Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2006/4152
Karar No: 2006/15535
Karar Tarihi: 18.12.2006

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2006/4152 Esas 2006/15535 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2006/4152 E.  ,  2006/15535 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi     :  Salihli İş Mahkemesi
    Tarih               : 11.11.2005
    No                   : 42-133  

    Davacı   davalı işveren nezdinde 1990-Kasım 2003 tarihleri arası çalıştığının tesbitine   karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine  karar vermiştir.
    Hükmün davacı  vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan  ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı  SSK vekilinin temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
    Dava, 1990 ile 2000 yılı arasında davalıya ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak geçen ve Kuruma  eksik bildirilen  ayrıca 2000 ile 2003 yılları arasında kuruma hiç bildirilmeyen  çalışmaların tesbiti ile bu çalışmaları nedeni ile 500,00 YTL Kıdem tazminatı, 500,00 YTL İhbar Tazminatı, 100,YTL fazla çalışma ücreti, 100,00 YTL genel tatil ücreti, 250,00 YTL ücretli izin  ve 150,00 YTL hafta tatili ücreti alacağının  davalıdan faizi ile birlikte tahsili  istemine ilişkindir.
    Mahkemece,   istemin reddine karar verilmiştir..
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalı işverence davacının 01.07.1991-06.12.1991 tarihleri arasında  80 gün; 10.04.1992-12.1992  tarihleri arasında  122 gün; 10.04.1992-15.12.1992  tarihleri arasında  122 gün; 15.06.1993-20.12.1993  tarihleri arasında  123 gün; 02.05.1994-31.12.1994  tarihleri arasında  119 gün; 10.03.1995-31.12.1995  tarihleri arasında  157 gün; 02.04.1996-30.11.1996  tarihleri arasında  118 gün;  20.03.1997-30.08.1997  tarihleri arasında  98 gün; 15.04.1998-10.12.1998  tarihleri arasında  175 gün; 01.04.1999-21.10.1999  tarihleri arasında  160 gün; 05.04.2000-21.04.2000  tarihleri arasında  10 gün; 06.06.2000-13.09.2000  tarihleri arasında  67 gün çalışmalarının kuruma bildirildiği, işverence ücret bordrolarının mahkemeye ibraz edildiği  İşe giriş bildirgesi ve ücret tediye bordroları üzerinde bilirkişi marifeti ile yapılan imza incelemesi sonucunda  10.04.1992 tarihili işe giriş bildirgesi dışındaki giriş bildirgeleri altındaki imzaların davacıya ait olduğu; yine işverence ibraz edilen ücret tediye bordrolarında yapılan imza incelemesi sonucunda,  2000 yılı 8 ayına ait, 1999 yılı 10 ayına ait, 1998 yılı 9 ayındaki, 1998 yılı 6 ayındaki, 1999 yılı 8 ayındaki, 1997 yılı 4 ve 5 ayındaki 1996 yılı 8 ayındaki, 1995 yılı 4  ve 9 ayındaki,  1992 yılı, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 ve 12 .aylardaki ayrıca 1991 yılı 7, 8, 9, 10 ve 11 aylara ait   ücret tediye bordroları altındaki imzaların davacıya ait olmadığı anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10.  maddesi olup yönetmelikle tesbit edilen belgeleri   işveren tarafından  verilmeyen  veya  çalıştıkları  Kurum’ca  tesbit  edilmeyen sigortalılar,    çalışmalarını   hizmetlerinin     geçtiği   yılın   sonundan   başlayarak    5   yıl  içerisinde mahkemeye  başvurarak  alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse  bu çalışmaların  Kurum’ca  dikkate alınacağı  belirtilmiştir.  Yerleşik  Yargıtay görüşü, birden ziyade  işe giriş  bildirgesi  verilmesi halinde çıkış yok ise ilk  işe giriş  bildirgesi ile son işe giriş bildirgesinin verildiği  tarihler  arasında geçen çalışmaların hak  düşürücü süreye  uğramayacağı,  çıkış varsa hak düşürücü sürenin  her kesim çalışma için ayrı  ayrı hesaplanacağı çıkış  tarihinden sonra işçinin aynı işyerinde  çalışmasını sürdürmesi veya hak düşürücü  süre içerisinde  tekrar aynı işyerine girerek  çalışmasının  hak düşürücü sürenin  işlemesine engel olmayacağıdır. Bu nedenle işe giriş ve çıkış tarihleri   arasındaki kısmi bildirimin  aksinin eşdeğer  belgelerle ispat  edilebileceği kabul edilmelidir.
    Gerçekten, sigortalının, işyerindeki çalışmaları işe giriş bildirgelerine, aylık ve üç aylık bordrolara dayanılarak Kuruma kısmi olarak bildirilmiş ve bildirime uygun olarak da primleri ödenmiştir. Öte yandan işe giriş bildirgesi ve bordrolar sigortalı çalışmalarının işyerinde kesintili geçtiğinin karinesidir. Karinenin tersinin ise eşdeğerdeki belgelerle kanıtlanması gerektiği söz götürmez. Bu gibi durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, kamu düzenine dayalı bu tür davalarda hakim, görevi gereği doğrudan soruşturmayı genişleterek sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bu yön, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun  2003-21-43 E.,2003/97 K. sayılı 26.02.2003 günlü kararında da vurgulanmıştır.
     Somut olayda davacının çalışmalarına ilişkin kuruma verilen işe giriş bildirgeleri altındaki imzaların (10.04.1992 tarihli giriş bildirgesi dışında) davacıya ait olduğunun anlaşılması  karşısında  çıkış ve giriş tarihleri arasında geçen süreler yönünden 10.12.1998 tarihinden önceki sürelere ilişkin çalışmaların hak düşürücü süreye uğradığı gerekçesi ile talebin reddine dair verilen hüküm yerindedir. Nevar ki kuruma bildirilen kısmi çalışmalar ile ilgili, giriş ve çıkış tarihleri arasındaki  çalışmalar yönünden, yapılan imza incelemesi sonucu ücret tediye bordrolarındaki imzaların bir kısmının davacıya ait olmadığı tesbit edilmiştir. Bu dönemlerdeki çalışmalar ile ilgili hak düşürücü süre nedeniyle talebin reddine dair verilen hüküm yerinde değildir.
    Mahkemece yapılacak iş; 06.10.2004 tarihli bilirkişi raporu ile  imzaların  davacıya ait olmadığı tesbit edilen ücret tediye bordrolarındaki gösterilen kısmi çalışmalar ile ilgili, bordro tanıklarının beyanları doğrultusunda davanın kabulüne karar vermekten ibarettir.
    3-Ayrıca davacının birleşen 2005/2 E ve 2005/109 K sayılı dosyasındaki işçi alacakları konusundaki talepleri ile ilgili olarak  uzman bilirkişi marifeti ile usulüne uygun inceleme yaptırılarak, sonuca göre karar vermekten ibarettir. 
    Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O halde, davacının  bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,  temyiz harcının  istek halinde temyiz edene  iadesine, 18.12.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi