Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/2867 Esas 2016/2811 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/2867
Karar No: 2016/2811
Karar Tarihi: 14.03.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2016/2867 Esas 2016/2811 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada sanığın dolandırıcılık suçundan 3 yıl hapis ve 20.000 TL adli para cezasına çarptırıldığı, daha sonra yapılan incelemede ise sanığın birden fazla kez aynı suçu işlediği için zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması, ayrıca Anayasa Mahkemesi'nin 2015 yılında yayımladığı iptal kararı ve TCK maddelerinin göz önünde bulundurulmamış olması nedeniyle mahkeme kararının bozulduğu belirtilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri şöyledir: TCK'nın 157/1, 52, 53 ve 43. maddeleri ile Anayasa Mahkemesi'nin yayımladığı 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararı ve TCK'nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki \"velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan\" yoksunluğun süresi ile ilgili detaylar.
23. Ceza Dairesi         2016/2867 E.  ,  2016/2811 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 52, 53. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis 20000 TL adli para cezası
    TCK"nın 157/1, 52, 53. maddeleri uyarınca 3 yıl hapis 20000 TL adli para cezası 4 yıl hapis 40000 TL adli para cezası

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    O yer Cumhuriyet savcısının, 24/10/2013 tarihinde verilen hükmü, 1412 sayılı CMUK"nın 310/3 maddesinde belirlenen bir aylık süre geçtikten sonra temyiz ettiği gerekçesiyle, tebliğnamede temyiz isteminin reddi talep edilmiş ise de, temyiz süresinin son gününün haftasonuna denk gelmesi nedeniyle ilk mesai gününde yapıldığı anlaşıldığından, temyizin süresinde yapıldığı belirlenerek yapılan incelemede:
    Sanığın, katılanlara zengin olduğunu, gayrimenkullerinin bulunduğunu, elektrik mühendisi ve yazar olduğunu söyleyerek güven telkin ettiği, katılanlara para ve gayrimenkul vaat ederek borç para aldığı, ihtiyaçlarını karşılattırdığı anlaşıldığından, dolandırıcılık suçunun oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, O yer Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
    1- Sanığın eylemini, bir suç işleme kararının icrası kapsamında, değişik zamanlarda katılanlara birden fazla kez gerçekleştirdiği anlaşıldığı halde, sanık hakkında TCK"nın 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanmaması,
    2-Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E, 2015/85 sayılı iptal kararının ve TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 53/1-c bendindeki “velayet hakkından; vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan" yoksunluğun sanığın sadece kendi altsoyu yönünden koşullu salıverme tarihine kadar süreceği, altsoyu haricindekiler yönünden ise hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar devam edeceğinin gözetilmemiş olması,
    Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 14/03/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.