3. Hukuk Dairesi Esas No: 2017/3804 Karar No: 2017/9757 Karar Tarihi: 12.06.2017
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2017/3804 Esas 2017/9757 Karar Sayılı İlamı
3. Hukuk Dairesi 2017/3804 E. , 2017/9757 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki temerrüt nedeni ile tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, görevsizlik nedeniyle davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalının 01.04.2005 tarihli kira sözleşmesi ile davacının kiracısı olduğunu, 2014 yılının 8,9,10,11, 12. aylar ve 2015 yılının 1. ayına ait ödenmeyen kira bedellerinin tahsili amacıyla aleyhine icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin tebliğinden itibaren 30 gün içerisinde takibe konu aylara ilişkin kira bedellerini ödemediğini belirterek davalının temerrüt nedeni ile tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, cevap dilekçesi sunmamıştır. Mahkemece, kanunun açık bir şekilde İcra ve İflas Kanunu"na göre ilamsız icra yolu ile tahliyede Sulh Hukuk Mahkemesi"nin görevsiz olduğunu düzenlemesi karşısında, İcra ve İflas Kanunu"nun 269/a maddesine dayanılarak açılan bu davada görevli mahkemenin icra mahkemesi olduğu anlaşılmakla görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Somut olayda; Taraflar arasında 01.04.2005 başlangıç tarihli 1 yıl süreli yazılı kira sözleşmesi mevcut olup, davacı kirayaveren bu sözleşmeye dayanarak 19.01.2015 tarihinde haciz ve tahliye istekli başlattığı icra takibi ile 2014 yılının 8. ayından 2015 yılının 1. ayına ait toplam 11.400.-TL kira parasının tahsili isteminde bulunmuştur. Davalı kiracıya ödeme emri 22.01.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, ancak davalı itirazda bulunmamıştır. Bu durumda davacının seçimlik hakkı bulunmaktadır. İsterse ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlayan ödeme süresi sonunda altı ay içerisinde İcra Mahkemesinden İİK"nun 269/a maddesi gereğince kesinleşen takip nedeniyle tahliye, isterse genel mahkemeden temerrüt nedeniyle tahliye isteyebilir. Davacı 05.10.2015 tarihinde açtığı davasında temerrüt nedeni ile davalının tahliyesini talep etmiştir. İİK"nun 269.maddesi gereğince İcra dosyasında gönderilen örnek 13 ödeme emri Türk Borçlar Kanununun 315. maddesi (Borçlar Kanunu 260. maddesi) gereğince temerrüt ihtarnamesi yerine geçer. Davacının temerrüt ihtarı yerine geçen ödeme emrine dayanarak Sulh hukuk mahkemesinde dava açarak temerrüt nedeniyle tahliye istemesinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Davacı seçimlik hakkını kullanmak suretiyle 05.10.2015 tarihinde Sulh Hukuk Mahkemesinde dava açtığına göre işin esasının incelenmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.