15. Hukuk Dairesi 2020/1128 E. , 2020/3363 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi’nce verilen kararın temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve karşı dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacı-karşı davalı taşeron, davalı-karşı davacı ise alt taşerondur. Asıl dava, fazla ödenen iş bedelinin ve cezai şartın tahsili ile sözleşme gereğince verilen teminat çekinin irat kaydedilmesi, karşı dava ise; eksik ödenen iş bedelinin tahsili ile teminat çekinin iadesi talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesince asıl davada 178.000,00 USD teminat çekinin irat kaydedilmesi ile, 292.770,10 USD fazla ödemenin davalıdan tahsili ile karşı davanın reddine dair verilen hükmün taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesi’nce taraf vekillerinin istinaf başvurusununu kabulü ile kararın kaldırılmasına, asıl davanın 138.770,10 USD üzerinden kısmen kabulü ile fazlaya ilişkin istemlerin reddine, karşı davanın ise 26.000,00 USD üzerinden kabulüne ve teminat çekinin davalı-karşı davacıya iadesine dair verilen hüküm, taraf vekilleri tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve 6100 sayılı HMK 355. maddedeki, kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş ve özellikle davacı-karşı davalı taşeronun keşide ettiği Ankara 32. Noterliği’nin 29.06.2005 tarih ve 1862 yevmiye nolu ihtarnamede sözleşmenin feshedildiğinin açıkça beyan edilmemiş olması nedeniyle sözleşmenin 22. maddesi gereğince ihtar tebliği ile sözleşme feshedilmediğinden davalı-karşı davacı alt taşeronun kesin teminatının irat kaydı koşullarının oluşmadığının anlaşılmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Asıl davada, davacı-karşı davalı taşeron tarafından davalı-karşı davacı alt taşerona yapılan fazla ödemelerin iadesi de talep edildiğinden fazla ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti için yanlar arasındaki sözleşme ilişkisi de sonlandırıldığından tasfiye kesin hesabının çıkartılması zorunludur. Tasfiye kesin hesabının çıkartılmasında da davalı-karşı davacı alt taşeronun gerçekleştirdiği ve hakettiği imalat bedelinin bulunup bunun davacı-karşı davalı taşeronun akreditif yoluyla yaptığını kabul ettiği ödeme miktarı ile sözleşmeye göre nakliye bedelleri ve akreditif masraflarının da davalı-karşı davacı alt taşerona ait olduğu ileri sürüldüğünden, bu harcama ve masrafların da davalı-karşı davacı alt taşerona ait olması halinde akreditif yolu ile yapılan ödemeye katılarak bulunacak toplam ödeme miktarından düşülerek asıl davada fazla ödeme olup olmadığı, ya da karşı davada talep edilen ödenmeyen iş bedeli alacağı olup olmadığı konusunda sonucuna uygun karar verilmesi gerekir. Asıl davada fazla ödemenin istirdadı talep edildiğinden, çıkarılacak tasfiye kesin hesabında alt taşerona yapılan tüm ödemeler saptanıp hak edilen ödenmeyen imalât bedelinden düşülecektir. Ayrı dava açılmış olsa dahi asıl davada fazla ödeme bulunduğunun kabul edilmesi durumunda sırf ayrı dava açılmış olması nedeniyle karşı davada ayrıca ödenmeyen iş bedeline hükmedilmesi mümkün değildir.
Bu durumda ilk derece mahkemesi kararını kaldıran Bölge Adliye Mahkemesi’nce; hükme esas rapor düzenleyen bilirkişi kurulundan davacı-karşı davalı taşeronun beyanındaki miktarı da gözeterek davacının akreditif yoluyla yaptığı ödeme miktarı ile sözleşmelerine göre akreditif masrafları ve nakliye giderlerinin alt taşerona ait olup olmadığı, bunların miktarı ve davalı-karşı davacı alt taşeronun sözleşmesine göre hak ettiği imalât bedelinin hesaplattırılıp düşülmek suretiyle asıl davada fazla ödeme ve karşı davadaki eksik ödeme miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp değerlendirilerek, tasfiye kesin hesabı sonucunda davacı-karşı davalı taşeronun fazla ödemesi olması halinde bu miktarı asıl davada mahsup edip karşı davada ayrıca eksik ödemeye ilişkin alacağa hükmetmemek suretiyle sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken 29.09.2016 tarihli ek rapora itibarla davacı-karşı davalının ödediği akredetif bedelinin 1.887.741,10 USD ile davalı-karşı davacının akredetif yolu ile kabul ettiği ödeme miktarı olan 1.748.989,00 USD farkı olan 138.752,10 USD’nin davacı-karşı davalı alacağı ve karşı davanında 26.000,00 USD üzerinden kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, eksik inceleme ile oluşturulan kararın bozulması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödenenden 5766 sayılı Kanun"un 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince Harçlar Kanunu 42/2-d maddesi uyarınca alınması gereken 486,30 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davacı-karşı davalıya, 486,30 TL Yargıtay başvurma harcının mahsup edilerek, varsa fazla alınan temyiz harcının temyiz eden davalı-karşı davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK 373. madde hükümleri gözetilerek dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi"ne, karardan bir örneğinin ise ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 28.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.