Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/17746
Karar No: 2014/11176
Karar Tarihi: 30.05.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/17746 Esas 2014/11176 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/17746 E.  ,  2014/11176 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Gölcük 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 20/03/2013
    NUMARASI : 2012/348-2013/191

    C.. S.. ve müşterekleri ile Ö.. T.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen reddine ve kısmen kabulüne dair Gölcük 1 Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen 20.03.2013 gün ve 348/191 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili ve davalılar Özlem ve müşterekleri Tamer, Yurdanur, Hüseyin, Zeynep, Emine, Ali, Zerrin, Gülnur ve Nurten vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar vekili dava dilekçesiyle; davalıların miras bırakanı H.. Ö.. ile H.. Ö..’in kendisinden önce ve sonra ölen çocuklarının mirasçıları ile dahili davalı Kocaeli Büyükşehir Belediyesine karşı açtığı davada, dava konusu 214 ada 4 ve 209 ada 1 sayılı parselin TMK"nun 713/2. fıkrası uyarınca malikinin 20 yıl önce ölmüş olması nedeniyle hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle iptali ile vekil edenleri adına miras payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Dahili davalı Belediye Başkanlığı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Davalı Gerçek şahıslar vekilleri davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir.
    Mahkemece, “…dahili davalı Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine açılan davanın kabulüne, diğer davalılar bakımından açılan davanın kısmen kabulü ile 10000,00 TL ıslah tarihi olan 07.01.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen alınarak miras payları oranında davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin isteğin reddine….” karar verilmesi üzerine hüküm, davacılar vekili tarafından belediyeye karşı açılan davanın esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, ret gerekçesi yapılan ıslah dilekçesinin 2. ıslah sayılmasının usule aykırı olduğu gerekçesiyle, davalılar Özlem, Tamer, Yurdanur, Hüseyin, Zeynep, Emine, Ali, Zerrin, Gülnur ve Nurten vekili ise harici satışın geçersiz olduğu ve davacılar ile murislerinin taşınmaz üzerinde yöntemine uygun bir biçimde zilyetliklerinin olmadığı görüşüyle temyiz edilmiştir.
    Dava, 209 ada 1 sayılı parsel bakımından TMK"nun 713/2. fıkrasında yer alan maliki 20 yıl önce ölmüş bulunan ve bu nedenle tapu kütüğünün hukuki değerini yitirdiği gerekçesiyle TMK"nun 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil, taşınmazın bir kısmının imar uygulaması sonucu dahili davalı belediye adına 214 ada 4 sayılı parsel ile tapu kaydının oluştuğu ve kamulaştırıldığı gerekçesiyle belediye aleyhine açılan tapu iptali ve tescil davası olup, davacılar vekili daha sonra 10.12.2009 ve 23.10.2012 tarihli dilekçeleriyle iptal ve tescil isteğini bedele dönüştürmesi sebebiyle iptali istenen taşınmazların bedelinin hüküm altına alınması isteğine ilişkindir.
    Davacılar vekili başlangıçta dava konusu yaptığı her iki parsel bakımından iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, daha sonra az önce açıklanan 10.12.2009 ve 23.10.2012 tarihli dilekçeleriyle isteğini bedele dönüştürmüştür. Uyuşmazlık konusu parselin esası tapulamanın 752 sayılı parseli olup söz konusu taşınmazın 28.11.1955 tarihinden beri tapuda kayıtlı yer olduğu saptanmıştır. Daha sonra imar uygulaması sonucu taşınmazın 209 ada 1 ve 214 ada 4 sayılı parseller gittiği tapu müdürlüğünün 16.01.2009 tarih ve 101-03/134 sayılı karşılık yazıları ile ekindeki tapu kayıtlarından belirlenmiştir. 214 ada 4 sayılı parseli kamulaştırma sonucu 864,94 m2 yüzölçümlü olarak 20.06.2008 tarihinde belediye adına tapuya bağlanmıştır. 209 ada 1 sayılı parsel ise yine imar uygulaması ve intikal sonucu 19.09.2006 ve 04.03.2008 tarihlerinde paylı mülkiyet biçiminde davalılar Ali, Ayşe, Emine, Gülnur, Hüseyin, T.. Ö.. ile Nurten Çitak, Ö.. T.., Y.. P.., Z.. E.., Z.. G.., U.. K.., T.. K.. adlarına tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
    Davacılar vekili 10.12.2009 tarihli dilekçesiyle, sadece davasını bedele dönüştürdüğünü açıklamış, istek miktarını bu dilekçede belirtmemiştir. Bozma sonrası davacı vekili tarafından verilen 23.10.2012 havale tarihli dilekçesiyle de yapılan keşif sonucu alınan rapordan sonra dilekçede açıklandığı biçimde bedel olarak toplam 139299,08 TL olarak açıklamış ve bu miktarın hüküm altına alınmasına karar verilmesini istemiş, dosya arasında bulunan 19.11.2012 tarihli sayman mutemedi alındısı belgesi ile 1933,60 TL eksik nisbi harcını yatırdığı belirlenmiştir.
