11. Hukuk Dairesi 2013/9119 E. , 2013/22892 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 26.03.2013 tarih ve 2012/714-2013/176 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılar ile müvekkili banka arasında akdedilen Genel Ticari Kredi Sözleşmesi ile davalı asıl borçlu Doğuş İnş. San. Tic. Koll. Şti. lehine kredi açıldığını ve kredi kullandırıldığını, diğer davalıların sözleşmede müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla yer aldığını, kredi taahhütlerinin yerine getirilmemesi sebebi ile krediye bağlı hesabın kat edildiğine dair ... Noterliği"nin 27.06.2007 tarih ve 05550 yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, buna rağmen davalıların borcu ödemediklerini, ileri sürerek toplam 48.770,30 TL"nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar Doğuş İnş. San. Tic. Koll. Şti. ve ... vekili, müvekkili Doğuş İnş. San. Tic. Koll. Şti."nin davacı bankanın müşterisi olup, yıllardır bu banka ile çalıştığını, müvekkilinin davacı bankadan böyle bir kredi kullanmadığını, banka çalışanı ..."nun 10.01.2007 tarihinde intihar etmesi sonucu ortaya çıkan zimmet olayına bağlı bu şahsın müvekkili adına kredi kullandığını, açılan kredinin usulüne uygun tahsis edilmediğini, BK"nın 55. maddesi gereği banka personeli ..."nun sebep olduğu zarardan davacı bankanın sorumlu olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılamada, uyuşmazlığın, 1009 kredi nolu 06.10.2005 tarihli, 1 yıl vadeli, 15.000 TL bedelli kredi işleminden kaynaklandığı, dava dilekçesinde 06.10.2005 tarihli kredinin geri ödenmediği belirtilerek davalılardan tahsilinin talep edildiği, davalı şirket temsilcisinin bu krediyi kendilerinin çektiğini ancak bir seferde 15.000 TL parayı banka çalışanı ..."na verdiklerini, ancak, ..."nun bu parayı zimmetine geçirdiğini ve krediyi kapatmadığını iddia ettiği, kredinin de 08.01.2007 tarihnde 5.000 TL"sinin tahsil edildiği, 10.000 TL"sinin kaldığının görüldüğü, kural olarak, davalıların bir krediyi çektiklerinde borcu kapattıklarını yazılı şekilde ispat etmesi gerektiği, ne var ki, mahkemelerinde davacı Ziraat Bankası ... Şubesi"nin, zimmetine para geçirdikten sonra teftiş sırasında intihar eden servis görevlisi
... nedeniyle birçok dava bulunup davaların banka aleyhine sonuçlandığının bilindiği, davalı şirketin 15.000 TL bedelli krediyi kendilerinin çektiğini davanın başından beri samimi olarak kabul ettiği, ancak bir seferde borcu ödediklerini iddia etmişler ise de yazılı belge ile ispat edemediği, ticari faaliyet gösteren bir şirketin basiretli davranması gerekir ise de, davacı bankanın da kâr amacı güden ticari bir kurum olduğu, aynı şekilde bankanın da iddiaların ispat edebilmesi gerektiği, somut davada her iki tarafın da iddialarını yazılı ve net, kesin biçimde ortaya koyamadığı, bu durumda davacının davasını ispat etmesi gerektiği kuralından hareketle, mevcut zarara bankanın katlanması gerektiği, ayrıca söz konusu 1009 nolu kredi işleminin, ölen Esat"ın kredi fihristinde kendisi tarafından kullanılan kredi olarak işaretlendiği, bankanın denetim görevini yapmadığı, davacı bankanın da iddialarını ispat edemediği, davacı bankanın iddialarının dosya kapsamı, hayatın olağan akışı, bankaların sıkı denetim kuralları karşısında uyumlu olmadığı, bu durumda kredi borcunun ödenip ödenmediğine dair mavcut şüpheden davalıların yararlanması gerektiği, gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına mahal olmadığına, 16.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.