8. Hukuk Dairesi 2018/3190 E. , 2019/3839 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAHİLİ DAVACI :
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar ..., ..., ..., ... vekili, vekil edenlerinin maliki bulundukları dava konusu 346 ada 13 parsel sayılı taşınmazı davalının herhangi bir hakka dayanmaksızın kullandığını belirterek, davalının el atmasının önlenmesini talep etmiştir.
Mahkemece yargılama sırasında ölen davacılar ..., ... ve davaya dahil edilen Cemalettin Balya mirasçılarının davaya dahil edilmesi için verilmiş olan kesin süreye uyulmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
21.06.1944 tarihli ve 13/24 sayılı İnançları Birleştirme Kararında ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 689. maddesinde düzenlendiği üzere paydaşların anlaşma ile dahi sınırlandırılamayacak hak ve yetkileri, 1. fıkrada “Paylı mülkiyet konusu eşyanın kullanılabilirliğinin ve değerinin korunması için zorunlu olan yönetim işlerini yapmak ve gerektiğinde mahkemeden buna ilişkin önlemlerin alınmasını istemek”, 2. fıkrada “Eşyayı bir zarar tehlikesinden veya zararın artmasından korumak için derhâl alınması gereken önlemleri bütün paydaşlar hesabına almak” şeklinde düzenlenmiş olup, paylı mülkiyette paydaşlardan birisi taşınmazın korunması amacıyla elatmanın önlenmesi davası açabilir. Bunun için tüm paydaşların birlikte hareket etmesi zorunlu değildir.
Davanın konusu davacıların 346 ada 13 parsel sayılı taşınmaza el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Söz konusu dava ¼ pay maliki ... ile diğer ¼ pay maliki mirasçılarından ..., ... ve ... tarafından aynı vekile vekalet verilmek suretiyle açılmıştır. Davalı ..."ın tapudan ve mülkiyetten kaynaklanan her hangi bir hakkı bulunmamaktadır. Dava, tapu kaydına dayanarak pay maliki ve bir kısım pay maliki mirasçıları tarafından taşınmazın tamamı için açılmış el atmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Taşınmaz ister paylı ister elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi olsun bir kısım pay maliki ya da mirasçının üçüncü şahsa karşı açtığı taşınmazın korunmasını amaçlayan el atmanın önlenmesi davasından diğer tüm pay malikleri ve mirasçıları yararlanırlar.
Türk Medeni Kanunu"nun 688 maddesi 3. fıkrasına göre, “Paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir.” Ayrıca TMK"nin 702. maddesinin son fıkrasına göre, “Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.”
Başka bir anlatımla, bu tür davalarda pay maliki ya da mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı yoktur. Dosyanın incelenmesinde, davacılardan ..."nun 29.08.2010 tarihinde, ..."nun 17.04.2014 tarihinde öldüğü, mahkemece 21.10.2014, 03.02.2015 ve 07.04.2015 tarihli celselerde yargılama sırasında ölen davacılar ... ve ..."nun veraset ilamlarına göre mirasçılarının davaya dahil edilmeleri için davacılar vekiline kesin süre verildiği, ara kararın davacılar vekilince süresinden sonra yerine getirildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece verilen kesin süre içerisinde davacılar vekilince adı geçen davacıların mirasçılarının davaya dahil edilmemesi davanın reddi sonucunu doğurmaz.
Mahkemece yapılması gereken iş ¼ pay maliki ... ile1/4 pay maliki mirasçısı ..."nun talepleri doğrultusunda taraf delilleri toplanarak karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 08.04.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.