4. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/17070 Karar No: 2013/14693 Karar Tarihi: 25.09.2013
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2012/17070 Esas 2013/14693 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2012/17070 E. , 2013/14693 K.
"İçtihat Metni"
...
Davacı-k.davalı ... tarafından, davalı-k.davacı ... aleyhine 11/05/2010 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl ve karşılık davaların reddine dair verilen 22/02/2011 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı-k.davacı vekli tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 25/09/2013 gününde oyçokluğuyla karar verildi. ...
Asıl dava: kızı ve damadı olan davalıların torununu göstermemeleri nedeniyle oluşan travma ve sıkıntıdan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine, karşı dava ise; davacı-karşı davalının kargo ile gönderdiği mektup ile davalılar-karşı davacılara hakareti sebebiyle kişilik haklarına saldırıdan dolayı tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi hem asıl davayı hem de karşı davayı reddetmiştir.Asıl dava yönünden yerel mahkemenin kararı yerindedir.Karşı dava açısından ise, gerekçeye ve hükme katılmak mümkün değildir. Bu itibarla, değerli çoğunluğun onama kararına iştirak edemiyorum. -/-
-2- 2012/17070-2013/14693
Şöyle ki; İlk derece mahkemesi, dosyaya sunulan mektuplar dışında dayanak olmadığını, her ailede olabilecek tartışmaların tazminatı gerektirecek yoğunlukta bulunmadığını gerekçe göstererek karşı davayı reddetmiştir.Aile içinde olabilecek hadiseleri daha da büyütmemek adına böyle bir karar verilmiştir. Ancak, dosyada bulunan ve ısrarla gönderildiği görülen mektuplar karşısında olayın artık aile içinde tutulabilme sınırlarını aştığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemenin gerekçesi doğru değildir. Diğer taraftan, mektupla müteaddit kez geçen "zeka yoksunu kocan", "zeka özürlüsünüz" gibi hakaret içeren sözlerin hukuka aykırı olduğu suç ve kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği duraksamaya meydan vermeyecek kadar açıktır. Bu itibarla, uygun bir manevi tazminata hükmetmek için karşı dava yönünden ilk derece mahkemesinin kararının bozulması gerektiğini düşündüğümden sayın çoğunluğun kararma muhalifim. 25/09/2013