11. Hukuk Dairesi 2013/8968 E. , 2013/22891 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 22/01/2013 tarih ve 2010/50-2013/17 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin ... Ziraat Bankası Şubesi"nde bulunan 34678439-5002 numaralı hesabına 04/10/2005 tarihinde 89.600 Euro yatırdığını, bu paranın daha sonra 34678439-5004 nolu hesaba aktarıldığını, müvekkilinin 18/06/2009 tarihinde hesabından para çekmek için bankaya gittiğinde hesabındaki paranın çekildiğini öğrendiğini, Savcılığa şikayet sonucu paranın müvekkilinin oğlu olan davalı ..."in hesabına aktarıldığının anlaşıldığını, bu işleme müvekkilinin bilgisi ve rızası olmadığını, müvekkilinin çok yaşlı olduğunu, okuma yazma bilmediğini, davacı müvekkilinin okuma-yazma bilmemesinin banka personeli tarafından bilindiğini, davacı müvekkilinin imza atmadığını, mühür ya da parmak izi kullandığını, müvekkilinin irade fesadına uğratılarak parasının oğlunun hesabına aktarıldığını, bankaların yapacağı işlemlerde azami dikkati ve özeni göstermek zorunda olduklarını, buna göre 94.490 Euro gibi büyük meblağlı mevduat işleminde gerekli belge ve imza örneklerinin alınması, okuma-yazma bilmeyen müşterinin bu durumunun tespiti ile parmak izi ve şahitler huzurunda yapılması ve ödemeler de yapılırken gerekli incelemelerin yapılması gerektiğini, davalı ..."nin bu hususlara uymadan işlem yaptığını ileri sürerek, 95.490 Euro karşılığı 176.000 TL"nin 07/10/2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davacının davaya konu 34678439-5004 nolu hesabının 04/10/2005 tarihinde talebi üzerine 3 ay vadeli Euro hebası olarak açılmış olduğunu, hesaba 04/10/2005 tarihinde 89.600 Euro yatırıldığını, söz konusu hesabın vade sonları ve temdit (yenileme) tarihleri davacı tarafından çok iyi bilindiğinden bu hesapla ilgili davaya konu işlemlerde davacı tarafından 07/10/2008 tarihinde gerçekleştiğini, oğlu olan diğer davalı ile birlikte bizzat bankaya gelerek paranın oğlunun hesabına aktarılmasını istediğini, söz konusu havale işleminin davacının vadeli hesabında para kalmaması nedeniyle davacı yönünden hesabının kapatılması ve akabinde de kapatma fişindeki talimata karşılık diğer davalının hesabına yatırma şeklinde gerçekleşmiş olduğunu, sözkonusu işlemin mudi talimatı gereğince davalı ... adına üç ay vadeli hesap açılmak üzere kapatıldığı açıklaması ile davacının vadeli hesabında para kalmaması nedeniyle kasadan vadeli hesap kapama şeklinde gerçekleştiğini, Bankacılık Kanununda havale işlemleriyle ilgili herhangi bir hüküm bulunmadığını, genel olarak havale işleminin BK."nun 457-462. maddelerinde düzenlendiğini, 07/10/2008 tarihinde gerçekleştirilen havale talimatına davacının imzasının alındığını, havale talimatının şekli hususunda kanunda herhangi bir düzenleme bulunmadığından, davacı vekilinin davacının okuma yazma bilmediği gerekçesiyle imzasının geçerli olmadığı hususundaki iddialarının da davanın sonucuna bir etkisi bulunmadığını, savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı ... vekili, duruşmadaki beyanında davacının rızası ile bu parayı müvekkiline verdiğini, savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacının davalı ..."nin annesi olduğu, davacının hesabındaki paranın irade ve inancının fesada uğratılması sonucunda davalı ..."nin hesabına aktarıldığının tanık beyanları ile ortaya konduğu, bankaların müşterisi tarafından yatırılan mevduatı saklama, muhafaza etme ve istenildiğinde de iade etme yükümlülüğünün bulunduğu, bankaların yapacağı işlemlerde azami dikkati ve özeni.göstermek zorunda oldukları, buna göre 94.490 Euro gibi büyük meblağlı mevduat işleminde gerekli belge ve imza örneklerinin alınması, okuma-yazma bilmeyen müşterinin bu durumunun tespiti ile parmak izi ve şahitler huzurunda yapılması ve ödemeler de yapılırken gerekli incelemelerin yapılması gerektiği, banka tarafından davacının okuma yazma bilmemesinin bilinmediğinin iddia edilemeyeceği, davalı ..."nin bu hususlara uymadan işlem yaptığı, davacının zarara uğramasına sebebiyet verdiği, güven ilişkisine dayalı banka-müşteri ilişkisine de aykırı davrandığı, gerekçesi ile davanın kabulüne, 176.000 TL nin 07/10/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık davacının hesabında bulunan paranın davacının rızası fesada uğratılarak diğer davalı oğlunun hesabına aktarılıp aktarılmadığı noktasındadır. Dosya içeriğinde de sabit olduğu üzere davacı, banka tediye fişini imzaladığı gibi hesap cüzdanında da imzası mevcuttur. Tek başına okuma-yazma bilinmemesi iddiası iradenin fesada uğratıldığı sonucunu doğurmaz. Kaldı ki, davacının kabul ettiği bir kısım banka işlemlerini dahi aynı şekilde yaptığı anlaşılmaktadır. Öte yandan işlem tarihi ile bankaya başvuru tarihi arasındaki süre de nazara alındığında davacı iddiası da hayatın olağan koşulu ile bağdaşmaz. Bu itibarla, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle kararın davalılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 16.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.