Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 13.03.2012 gününde verilen dilekçe ile yayla vasfının mera olarak değiştirilmesi ve ortak kullanım hakkının tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı H.. H.. vekili ile davalı katılma yolu ile köy tüzel kişiliği tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı O.. Köy Tüzel Kişiliği, davalı B.. K... adına yaylak vasfında tespit edilen 160 ada 39 parsel sayılı taşınmazın kadimden beri müşterek olarak kullanıldığını, yayla dışında kalan kısmın ise müşterek mera vasfında olduğunu, sadece B.. K.. adına tespitin yapılmasının hatalı olduğunu belirterek davalı B.. K. adına yaylak olarak yapılan kaydın iptaliyle O. ve B.. K.. adına ortak mera vasfıyla sınırlandırarak özel sicile işlenmesini talep etmiştir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, davanın kabulüne 160 ada 39 parsel sayılı taşınmazın kaydının kısmen iptaliyle hükme esas alınan krokide kırmızı çizgilerle ayrılmış (A) harfiyle gösterilen 3286,59 m2"lik kısmın mera vasfıyla O.. K.. ve B.. K...lerinin ortak kullanımında olduklarının tespitine, mera vasfıyla sınırlandırılmasına, (A) harfli kısmın aynı ada son parsel numarası ile özel sicile kaydına, (B) harfiyle gösterilen 15.877,72 m2"lik kısmının ise tespit gibi tesciline karar verilmiştir. Hükmü, davalı H.. H.. vekili ile davalı B....K.. vekili temyiz etmiştir. Dava konusu 160 ada 39 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin 11.04.2008 tarihinde kesinleşerek davalı B.. K.. adına yaylak vasfıyla sınırlandırıldığı, orta malları siciline işlendiği ve davacı köy tüzel kişiliği tarafından dava açılmayarak kesinleştiği anlaşılmaktadır.Yargılama esnasında yapılan keşfe istinaden düzenlenen 13.05.2013 tarihli fen bilirkişi raporunda (A) harfiyle gösterilen ve dava konusu edilen 3286,59 m2"lik kısım ile geriye kalan (B) harfiyle gösterilen 15.877,72 m2"lik kısmın bütünlük arz ettiği görülmektedir. Ziraat mühendisi bilirkişinin 14.06.2013 tarihli raporunda da dava konusu taşınmazın mera ve yayla vasıflarını taşıdığı, kadimden beri hayvan otlatmak ve yayla dönemlerinde yayla olarak kullanılageldiği belirtilmiştir. 4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinin (d) bendinde mera "Hayvanların otlatılması ve otundan yararlanılması için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yer", yaylak ise "Çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yer" olarak tanımlanmıştır. Dava konusu 160 ada 39 parsel sayılı taşınmazda çiftçilerin yaz mevsimini geçirdikleri aynı zamanda bu taşınmazdan hayvanların otlatılması amacıyla faydalanıldığı ve dava konusu edilen kısım ile kalan kısmın bütünlük arzettiği, davacı köyün iddialarının ispatlanamadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde diğer temyiz eden davalı köy tüzel kişiliğine iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 08.09.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.