olarak ödenen satış bedelinin iadesi talebine ilişkindir. 4077 sayılı Kanunun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 198. maddesi (6098 Sayılı B.K.’nun 223. maddesi) uygulanacaktır. Anılan maddeye göre, alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirme ile meydana çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu ayıp sonradan meydana çıkarsa, bu durumu da hemen satıcıya bildirmediği takdirde yine satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. Borçlar Kanunu’nun 198. maddesinde(6098 Sayılı B.K.’nun 223. maddesi) öngörülen süre içinde ihbar edilmeyen ayıplar için dava açılamaz.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; davacının davalı Belediye’den 03.07.2008 tarihli harici sözleşme ile diğer davalı müteahhit Baytur İnşaat ..A.Ş tarafından inşa edilen zemin kat 4 nolu daireyi satın aldığı, 24.06.2009 tarihinde tapu devrinin yapıldığı, konutun 07.11.2008 tarihli tutanakla davacıya teslim edildiği hususlarında bir uyuşmazlık yoktur.Mahkemece aldırılan bilirkişi heyeti raporu ile binanın ve dairenin su izolasyonu ve drenajının yetersiz olması nedeni ile gizli ayıplı olduğu tespit edilmiştir.Davacı tüketicinin gizli ayıp nedeniyle 4077 Sayılı TKHK’nun 4. maddesinde düzenlenen seçimlik haklarını kullanabilmesi için gizli ayıbın derhal davalı tarafa ihbar edilmiş olması gerekir.Davacı, dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında 2010 yılında dairede oturmaya başladığını, ayıbı ilk olarak 2010 yılında öğrendiğini, tüm kat malikleri ile birlikte davalılara sözlü ihbarda bulunduklarını, site yöneticisinin yazılı olarak da ihtar gönderdiğini beyan etmiştir. Dosya kapsamında dava dışı yöneticinin davalı B. İnşaat A.Ş.’ye gönderdiği 10.12.2010 tarihli ihtar dışında davacı tarafından davalılara ayıbın bildirildiğine dair bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Site yöneticisi, davacının dairesi ve ortak alanlardaki ayıplar için davacı adına ihtar çekme hak ve yetkisine sahip değildir.Mahkemece, tanık beyanlarına dayanarak ayıp ihbarının süresinde yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de; tanık beyanları soyut ifadeleri içermekte olup, ayıp ihbarın süresinde yapıldığına dair bir açıklık taşımamaktadır. Bu durumda davacının süresinde ayıp ihbarında bulunduğu kanıtlanamadığından, dava konusu taşınmazın bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davalılar A.. B.. ve T.H. A.Ş’nin sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalılar A.. B.. ve T.H. A.Ş lehine bozulmasına, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar A.. B.. ve T.H. A.Ş’nin sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.