17. Hukuk Dairesi 2015/4609 E. , 2017/10239 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R-
Davacı vekili, 2/07/2013 tarihinde meydana gelen trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, oluşan kazada müvekkilinin yolcu olduğunu ve bir kusurunun bulunmadığını, kazaya karışan aracın kaza tarihinde davalı ... şirketi bünyesinde sigortalı olduğunu belirterek, 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde 5.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkemece, davacı tarafından sürekli veya geçici maluliyet tazminatı için ne kadar talep edildiği açıklattırılmamıştır. Mahkemece davacının talebinin açıklattırılması gerekirken sürekli maluliyeti bulunmaması nedeniyle ve geçici maluliyet tazminatı talebi de olmadığından davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun “Bedensel Zarar” başlıklı 54. maddesi hükmü, bedensel zarara uğranılması nedeni ile talep edilebilecek zarar türlerini belirtmekte olup çalışma gücü kaybı da bu zarar türleri arasında yer almaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebinin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki davada ... Adli Tıp Kurumu üçlü heyet bilirkişi raporunda davacının eski Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü yeni adı Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliğine göre maluliyeti olmadığı belirlenmiş ise de; kaza tarihi itibari ile Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği yürürlüktedir. Mahkemece yürürlükte bulunan yönetmeliğe göre maluliyet raporu alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, muğlak ifade bulunan bilirkişi raporuna göre karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/11/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.