Esas No: 2020/1237
Karar No: 2020/2841
Karar Tarihi: 02.12.2020
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2020/1237 Esas 2020/2841 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2020/1237
Karar No : 2020/2841
TEMYİZ EDEN : 1- (DAVACI) : … Fabrikaları A.Ş.
VEKİLİ : Av. …
2- (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. …
DİĞER DAVALI : … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …
İSTEMİN KONUSU : Danıştay Onüçüncü Dairesinin 19/12/2019 tarih ve E:2018/1053, K:2019/4484 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirketin (C) şekeri olarak kayıtlara alınması gereken 5.852.579 kg şekeri yurt içinde sattığından bahisle 4634 sayılı Şeker Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca davacı şirkete 10.488.536,72-TL idarî para cezası verilmesine ilişkin 16/08/2010 tarih ve 212/5 sayılı Şeker Kurulu kararının; 16/05/2009 tarih ve 27230 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Hammadde ve Şeker Fiyatları Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in ve 25/12/2006 tarih ve 136 sayılı Kurul kararının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onüçüncü Dairesinin 19/12/2019 tarih ve E:2018/1053, K:2019/4484 sayılı kararıyla;
Dairelerinin 03/02/2015 tarih ve E:2010/4362, K:2015/328 sayılı kısmen iptal, kısmen ret kararının iptale ilişkin kısmının Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulunun 02/12/2015 tarih ve E:2015/2348, K:2015/4753 sayılı kararıyla bozulması ve davacının karar düzeltme isteminin de Danıştay İdarî Dava Daireleri Kurulunun 13/12/2017 tarih ve E:2016/4690, K:2017/4264 sayılı kararıyla reddedilmesi üzerine, bozulan kısımla sınırlı olarak işin gereğinin yeniden görüşüldüğü belirtilerek;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin birinci fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihaî kararlarının Danıştayda temyiz edilebileceği; 2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, İdarî Dava Daireleri Kurulunun, idarî dava dairelerinden ilk derece mahkemesi olarak verilen kararları temyizen inceleyeceği; 2577 sayılı Kanun'un 49/4 ve 50. maddelerinde, Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmayıp, Danıştay İdarî ve Vergi Dava Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu kuralının yer aldığı;
Aktarılan kanun hükümlerine göre, Danıştay dava dairelerince ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdarî ve Vergi Dava Daireleri Kurullarınca bozulması hâlinde Danıştay dava dairelerine ısrar imkânı tanınmadığından, bozma kararına uyularak İdarî Dava Daireleri Kurulu kararında belirtilen gerekçelerle dava konusu Yönetmeliğin 3. maddesinin son fıkrası, 25/12/2006 tarih ve 136/1 sayılı Kurul kararının (k), (l) ve (m) bentleri ile 16/08/2010 tarih ve 212/5 sayılı Kurul kararı yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı gerekçe gösterilip diğer dava sebepleri incelemeksizin karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, 4634 sayılı Şeker Kanunu'nun 5. maddesine eklenen fıkranın yanlış yorumlandığı, işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunmayan bir kanuni düzenleme gerekçe gösterilerek hukuka uygun bulunmasının yerinde olmadığı ileri sürülmektedir.
Davalı idarelerden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, hasım mevkiinden çıkarılmaları gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMALARI :
Davacı tarafından, savunma verilmemiştir.
Davalı idareler tarafından, Danıştay Onüçüncü Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ … DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin 2. fıkrası uyarınca davacının duruşma istemi yerinde görülmeyerek gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinin 2. fıkrasında, Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulmasının;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkün olduğu belirtilmiş; 4. fıkrasında, "Danıştayın ilk derece mahkemesi olarak baktığı davaların temyizen incelenmesinde bu madde ile ısrar hariç 50. madde hükümleri kıyasen uygulanır." denilmiş; 50. maddesinin 4. fıkrasında ise, Danıştayın bozma kararına uyulduğu takdirde, bu kararın temyiz incelemesinin bozma kararına uygunlukla sınırlı olarak yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu kararı; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 02/12/2015 tarih ve E:2015/2348, K:2015/4753 sayılı bozma kararında belirtilen gerekçeler göz önüne alınarak verilmiş bir karar olduğundan, usul ve hukuka uygun bulunmakta ve bozulmasını gerektirecek bir hukuka aykırılık taşımamaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının ve davalı idarelerden … Bakanlığının temyiz istemlerinin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddi yolundaki Danıştay Onüçüncü Dairesinin temyize konu 19/12/2019 tarih ve E:2018/1053, K:2019/4484 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/12/2020 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Dosyada yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı tarafından çeşitli tarihlerde davalı idareye başvuru yapılarak kendi ekim alanlarından yeterli pancar elde edemediği, bu nedenle başka alanlardan da kendisine pancar alımı konusunda izin verilmesi gerektiğinin belirtildiği görülmektedir.
25/02/2011 tarih ve 27857 1. mükerrer sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 6111 sayılı Kanun'un 205. maddesiyle, 4634 sayılı Kanun'un 5. maddesinin ikinci fıkrasına, "Şirketler, kendi ekim alanlarından yeterli hammadde bulamadığı takdirde münavebe esasları dâhilinde kendi ekim alanları dışından da Kurumun denetiminde üreticilerle sözleşme yaparak pancar temin edebilirler." kuralı eklenerek, şirketlerin kendi ekim alanlarında yeterli hammadde bulunmaması durumunda Kurumun denetiminde kendi ekim alanları dışından da pancar temin edebilmelerine imkân tanınmıştır.
Bu durumda, 4634 sayılı Kanun'un 5. maddesinde yapılan değişiklik ile kendi ekim alanlarından yeterli miktarda pancar temin edemeyen şirketlerin Kurumun denetiminde olmak kaydıyla başka ekim alanlarından şeker pancarı temin edebilmeleri mümkün hâle getirilerek davacının durumunda olanlar lehine yeni bir düzenleme yapıldığı, davacının kendi ekim alanlarında yer alan şeker pancarının yeterli düzeyde olmadığının Kurul tarafından kayda alınan tutanak ile ortaya konulduğu hususları dikkate alındığında, dava konusu idari para cezasının dayanağı Kanun'da yargılama aşamasında davacı lehine yapılan değişikliklerin, lehe olan kanun hükmünün uygulanması ilkesi çerçevesinde değerlendirilerek idarece yeni bir işlem tesis edilmesi zarureti bulunduğundan, Daire kararının bozulması gerektiği oyuyla, karara katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.