Esas No: 2018/11475
Karar No: 2022/1945
Karar Tarihi: 17.02.2022
Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2018/11475 Esas 2022/1945 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, bir edimin ifasına fesat karıştırma suçundan hüküm giyen sanık dışındaki diğer sanıkların beraatına karar verdiği ancak hüküm fıkrasında bazı noksanlıklar olduğunu belirterek kararın temyizen incelenmesine karar verdi. İncelenmede, ölen bazı sanıklar olduğu tespit edildi ve suçun özelliği nedeniyle sadece yüklenici ve temsilcilerinin işleyebileceği bir suç olduğu belirtildi. Bu nedenle, bir hamaliye işçisi olarak sadece yardım eden sanığın cezalandırılması hukuken yanlış görüldü ve hükümler bozuldu. Kanun maddeleri ve açıklamaları, TCK'nin 236. maddesi, TCK'nin 40/2. maddesi, TCK'nin 39. maddesi, Anayasa'nın 38/2. maddesi, ve CMK'nin 217/2, 206/2-a, 223/2-e, 232/6, ve 135 maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Edimin ifasına fesat karıştırma (... dışındaki sanıklar hak.), örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme (sanık ... hak.)
HÜKÜM : Sanıklar Olgun, Erdal ve Ekrem haklarında
edimin ifasına fesat karıştırma suçundan
mahkumiyet, diğer sanıklar haklarında atılı suçlardan beraat
Cumhuriyet savcısı, sanıklar ...,
... ve ...
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanıklardan ..., ... ve ... haklarında edimin ifasına fesat karıştırma, ... hakkında örgüt içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etme suçlarından verilen beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Hüküm fıkrasının 4, 5, 6 ve 7 numaralı bentlerinde CMK'nin 223/2-e madde-fıkra-bendine yer verilmeyerek aynı Kanun'un 232/6. madde ve fıkra hükmüne aykırı davranılmış ise de anılan noksanlık sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri eleştirilen husus dışında usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen O yer ve Üst Cumhuriyet savcılarının temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanıklar ..., ... ve ... haklarında edimin ifasına fesat karıştırma suçundan kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Anayasa'nın 38/2. maddesi hükmü gereğince, kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulguların delil olarak kabul edilemeyeceği, 5271 sayılı CMK'nin 217/2. maddesi uyarınca yüklenen suçun, hukuka uygun bir şekilde elde edilmiş her türlü delille ispat edilebileceği, 206/2-a maddesince ortaya konulması istenilen bir delil kanuna aykırı olarak elde edilmişse reddolunacağı, 230/1-b maddesi hükmü gereğince mahkumiyet hükmünün gerekçesinde delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin belirtilmesi; bu kapsamda dosya içerisinde bulunan ve hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delillerin ayrıca ve açıkça gösterilmesi gerektiği cihetle, dosya kapsamına göre; Ordu Sulh Ceza Mahkemesinin 17/10/2007 tarihli ve 2007/580 Değişik iş sayılı Kararı ile sanıklar haklarında iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması, izlenmesi ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesine karar verildiği, sanıklar hakkında uygulanan iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınması tedbiri sırasında elde edilen görüşme kayıtlarının CMK'nin 135. maddesinin 8. fıkrasında sayılan katalog suçlar arasında edimin ifasına fesat karıştırma suçunun olmaması nedeniyle yasal delil olarak kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, hukuka aykırı deliller dışlandığında dosya kapsamında sanık ...'nın mahkumiyetine yeterli, her türlü kuşkudan uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığından, şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince yüklenen suçtan beraati yerine yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Sanıklardan ...'nin hükümden sonra 25/01/2021, ...’ün de 26/12/2021 tarihlerinde öldükleri UYAP sisteminden temin edilen nüfus kayıtlarından anlaşıldığından, bu hususlar mahallinde araştırılarak sonucuna göre 5237 sayılı TCK'nin 64 ve 5271 sayılı CMK'nin 223/8. maddeleri uyarınca bir karar verilmesi lüzumu,
Kabule göre de;
TCK'nin 236. maddesinde edimin ifasına fesat karıştırma halleri yasa koyucu tarafından tahdidi olarak sayılmış olup, maddede sayılan seçimlik hareketlerin ya da faillik durumunun genişletilmesinin anılan Yasa'nın 2. maddesindeki kanunilik ilkesine aykırılık teşkil edeceğinde bir kuşku bulunmadığı, her ne kadar bir kısım öğretide özgü suç olarak kabul edilmese de madde metni gerekçesiyle birlikte incelendiğinde; 2. fıkranın “a” ve “b” bentlerinde yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri ile edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin, “c”, “d” ve “e” bentlerinde ise edimin ifası sürecinde görev alan ilgili kamu görevlilerinin suçun faili olabileceği, dolayısıyla söz konusu suçun özel faillik niteliği taşıyan kimselerce işlenebileceğinde bir tereddüt bulunmadığının kabulü gerektiği, bu itibarla TCK'nin 40/2. maddesine göre özgü suç niteliğinde olan ve TCK'nin 236/2-a maddesi uyarınca yüklenici konumundaki kişiler ve temsilcileri tarafından işlenebilen edimin ifasına fesat karıştırma suçuna iştirak eden diğer kişilerin azmettiren veya yardım eden olarak sorumlu tutulabilecekleri dikkate alınarak, sözleşmenin tarafı olan şirkette hamaliye işçisi olarak kömürlerin dağıtım ve boşaltım işini yapan sanık ...'nın eyleminin TCK'nin 39. maddesi kapsamında yardım eden olarak değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden, fail olarak cezalandırılmasına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıkların ve Üst Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA 17/02/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.