14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/9561 Karar No: 2015/7902 Karar Tarihi: 07.09.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/9561 Esas 2015/7902 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/9561 E. , 2015/7902 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Akçaabat Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 18/11/2014 NUMARASI : 2014/276-2014/1094
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.03.2014 gününde verilen dilekçe ile aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, aile konutunun miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi isteğine ilişkindir. Davalı M...A.., davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan herkes davada taraf ehliyetine de sahiptir. Aynı kanunun 51. maddesine göre de, dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. 4721 sayılı TMK’nın 9. maddesine göre, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. Aynı kanunun 10. maddesine göre de ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.01.1976 günlü ve 477/12 sayılı kararına göre, davada taraf olma ehliyeti, medeni haklardan yararlanma hakkının bir sonucudur. Kısıtlanan kimse; medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun bulunması nedeniyle her ne kadar kendisi dava açamaz ise de sözü edilen haklardan yararlanma ehliyetini haiz bulunduğundan aleyhine dava açılabilir. Ancak, davalının kısıtlı olduğunun mahkemece öğrenilmesi halinde re"sen kanuni mümessile tebligat yapılması gerekir. Somut olaya gelince; dosya içerisindeki Akçaabat Sulh Hukuk Mahkemesinin 30.01.2006 tarihli 2006/12 Esas-2006/8 Karar sayılı ilamından davalı A... A..."nun 1998 doğumlu olduğu anlaşılmaktadır. Dava dilekçesinin davalı A...A... yerine annesi olan davacıya tebliğ edildiği, yaşı küçük olan davalı Ayşegül ile davacı annesi arasında menfaat çatışması söz konusu olduğu gözönüne alındığında yargılamanın davalı Ayşegül"e kayyım tayini suretiyle sürdürülmesi gerekir. Ayrıca, 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 39. maddesi gereğince, bu kanun hükümlerine göre kendisine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz. Davalı H...A..."ya tebliğ edilmesi gereken dava dilekçesinin aralarında menfaat çatışması söz konusu olan annesi davacı G.. A.."ya tebliğ edildiği anlaşıldığından dava dilekçesinin davalı Harun"a usulüne uygun şekilde tebliği ile davalı olarak davada yer alması sağlanmalı, daha sonra davanın esası hakkında bir karar verilmelidir. Sonuç olarak; davalı H... A..."ya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi ve A... A.."ya bu davada kendisini temsil etmek üzere bir kayyım tayin edilmesi ve husumetin kayyıma yöneltilmesi gerekirken belirtilen hususlar yerine getirilmeden işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile şimdilik diğer hususlar incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 07.09.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.