    Mahkemece, 17.03.2010 tarih ve 2007/87 Esas, 2009/151 Karar sayılı ilamı ile olayda gösterilen hukuki sebep bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. fıkrasında yer alan 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, hüküm, dairenin 15.12.2011 tarih ve 2010/5048 Esas, 2011/7054 Karar sayılı ilamıyla Anayasa Mahkemesi"nin TMK.nun 71/2. fıkrasında yer alan ölüm sebebine ilişkin iptal gerekçeside gösterilmek suretiyle kadastrodan önceki hukuki sebep bakımından 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. fıkrasında yer alan hak düşürücü süre yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru ise de kayıt maliki ve davalı gerçek şahısların miras bırakanı H.. Ö.. 16.03.1972 tarihinde ve kadastrodan sonra ölmüş olması nedeniyle ölüm tarihinden dava tarihine kadar hukuki sebep bakımından işin esasına girilerek dava hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle ilk hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin açıklama niteliğindeki 10.12.2009 tarihli dilekçesi sadece tapu iptali ve tescil isteğinin bedele dönüşmesine yönelik olup, herhangi bir bedel isteme miktarı içermemektedir. Bozma ise, 15.12.2011 tarihini taşımakta olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3. maddesi gereğince usulden davanın reddine karar verilmiş olması ve bu yönde bozma yapılmış olması nedeniyle yani usule ilişkin bozma olması sebebiyle davacı vekilinin bedel isteğini içeren 23.10.2012 tarihli dilekçesi ikinci ıslah olarak kabulüne olanak bulunmamaktadır. Yargıtay ve Daire uygulaması uyarınca esasa ilişkin bozma yapılması hallerinde ıslahın yapılamayacağı öngörülmektedir. Usule ilişkin bozmalarda bu kural uygulanmamaktadır. Çünkü işin esası bakımından kurulmuş bir hükümden söz edilemez. Bu bakımdan 10.12.2009 tarihli dilekçe açıklama niteliğinde olup, bedel içermediğinden ıslah sayılamaz. Bozmadan sonra verilen 23.10.2012 tarihli dilekçede bozmanın usule ilişkin olması nedeniyle yapılan ıslahın geçerli bir ıslah olduğunun kabulü gerekmektedir.
    O halde 23.10.2012 tarihli dilekçenin geçerli bir ıslah dilekçesi olduğu gözetilerek işin esası ve istek miktarı gözetilerek değerlendirme yapılıp bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bozma sonrası verilen dilekçenin ıslah niteliğinde bulunmadığı gerekçesiyle sadece harç değeri üzerinden hüküm kurulmuş olması yerinde görülmemiştir.
    214 ada 4 sayılı parsel kamulaştırma yoluyla davalı belediye adına tapuya bağlanmış olup, bu parselin esası 752 parsel olması nedeniyle ve bu parselin dava dilekçesinde yer almış olması sebebiyle mahkemece, belediyenin dahili davalı olmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
    Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile olayın gelişimi kamulaştırma sonucu taşınmazın belediye adına tapuya bağlanması gözetildiğinde 752 sayılı parselden gelen 214 ada 4 sayılı parselden gelen davanın esasına karar verilmesi yerinde olup, davacı vekilinin buna ilişkin temyiz itirazları doğru görülmemiştir.
    Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince, TMK"nun 713/2. fıkrasına dayalı olarak açılan davalarda harici satın alma sadece zilyetliğin başlangıcını belirleme bakımından gözetilmekte olup, tapulu taşınmazların haricen satın alınması bakımından hukuki bir sonuç doğurmayacağı açıktır (TMK.m.706. TBK.m.737.2644 sayılı Tapu Kanunu m.26). TMK"nun 713/1 ve 2. fıkrasındaki koşulların gerçekleşmesi halinde söz konusu taşınmazın kazanmayı sağlayan zilyet edinilmesi mümkündür.
    Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 170,80 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılar Özlem ve müştereklerine iadesine, 30.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi