11. Hukuk Dairesi 2013/8477 E. , 2013/22900 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 15. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 13/12/2012 tarih ve 2011/545-2012/388 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava HUMK"nın 3494 sayılı kanunla değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 02/05/1994-03/07/2006 tarihleri arasında belirsiz süreli iş sözleşmesi ile davalı şirkette genel müdür olarak çalıştığını, davalı şirketin yapısal değişikliğe gitmeyi planladığını, ancak bu değişiklik sonucu müvekkilinin pozisyonu da değişeceğinden ve şirketin menfaatlerine de aykırı olacağından müvekkilinin muhalif kaldığını, bunun üzerine müvekkiline yıpratma politikaları uygulanarak çalışması engellenmeye ve işten ayrılmasını sağlanmaya çalışıldığını, örneğin müvekkilinin 06.06.2006 tarihinde odasına geldiğinde kapısının kilitlendiğini ve odasındaki eşyaların kolilendiğini gördüğünü, asistanının da başka bir bölüme alındığını, bu fiili durumu 09.06.2006 tarihinde noterden resimli olarak tespit ettirdiğini ve davalı şirkete 12.06.2006 tarihinde ihtar gönderek fiili duruma son verilerek çalışma ortamı ve ekipmanlarının iadesini istediğini, bunun üzerine davalı şirketin 03.07.2006 tarihli ihtarı ile iş akdinin feshedildiğinin bildirildiğini, feshin haksız ve kötüniyetli olduğunu, işçilik alacaklarının ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000 TL kıdem, 1.000 TL ihbar, 1.000 TL kullanılmamış yıllık ücretli izinlere ilişkin ücret, 1.000 TL kötüniyet tazminatı, 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile ve 1.000 TL Haziran 2006 ücreti ve ödenmemiş sair haklarının 04.07.2006 tarihinden en yüksek mevduat faizi ile tahsilini talep ve dava etmiş, 07.04.2008 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 569.124, 33 TL talep etmiş, 28.02.2012 tarihli dilekçesi ile 104.145, 01 TL ihbar tazminatı, 136.400 TL yıllık ücretli izin alacağı, 16.500 TL Haziran 2006 ücreti, 10.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 267.045, 01 TL alacağın tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacının müvekkili şirketin hem kurucu hissedarı hem de 3.06.2006 tarihine kadar imzaya yetkili yönetim kurulu üyesi ve yönetim kurulu başkan yardımcısı olduğunu, tüm bunların yanında davacının şirketi bizatihi yönettiğini, dava dilekçesinde bunlardan hiç bahsetmediğini, davacının uzun yıllardır şirketi yönetici ortak sıfatı ile yönettiğini, davacı taraf yönetiminde şirketin 2006-1. döneminde mali anlamda zarara uğradığını, bu durumun anlaşılması akabinde davacının Mayıs 2006 tarihinde istifa ettiğini çalışanlara bildirdiğini, Mayıs 2006 boyunca şirkete hiç gelmediğini, davacının İş Kanuna tabi işçi olmadığını, SSK"lı dahi olmadığını, davacının iddia ettiği sözleşmenin hizmet akdi olmadığını, müvekkili şirketin uluslararası anlamda faaliyet gösteren BBDO Group şirketler grubuna dahil olması nedeni ile söz konusu sözleşmelerin yurtdışında matbu olarak hazırlanarak tüm dünyadaki grup şirketlerin kurucu ortakları tarafından imzalandığını, savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, dosyanın İstanbul 2. İş Mahkemesinden görevsizlik kararı ile geldiği, İş Mahkemesinde yapılan yargılama sonucu verilen kararın taraflarca temyizi üzerine Yargıtay 9. Hukuk Dairesi"nin bozma ilamı ile taraflar arasında iş ilişkisinin bulunmayıp vekalet ilişkisi olduğu hususunun kesinleştiği, Haziran ayı itibariyle vekalet alacağının 16.500 TL olduğu ve bu ücretin ödenmediğinin anlaşıldığı, yasal koşulları oluşmayan kıdem, ihbar, kötü niyet, yıllık hafta ve genel tatil izinlerine ve manevi tazminata ilişkin istemlerin reddine karar vermek gerektiği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacı yanın 2006 yılı haziran ayı ücretine ilişkin isteminin kabulü ile 1.000 TL için dava tarihinden, kalan kısım için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı yana verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Ancak, davanın 16.500 TL"lik kısmı kabul edildiğine göre davacı yararına nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de; yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda (1) nolu bentte açıklanan nedenle, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenle, davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın (HÜKÜM) bölümünde yer alan 5-a maddesinin çıkarılarak yerine "1.980 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine" cümlesinin konulmasına, hükmün düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 08,40 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.