20. Hukuk Dairesi 2014/7698 E. , 2015/1377 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı .............. ve dahili davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
.......... 1088 sayılı parselin bulunduğu yerde ilk kez 1943 yılında 3116 sayılı Kanun gereğince orman kadastrosu yapılmış, taşınmaz bu çalışma sonucunda orman sınırları içine alınarak Aralık 1944 tarih 8 sıra numarasında 762 hektar 7526 m2 yüzölçümü ile orman niteliğinde .............. adına tapuya tescil edilmiş, daha sonra 1973 yılında yapılan tapulama çalışmalarında 3402 sayılı Kanunun 22/son maddesi gereğince tapu kütüğüne aktarılmıştır.
Çekişmeli 3170 parsel sayılı 58 hektar 522,92 m² yüzölçümündeki taşınmaz, orman kadastro sınırları dışında kaldığı halde, 1996 yılında kadastro müdürlüğünce hazırlanan ifraz beyannamesinde yapılan teknik hata nedeniyle 1088 parselden ifraz edilmiş gibi idari yoldan tapusu oluşturularak hali arazi niteliğinde .............. adına tescil edilmiş, beyanlar hanesinde "2/B madde uygulaması ile .............. adına orman sınırları dışına çıkartıldığı" yolunda şerh verilmiştir.
Davacı ............, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak 3170 sayılı parselin bir bölümünün tapusunun iptali ile adına tescili istemiyle dava açmış, mahkemece, taşınmazın dört yönden ormanla çevrili, zilyetlikle kazanılamayacak yerlerden olduğu gerekçesi ile davanın reddi yolunda verilen karar, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/03/2013 gün ve 220-2356 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece, çekişmeli taşınmazın 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklığı niteliğinde olduğu gerekçesi ile hüküm kurulmuşsa da; bilirkişi raporlarından, .......... 3170 sayılı parselin 1088 numaralı orman parseli ile bir ilgisinin bulunmadığı, kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığı, orman niteliği taşımayan bir yer 2/B uygulamasına konu olamayacağından tapu kaydı üzerine bu yolda konulan şerhin hukukî dayanağının bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bilirkişiler .............., ............. ile ............’nın 25/02/2011 havale tarihli ek raporunda (A) harfi ile gösterilen 4873 m² ve (A1) ile gösterilen 2829,64 m² taşınmaz bölümleri, hâli arazi niteliği ile tapuda kayıtlı bulunan aynı parselin davaya konu olmayan bölümleri ile çevrilidir. Bu nedenle de (A) ve (A1) bölümlerinin orman içi açıklığı olduğundan söz edilemez. Bu bölümlerin 1940 ve 1946 çekimli hava fotoğrafları ile 1957 ve 1972 tarihli memleket haritalarında açık alanda kaldığı, zilyetlik yoluyla kazanma koşullarının da davacı yararına gerçekleşmiş olduğu sabittir. Hal böyle iken; davacının davasının kabulü ile (A) ve (A1) bölümlerinin .............. adına olan tapusunun iptali ile davacı adına tescili ve 2/B uygulaması nedeniyle .............. adına orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olduğu yolundaki şerhin de silinmesi yolunda hüküm kurulması gerekirken, aksi görüşle davanın reddi yolunda kurulan hüküm usûl ve kanuna aykırıdır. " denilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kabulüne, taşınmazın yargılama sırasında ..."a devredilmesi nedeniyle, ... adına tesciline, 2/B şerhinin silinmesine karar verilmiş, hüküm davalı .............. ve ....... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1990 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması ve 1972 yılında yapılan arazi kadastrosu bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının ....... Yönetimine yükletilmesine, ..............den harç alınmasına yer olmadığına 10/03/2015 gününde oy birliği ile karar verildi.