12. Ceza Dairesi 2015/9210 E. , 2016/7871 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : CMK"nın 223/2-c. maddesi gereğince beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar hakkında verilen beraat kararına ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Anayasa Mahkemesi"nin 13/10/2012 tarih, 28440 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile 2863 sayılı Kanun"da yapılan değişiklikler değerlendirildiğinde; Yüksek Mahkemece “mülkiyet hakkı ihlali” iddiasının kabul edilmediği, ancak, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan “belirlilik ilkesi” ne göre, kişilerin maliki bulundukları taşınmazların korunması gerekli kültür ve tabiat varlığı niteliğiyle tescilli olduğunu ya da sit alanı içerisinde kaldığını öğrenmeleri gerektiği hususunun vurgulandığı, iptal hükmündeki gerekçeler doğrultusunda, 2863 sayılı Kanunun “tespit ve tescil” başlıklı 7. maddesinin 6498 sayılı Kanun ile değiştirildiği, buna göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edilmesi; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulması gerektiği; belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılacağı; 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliklerin amacının ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu;
Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, 02.11.1988 tarihinde sit alanı olduğu kabul edilen ve İzmir 2 numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 16.10.1996 tarih, 6168 sayılı kararıyla belirlenen 1. derece arkeolojik sit alanı ilan edilen bölge içerisinde yer alan ve tapu kaydında sanık ... adına kayıtlı olan Denizli ili, Pamukkale ilçesi, Gözler köyü, 1017 sayılı arazide, sanıklar ... ve eşi ... tarafından iş makinesi ile izinsiz zemin düzelte işlerinin yaptırıldığı ihbarı üzerine, olay yerine giden Denizli Müze Müdürlüğü görevlilerince, iş makinesi ile kayalık kısımda çalışarak zemin düzeltme işinin yapıldığının tespit edildiği, sanıklar verdikleri 19.12.2013 tarihli ifadelerinde, davaya konu eylemi Ağustos ayı içerisinde yaptırdıklarını, ancak bu yerin sit alanı olduğunu bilmediklerini beyan ettikleri, bu tespit üzerine sanıklar hakkında soruşturmaya başlandığı ve 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan davanın açıldığı, her ne kadar yapılan yargılama neticesinde, bölgenin sit alanı ilan edildiğini bilmediklerini beyan eden sanıkların suç kastıyla hareket etmedikleri gerekçesi gösterilerek, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatine karar verilmiş ise de;
Davaya konu yer tek yapı ölçeğindeki kültür veya tabiat varlığı olmayıp, 1. derece arkeolojik sit alanı kabul edilen bölge içerisinde yer aldığı, bu nedenle somut olayda sit alanı kabulü kararının ilgililerine tebliği zorunluluğundan bahsedilemeyeceği, sanıkların bu yerin sit alanı kabul edilen bölge içerisinde yer aldığını bildiklerinin kabul edilebilmesi için taşınmazın tapu kaydında koruma kararına ilişkin şerhin bulunmasının, şerh de yoksa koruma kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilmiş olmasının yeterli olduğu, bölgenin 1. derece arkeolojik sit alanı olarak kabul edildiği kararın mahallinde ilgili belediye tarafından 06.12.1988 tarihinde mutat vasıtalarla duyurusunun yapıldığı ve buna dair tutanakların dosya kapsamında bulunduğu, böylece izinsiz uygulamanın yapıldığı yerin sit alanı ilan edilen bölge içerisinde yer aldığının sanıklar tarafından bilindiğinin kabul edilmesi gerektiği ve mahkemece sanıklar hakkında kurulan beraat kararı gerekçesinin yerinde olmadığı, olay yerinde inceleme yapan Müze Müdürlüğü görevlilerinin raporu ve olay yeri fotoğraflarından anlaşılacağı üzere, 1. derece arkeolojik sit alanı içerisinde yer alan arazide iş makinesi marifetiyle kayaların kırılarak zemin düzleştirilmesi çalışmasının fiziki müdahale niteliğinde olduğu ve yapılan bu uygulama için ilgili Koruma Kurulu"ndan alınmış bir iznin bulunmadığı anlaşıldığından, olay yerinde fen bilirkişisi marifetiyle keşfin yapılarak, davaya konu yerin sit alanı içerisinde bulunup bulunmadığının tereddütsüz bir şekilde belirlenmesi, yine sanıklar ile olay hakkında bilgi sahibi olduğu tespit edilebilen tanıkların dinlenmesi suretiyle, davaya konu eylemlerin her iki sanık tarafından yaptırılıp yaptırılmadığının tespit ettirilmesi, böylece sorumluluğu belirlenecek sanık veya sanıkların eylemlerine uyan 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle beraatlerine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, sanıkların beraatine ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 04/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.