13. Hukuk Dairesi 2013/30931 E. , 2014/16684 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul 4. Tüketici Mahkemesi
TARİHİ : 31/05/2013
NUMARASI : 2012/128-2013/486
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ailesi ile birlikte yapacağı Avusturalya seyahati için otelde konaklamak üzere davalı şirkete iki dönem için rezervasyon yaptırdığını, hizmet bedelinin ödendiğini, ancak 19/01/2012 ile 02/02/2012 tarihlerini kapsayan dönem için iç içe geçmeli iki oda rezervasyonu istendiği halde iki yataklı tek odanın rezerve edildiğini, davalı şirket yetkilisinin 467832 numaralı voucher da gerekli değişikliğin ücretsiz yapılacağını beyan ederek şirket kaşesi ve imzası ile belgelediğini, bu belgeye rağmen yanlışlığın düzeltilmesi için 6.000,00-TL ek ücret istendiğini, dört kişi olarak iki yataklı tek odada konaklamak zorunda bırakıldığını, sıkıntı ve eziyet çekerek mağdur edildiğini, davalıya gönderilen ihtarnameden sonuç alınamadığını ileri sürerek hizmet bedelinin yasal faizi ile birlikte iadesine, sözleşmenin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının 19/01/2012 ile 02/02/2012 tarihleri arasında 14 gece "twin room" yani dört kişilik bir oda rezervasyonu yaptırdığını, daha sonra talebi üzerine müşteri memnuniyeti açısından iki ayrı oda teminine yönelik araştırma yapıldığını ancak ek bedel ödenmesi gerektiğinin davacıya bildirildiğini, davacının mevcut şartlarda otel de kalmak istediğini, şirket çalışanının beyanlarının kendilerini bağlayamayacağını, davacının hizmetten yararlandıktan sonra sözleşmenin iptali isteminin hukuken imkansız ve kötü niyetli olduğunu, olayda kusurlarının bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacının tercihini sözleşmeden dönme yönünde kullandığı, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 4/a maddesi ile tüketiciye tanınan seçimlik hakların inşai yenilik doğuran haklardan olduğu, seçimlik hakkın kullanılmasına ilişkin beyanın sağlayıcı ya da satıcıya ulaştıktan sonra bu beyandan dönülmesinin mümkün olmadığı, hizmetten yararlandıktan sonra sözleşmenin feshi ve bedel iadesi isteminin yasal koşullarının oluşmadığı, 04/06/2012 havale tarihli dilekçenin ıslah istemini içerdiği, dava dilekçesinde fazlaya dair hakların saklı tutulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, dava dilekçesinde ayıplı hizmet nedeniyle ödenen bedelin iadesini ve sözleşmenin iptalini istemiş; 04/06/2012 tarihli dilekçesinde ise talebinin ayıplı hizmet nedeniyle maddi ve manevi tazminat olduğunu açıklamıştır. 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4/A maddesi hükmü "sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarından veya standardından veya teknik kuralından tespit edilen nitelik veya niteliğini etkileyen niceliğine aykırı olan yada yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran medeni, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplı hizmet olarak kabul edilir" düzenlemesi bulunmaktadır. Bu durumda tüketici, sözleşmeden dönme, hizmetin yeniden görülmesi veya ayıp oranında bedel indirimi isteyebilir. Tüketici, yasanın kendisine tanıdığı seçenekten birini tercih etmek hakkına sahip olup, bunlardan herhangi birini kullanmaya zorlanamaz. Hemen belirtmek gerekir ki tercih hakkı tüketiciye ait olup, yasadan kaynaklanması nedeni ile ilk tercih edilen haktan dönülüp diğerinin talep edilmesi mümkündür. Somut olayda, davacı dava dilekçesinde sözleşmeden dönme ve hizmet bedelinin iadesi seçeneğini tercih etmiş ise de, 04/06/2012 tarihli dilekçesi ile tercih hakkını değiştirmiştir. Her somut olay kendi koşullarında değerlendirilir. Davacı hizmetten yararlandığına göre, “çoğun içinde az da vardır” kuralı gereğince davacının talebinin ayıp oranında bedel indirimi olduğunun kabulü gerekir. Bu kabul, aynı zamanda M.K.’nun 2. maddesinde ifadesini bulan dürüstlük ve iyiniyet kuralının da bir gereğidir. Hal böyle olunca dosya kapsamında bulunan delillerin değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ve yanlış değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1)nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA,(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29.5.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.