2. Hukuk Dairesi 2021/5111 E. , 2021/5698 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Çocuğun Mutat Meskene İadesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi hükümlerine göre, çocuğun mutat meskeninin bulunduğu ülkeye iadesi isteğine ilişkindir. Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından davaname ile tarafların ortak çocukları ... ve ...`in mutat meskeni olan Bulgaristan`a iadesi için dava açılmış, ilk derece mahkemesince çocukların anneleri ile Türkiye`de yaşamak istemeleri, çocukların psikolojik gelişimlerinin olumsuz etkilenmemesi için beyanlarına itibar edilmesi gerektiği, iadelerine karar verilmesi halinde anne sevgi ve şefkatinden mahrum kalacak olmaları, yaşları gereği annelerinden ayrılmalarının olumsuz etkileyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı baba ve Savcılık tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesince çocukların yaşlarının küçüklüğü nedeniyle anne bakım ve şefkatine muhtaç oldukları gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı baba tarafından temyiz edilmiştir.
Uluslararası Çocuk Kaçırmanın Hukuki Veçhelerine Dair Lahey Sözleşmesi 15.02.2000 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Sözleşmenin amacı, 16 yaşından küçük çocukları (Söz. m. 3/son) kanuna aykırı olarak yer değiştirmenin zararlı etkilerinden korumak ve onları mutat yerleşim yeri devletine derhal dönüşünü temin etmektir. Sözleşmenin tarafını oluşturan devletler amaca uygun olarak bütün önlemleri almak ve en süratli usullere başvurmak zorundadırlar. ( m. 2 ve 11) Kanuna aykırı yeri değiştirilmiş veya alıkonulan çocuğun yerinin değiştirilmesi veya alıkonulması tarihinden itibaren bir yıldan az zaman içerisinde iadesinin istenilmesi halinde çocuğun derhal geciktirilmeden iadesi gerekmektedir (Söz. m. 12/1). İadeden kaçınma nedenlerinin ise Sözleşme"nin 12/2, 13 ve 20.maddelerinde açıklandığı görülmektedir. Buna göre, taraf bir devlet, diğer iadeden kaçınma nedenleri yanında, geri dönmesinin çocuğu fiziki veya psikolojik bir tehlikeye maruz bırakacağı veya başka bir şekilde, müsamaha edilemeyecek bir duruma düşüreceği yolunda ciddi bir risk olduğunu tesbit ederse veya çocuğun, geri dönmek istemediğini ve görüşünün göz önünde bulundurulmasının uygun olacağı bir yaşa ve olgunluğa erişmiş bulunduğu gözlenirse (Sözleşme m. 13/1-b), geri dönmesini emretmeyi reddedebilir.
Somut olayda mahkemece, çocukların yaşlarının küçük olması ciddi bir risk olarak kabul edilerek davanın reddi kararına dayanak yapılmış ise de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 03/05/2012 tarihli ve 60328/09 başvuru numaralı kararında da belirtildiği üzere yaş küçüklüğünün çocuğun menfaatinin takdirinde bir kriter olarak kabul edilmesinde herhangi bir şüphe olmasa da, Sözleşme hükümleri çerçevesinde yaş küçüklüğünün iade talebinin reddini haklı kılmaya yetecek tek neden olarak kabul edilmesi olanağı da bulunmamaktadır. Somut koşullar itibari ile çocuğun mutat meskenine iadesinin çocuk açısından ciddi bir risk oluşturacağının ortaya konulması gerekmektedir. O halde münhasıran çocuğun yaşının küçük olması sözleşmenin 13/1-b maddesi kapsamında iadeden kaçınma hakkı tanımaz.
Toplanan delillerden, çocukların mutat meskeni olan Bulgaristan ülkesinden 2018 yılı Haziran ayında Türkiye"ye getirildikleri, tekrar mutat meskenlerine götürülmedikleri, davacı babanın da 1 yıllık sürede başvuruda bulunduğu, çocukların mutat meskeninin bulunduğu devletin kanunundan doğan babanın velâyet hakkının ihlali suretiyle davalı anne tarafından Türkiye"de haksız olarak alıkonulduğu anlaşılmaktadır. Sözleşme hükümlerine göre; kanuna aykırılık gerçekleşmiştir. (Sözleşme m.3). Geri dönmesinin, çocuğu fiziki veya psikolojik bir tehlikeye maruz bırakacağı veya başka bir şekilde müsamaha edilmeyecek bir duruma düşüreceği yolunda ciddi bir risk bulunduğuna ilişkin bir delil ve olgu ortaya konulmamıştır. İade isteğinin reddini gerektiren sebepler mevcut değildir. Açıklanan sebeple davanın kabulü gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesinin esastan ret kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 05.07.2021 (Pzt.)