20. Hukuk Dairesi 2015/732 E. , 2015/1420 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında .... Beldesi, ..... Mahallesi 109 ada 80 parsel sayılı 1306.35 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliğiyle ... adına tespit edilmiştir.
Davacı ... Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla tespitin iptali için dava açmıştır.
Tespit maliki, birleşik dosya davacısı ... ise, taşınmazın yüzölçümünün eksik yazıldığı iddiasıyla komşu 109 ada 77, 75, 79 ve 81 parsel sayılı taşınmaz malikleri aleyhine dava açmıştır.
Mahkemece ...... Yönetiminin davasının kabulü ile dava konusu 109 ada 80 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptaline, orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı ... vekili tarafından edilmesi üzerine hüküm Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 05/02/2009 tarih ve 2008/16834-2009/1565 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; “Dava konusu 109 ada 80 parsel sayılı taşınmazın tespit maliki ... tarafından, mahkemenin 2006/256 Esas sayılı dosyasında taşınmazın yüzölçümünün eksik yazıldığı iddiasıyla komşu parsel maliklerine karşı başka bir davanın açıldığı, mahkemenin 2006/256 Esas 2008/19 sayılı Kararı ile dava dosyasının temyize konu 2006/279 Esas sayılı dosyası ile birleştirildiği, ne var ki, birleştirmeden sonra birleşik dosya ile ilgili hiçbir araştırma yapılmadığı, birleşik dosyada davalı olan 109 ada 75, 77, 79 ve 81 parsel sayılı taşınmazların tutanak asıllarının dosyada bulunmadığı, kadastro müdürlüğünün 18.8.2006 tarihli yazısında, 81 nolu parselin mahkemenin 2006/284 Esas, 75 nolu parselin 2006/283 Esas, 79 nolu parselin 2006/280 Esas ve 77 nolu parselin 2006/281 Esas sayılı dosyasında davalı olduğu, taşınmazların tutanak asılları bu dosyalarda olmasına rağmen bu dava dosyalarının birleştirilmesinin düşünülmediği, temyize konu taşınmazın bulunduğu dosya da ise hükmün sadece 109 ada 80 parsel sayılı taşınmaz yönünden kurulduğu, birleşik dosyada davalı olan parseller yönünden hüküm kurulmadığı, bu dosya davacı ve davalılarının karar başlığında gösterilmediği anlaşılmaktadır. Buna göre, mahkemece öncelikle birleşik 2006/256 Esas sayılı dosyada davalı olan komşu 109 ada 75, 77, 79 ve 81 parsel sayılı taşınmazların davalı oldukları dava dosyalarının bu dosya ile birleştirilerek, birleşik dosya davacısı ...’ın 109 ada 80 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik yazıldığı iddiası ile ...... Yönetiminin orman iddiasının birlikte araştırılması, oluşacak sonuca göre dosyada ileri sürülen bütün talepleri karşılayacak şekilde hüküm kurulması gerekir. Ayrıca; mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; karara dayanak alınan bilirkişi raporu, çekişmeli taşınmazların orman olup olmadığını ve hukukî durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. Aynı gün, Dairede temyiz incelemesi yapılan mahkemenin 2006/270-257 Esas sayılı dosyalarda dava konusu edilen 109 ada 108 ve 110 parseller ile bu parsellere komşu 107, 111 ve 112 parsellerin güney hudutları dereye bitişik olduğu halde, memleket haritası ile kadastro paftasının çakıştırılmasında yapılan kaydırma nedeniyle sözkonusu taşınmazların güney sınırı ile dere arasında büyükce bir mesafenin görüldüğü, bu haliyle raporun davaya konu taşınmazın orman niteliğini belirleme de kanaat verici olmayıp raporun doğruluğu hususunda tereddüt oluştuğu, yetersiz ve doğruluğu şüpheli olan raporun hükme esas alınamayacağı, ayrıca, ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın tarım alanları içinde yer aldığı, tarım arazisi niteliğinde olduğu belirtildiği halde, orman bilirkişi raporunda taşınmazın orman niteliğinde olduğu, çevresindeki ormanlık alanlarla bütünlük oluşturduğunun belirtildiği, böylece ziraat bilirkişi ile orman bilirkişi raporları arasında çelişki oluştuğu, mahkemece, bu çelişki giderilmeden, taşınmazın niteliği açık ve net bir şekilde belirlenmeden çelişkili ve yetersiz raporlara göre karar verildiği, yöreye ait en eski tarihli hava fotoğraflarının getirtilerek uygulanmadığı görülmüştür. Kabule göre de, hükme esas alınan uzman orman bilirkişi raporunda 1966 tarihli memleket haritasında, dava konusu taşınmazın kısmen açık, kısmen yeşil renkli alanda kaldığı, amenejman planında ise (NMBt) rumuzu ile simgelenen normal meşe baltalığı vasfındaki alanda kaldığı, memleket haritasında kısmen açık alanda ise de amenejman planında ormanlık alanda gösterildiğinden orman sayılan yerlerden olduğu belirtilerek taşınmazların orman niteliği belirlenirken memleket haritası ile çelişen ve bir yerin öncesinin orman niteliğini belirlemekte yalnız başına yeterli belgelerden olmayan amenejman planına üstünlük verilerek amenejman planına göre hüküm kurulması isabetsizdir. Bu nedenle; mahkemece yukarıda belirtilen işlemler yapıldıktan sonra, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen ...... Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve bir fen elemanı yardımıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı) ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırı olduğu"na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra mahkemece 1-Davanın reddine, 109 ada 80 parsel nolu taşınmazın tespit gibi davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, Birleşen dosyalar 2009/18 Esas ve 2009/21 Esas sayılı davaların reddine, 109 ada 77 parsel nolu taşınmazın tespit gibi davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 109 ada 81 parsel nolu taşınmazın tespit gibi davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, birleşen dosya 2009/2 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne, birleşen dosya 2006/256 Esas sayılı davanın kısmen kabulüne, 109 ada 79 parsel nolu taşınmazın tespitinin iptali ile 12/04/2013 havale tarihli fen bilirkişisi ................."un raporunun ekinde yer alan krokide 79 parselin (A) harfi ile gösterilen 842,28 m2"lik alanının orman vasfıyla Hazine adına 109 ada son parsel olarak tapuya kayıt ve tesciline, aynı krokide yeşil çizgi ile çevrili (B) harfi ile gösterilen 1086,75 m2"lik alanın 109 ada 79 parsel olarak davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, 109 ada 75 parsel nolu taşınmaz, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2008/12257 Esas ve 2009/1223 Karar sayılı ilâmı ile onanan mahkememizin 2006/283 Esas, 2008/221 Karar sayılı ilâmı ile orman vasfıyla Hazine adına kesin olarak tapuya kayıt ve tescil edildiğinden bu parselle ilgili davacı ..."ın davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu yapılmamıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada temyize konu 109 ada 79 parsel sayılı taşınmazın (B) bölümü,109 ada 77,80 ve 81 parsel sayılı taşınmazıların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ...... Yönetimine yükletilmesine 11/03/2015 günü oy birliği ile karar verildi.