20. Hukuk Dairesi 2014/8210 E. , 2015/1424 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Yörede 2007 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında çekişmeli ........... Köyü 172 ada 5 parsel sayılı 3825.28 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanılarak davalı adına tespit edilmiştir.
Davacı Hazine, taşınmazın eylemli orman vasfında olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulü ile 172 ada 5 sayılı parselin orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı ... tarafından temyiz edilmekle hüküm, 20. Hukuk Dairesinin 04/10/2012 tarih ve 2012/8350 E. - 11236 K. sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmaza komşu 172 ada 2, 3, 4, 9, 10 ve 12 sayılı parsellere yönelik olarak Hazine tarafından aynı nedenle asliye hukuk mahkemesinde dava açılıp açılmadığı araştırılarak açılmış ise, bu dava dosyaları getirtildikten sonra evvelce görev almış bilirkişiler dışında yeniden seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı, bir jeoloji mühendisi ve ziraat mühendisi huzuruyla yapılacak keşifte, en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafı çekişmeli taşınmaz ile bu adadaki tüm parsellere de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş tahdit söz konusu olmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanıp, çekişmeli bu parsellerin tümünün memleket haritasına göre konumu saptanmalı, memleket haritasında bu parsellerin tümünün bulunduğu yer belirlenerek işaret ettirilmeli ve memleket haritası ölçeği büyütülerek aynen bu bölgede bulunan dava konusu parsellerin birleştirilmiş kadastro paftalarına yansıtılıp, memleket haritasında orman olarak gösterilen ve gösterilmeyen yerler kadastro paftası üzerine, yine en az ada ya da birkaç ada bazında kadastro pafta ölçeği memleket haritası ölçeğine eşitlenerek o adadaki tüm parseller memleket haritası üzerine aplike edilerek keşfi ve uygulamayı izlemeye ve denetlemeye elverişli birleşik haritalı rapor alınmalı, ayrıca ziraatçı bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazın fiilî durumu, üzerindeki ağaçların cinsi ve yaşları tek tek belirlenerek fiilî orman niteliği taşıyıp taşımadığı araştırılmalı, taşınmazın bazı bölümlerinin eğimin % 12"nin üzerinde olduğu belirtildiğine göre, bu bölümler üzerindeki hakim bitki örtüsü tespit edilerek öncesinin orman toprağı olup olmadığı araştırılmalı ve bu konuda bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı; çekişmeli taşınmazın batısında dere
mevcut olduğundan jeolog bilirkişi tarafından taşınmazın öncesinin dere yatağı olup olmadığı, dere yatağının yatak değiştirmesi sonucu oluşup oluşmadığı, imar ve ihyanın ne zaman tamamlandığı, imar ve ihyanın tamamlanması tarihinden sonra tespit tarihine kadar taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin yasada belirlenen zamanaşımı süresinin davalı yararına gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı ve bilimsel verilere dayalı kapsamlı rapor düzenlettirilmelidir.
Davalı yargılama sırasında 11.03.1951 tarih 1 nolu tapu kaydına dayanmakta olup fenni bilirkişi tarafından dayanılan tapu kaydının 172 ada 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 ve 12 parsel sayılı taşınmazları bir bütün olarak kapsadığı bildirilmiş olup dayanılan tapu kaydı batısında dere okumakta olup, sabit sınırlı olmadığından tapu kayıt miktar fazlasının sınırda bulunan ormandan açılıp açılmadığı, bu kısmın öncesinin orman sayılan yerlerden olup olmadığı, zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır" denilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce yapılan ve 22.09.1969 tarihide ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 08.04.2008 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B uygulaması bulunmaktadır..
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede genel arazi kadastrosu 2007 yılında yapılmış ve sonuçları 21.06.2007 - 20.07.2007 tarihleri arasında ilân edilerek kesinleşmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, Harçlar Kanununun değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 11/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.