11. Hukuk Dairesi 2013/9215 E. , 2013/22881 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Düziçi Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/07/2012 tarih ve 2010/414-2012/330 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankada bulunan hesaplarından davalının çalışanı olan Saim Şamaral"ın usulsüz olarak paralar çekerek zimmetine geçirdiğini, talep edilmesine rağmen davalı tarafından ödeme yapılmadığını ileri sürerek, 135.580 TL’nin temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, banka çalışanı tarafından hesaplardan çekilen paralara ilişkin davacının muvafakatinin olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı banka çalışanı ...l"ın davalı bankanın servis yetkilisi olarak görev yaptığı, değişik zamanlarda mudilerin hesaplarından tediye fişi düzenlemek, banka müşterileri adına kredi açmak suretiyle banka paralarını usulsüz olarak temellük ettiği, davacının hesabından çekilen toplam tutarın (davacının hesaplarından çekilip sonradan yatırılan miktarlar düşüldükten sonra) 55.164 TL olduğu, davalı bankanın müşterilerince kendisine emanet edilen paraları korumak, kayıtlarını ayrıntılı bir şekilde yapmak ve gerekli iç denetimlerini yapmakla yükümlü olduğu, davalı bankanın bu yükümlülüklerine aykırı davrandığı, davacının davasında haklı olduğu gerekçesiyle 55.164 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava, davalı banka çalışanı tarafından davacının hebasından usulsüz para çekildiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkin olup, mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, mahkemece Dairemizin bozma ilamına uyularak inceleme yapıldığı ve buna göre karar verildiği belirtilmiş ise de, Dairemizin bozma ilamında açıklanan hususlar yeterince irdelenmemiş, bu yönde araştırma yapılmamış ve denetime olanak vermeyen bilirkişi raporlarına göre hüküm kurulmuştur.
Dairemiz bozmasında da belirlendiği üzere, taraflar arasındaki çekişme, davacının hesabından çekildiği iddia edilen paranın miktarı konusunda toplanmaktadır. Buna ilişkin olarak, davacıya ait hesap cüzdanının çalışanın çekmecesinde çıktığı, davacının bu nedenle çekilen paralardan haberdar olduğu, usulsüz işlemlerin ortaya çıkmasından sonra davacının çalışandan çekilen paraların karşılığı olarak 100.000 TL senet alıp takibe geçtiği, bilirkişi raporunda hesaba giren bir kısım paraların mükerrer hesaplandığı, ayrıca çalışanın görevden ayrılmasından sonra hesaba geçen bir kısım paraların da zarar kapsamında değerlendirildiği, banka çalışanı tarafından hesaplardan fiktif işlemler yapıldığı, hesaba her girdi kaydı olan paranın davacı tarafından yatırılmadığı, davacının banka müfettişlerine verdiği ifadesinde hesap cüzdanının nerede olduğunu bilmediğini, hesap cüzdanını kullanmadığını, hesaba ne kadar para yatırdığını bilmediğini, ancak hesabında 89.000 TL olduğunu söylediği, buna rağmen 135.580 TL alacaklı olunduğuna ilişkin dava açıldığı, ticaretle uğraşan ve hukuk fakültesi mezunu olan davacının hesabını takip etmemesinin, hesabına giren ve çıkan paralardan habersiz olduğunu söylemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu yönündeki davacı taraf itirazlarının dikkate alınması gerektiği bozma ilamında belirlenmiş ve bu yönde bilirkişi kurulundan ek rapor veya yeni bir bilirkişi raporu alınması gerekliliğine işaret edilmiştir. Ne var ki mahkemece bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporları bu itirazları karşılamaktan uzak olduğu gibi denetime de imkan vermemektedir.
Bu itibarla yukarıda ayrıntısına yer verilen davalı taraf itirazlarıyla birlikte öncelikle davacının davalı banka nezdinde bulunan hesapları ayrı ayrı belirlenerek bu hesapların ne zaman açıldığı ve hangi tarihlerde ne gibi işlem gördüğü açıklanmalı, davacının hesaplarında yapılan işlemlere ait fişlerin hangi tarihlere ve hangi işlemlere ait olduğu belirlenmeli, bu kapsamda hangi işlemlerin fişinin olmadığı da açıklanmalı, adli tıp kurumu raporu ile imzasının davacıya ait olmadığı belirlenen fişlere ait işlemler ile diğer işlemlerin fiktif olarak yapılıp yapılmadıklarının saptanması, bu belirlemenin ardından yine bu hesaplara yatırılan paraların da incelemeye tabi tutulması, zira bu para yatırma işlemlerinin de fiktif olarak yapılıp yapılmadığının belirlenmesi için denetime elverişli bir bilirkişi raporu alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, bozma ilamındaki araştırma yükümlülüklerine uyulmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamış hükmün bu nedenle taraflar yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle taraflar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 16/12/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.