22. Hukuk Dairesi 2017/32570 E. , 2020/9500 K.
"İçtihat Metni"BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... 7. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının mülga ... Belediye Başkanlığı nezdinde 15.02.2000 tarihinden 2007 yılına kadar geçici işçi, 2007 yılından 30.03.2014 yılına kadar ise daimi işçi olarak çalıştığını, çalıştığı süreye ilişkin olarak ödenmeyen işçilik alacaklarının bulunduğunu ileri sürerek ilave tediye alacağı, fazla çalışma ücret alacağı ile dini ve ulusal bayram ve genel ücreti alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, dava konusu alacakların zamanaşımına uğradığını, 6360 sayılı kanunun geçici 2. maddesinin 1. fıkrası gereğince davacının çalıştığı ... Belediyesinin tüzel kişiliğinin sona erdirildiğini ve müvekkili idareye devrolunduğunu, idareleri uhdesinde herhangi bir kayıt olmayıp gerekli belgelerin ... İl Kültür Turizm Müdürlüğü’nde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda toplanan delillere göre bilirkişi raporuna dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf Başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ... İdaresinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Taraflar arasında davacının fazla çalışma yapıp yapmadığı, ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışmasının bulunup bulunmadığı hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez. Aynı ilkeler, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil günlerindeki çalışmanın ispatı bakımından da geçerlidir.
Somut olayda, davacının fazla çalışması ile ulusal bayram genel tatil günlerine ilişkin çalışmaları, tanık beyanlarına göre hafta içi 5 gün 08:00-19:00 saatleri arasında 1 saat ara dinlenme ile, cumartesi günü ise 08:00-17:00 arası 1 saat ara dinlenme ile haftalık toplam 13 saat fazla çalışma yaptığı ve hesaplamaya esas çalışma süresi boyunca, ulusal bayram genel tatil günlerinin dörtte birine tekabül eden günlerde çalıştığı kabul edilerek hesaplanmıştır.Fazla çalışmanın ve ulusal bayram genel tatil günlerine ilişkin çalışmanın ispatı konusunda, dosya içerisinde, işyerindeki çalışma düzenini gösterir işyeri kayıtlarının bulunmadığı ve söz konusu alacakların davacı tanık beyanlarına göre tespit edildiği görülmüştür. Dinlenilen davacı tanıklarından ...’ın davalı işyerinde çalışması bulunmadığı gibi, davacının çalışma saatlerine ilişkin net olarak bilgisi de bulunmadığından beyanına itibar edilememesi isabetlidir. Davacının diğer tanığı ...’ın ise bordro tanığı olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamakta olup, davacının çalışma süresini ve çalışma saatlerini bilmesi muhtemel süre noktasında bir denetleme yapılamamaktadır. Tanığın davacının çalışma düzenine ilişkin bilgisinin davalı işyerinde davacı ile birlikte çalışma süresi ile sınırlı olduğu dikkate alınmalıdır. Bu itibarla, davacı tanığına ait sigorta kayıtları da getirtilmek suretiyle, tanığın davacı ile birlikte çalıştığı süre belirlenmeli, gerektiğinde işvereni olarak görünen şirketler ile mülga ... Belediyesi arasında hizmet alım sözleşmesi bulunup bulunmadığı sorularak tanığın ... Belediyesi nezdindeki çalışma süresi tespit edilip bu süre ile sınırlı olarak beyanına itibar edilmeli, anılan tanığın davacı ile birlikte çalışmadığının anlaşılması halinde ise davalı tanık beyanı ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmelidir.Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgilisine iadesine, 14.07.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.