17. Hukuk Dairesi 2015/2763 E. , 2017/10220 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali avasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin konut sigorta poliçesi ile sigortalandığı konutta, 25.05.2009 tarihinde meydana gelen su hasarı nedeni ile 25.245.00 TL bedelin sigortalıya ödendiği, bundan yaklaşık 2 yıl sonra aynı konutta 04.06.2012 tarihinde tekrar hasar ihbarında bulunulduğu, 10.10.2012 tarihinde yeniden 27.397,00 TL ödeme yapıldığını, ikinci hasarın, daha önceki tadilatı yapan davalı firmanın, onarımı belirttiği şekilde yapmadığından kaynaklandığının tesbit edildiğinden, sigortalının halefi olarak davalı şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket vekili, davacı şirkete sigortalı olan şahıs tarafından yazılı olarak yapılan hasar ihbarının 31/07/2012 tarihi olup poliçe vade aralığında bulunmadığını, o nedenle halefiyet şartlarının oluşmadığını, dava konusu meskenin alt yapı tesisatının müvekkili tarafından yapılmadığını, bu nedenle müvekkilinin hasardan sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin hasarı sorunsuz bir şekilde giderdiğini, yaklaşık iki yıl sonra meydana gelen zarardan müvekkilinin sorumlu olamayacağını, eldeki rücu davasının tek yanlı beyan ve tespitler esas alınarak açıldığını, hasarın neden kaynaklandığının tespiti gerektiğini belirterek haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin eser sözleşmesi olduğu, davaya konu olan villanın ebeveyn banyosundaki sorunun giderilmesi, tamirat hususunda davalı yüklenici ile anlaşıldığı, 25/05/2009 tarihli hasar onarımının davalı şirket tarafından yapıldığı ve davaya konu villada 25/05/2012 tarihinde yeniden dahili su hasarı meydana geldiği, davalı yüklenicinin eser sözleşmesinden kaynaklanan gizli ayıplardan dolayı sorumluluğu eserin kabulünden sonra taşınmazlarda beş yıl süre ile devam edeceği, ancak TTK"nun 477 maddesi uyarınca eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra eserdeki ayıbın sonradan ortaya çıkması halinde iş sahibinin gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorunda olduğu aksi takdirde eseri kabul etmiş sayılacağı hüküm altına alındığı, dosya kapsamından davacının veya sigortalısının ayıbın yeniden ortaya çıktığı 25/05/2012 tarihinden sonra davalıya derhal ihbar mükellefiyetini yerine getirmediği, dava dışı firmaya tamiratı yaptırdığı ve hasar bedelini ilk tamirat işini yapan davalı firmadan talep ettiği, eserin kabulünden sonra yeniden oluşan ayıp nedeniyle süresi içerisinde ayıp ihbarı yapılmadığından eserin kabul edilmiş sayılacağından bahisle davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, konut sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya ödenen tazminatın rücuen tahsili için yürütülen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Mahkemenin de kabulünde olduğu gibi dava dışı sigortalı ile davalı arasında eser sözleşmesi mevcuttur.TBK"nun 477.maddesine göre "Eserin açıkça veya örtülü olarak kabulünden sonra, yüklenici her türlü sorumluluktan kurtulur; ancak, onun tarafından kasten gizlenen ve usulüne göre gözden geçirme sırasında fark edilemeyecek olan ayıplar için sorumluluğu devam eder. İşsahibi, gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, eseri kabul etmiş sayılır. Eserdeki ayıp sonradan ortaya çıkarsa işsahibi, gecikmeksizin durumu yükleniciye bildirmek zorundadır; bildirmezse eseri kabul etmiş sayılacağı belirtilmiş, anılan yasının 478.maddesinde ise" Yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse, bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın yirmi yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı hüküm altına alınmıştır.Somut olayda, davalı yüklenici tarafından ilk tadilata ilişkin hasar tesbiti 25.05.2009 tarihinde yapılmıştır. Hasar nedeni üst kattaki ebeveyn banyosundaki temiz su borusunun patlayararak sızan suyun alt katın tavan ve parkelerin zarar gördüğü şeklinde belirtilmiştir. İkinci tesbit ise 25.05.2012 tarihinde yapılmıştır. Hasar sebebinin ebeveyn banyosundaki pis su devresinin yanlış montajı sonucu 4 ayrı yerden su sızması nedeniyle alt kat salon tavanı, banyo tavanı ve duvarları zarar gördüğü şeklinde belirtilmiştir. Mahkemece alınan 07.07.2014 tarihli raporda da ikinci hasarın davalı şirketin ilk arızanın sıhhı tesisat işleri teknik şartlarına uygun yapmaması ve işin bitiminde gerekli test sonuçları yapılmadan banyo kaplamasının kapatılmasından kaynaklandığı ve garanti süresinde tekrar hasarın meydana geldiği belirtilmiştir. 25.05.2012 tarihinde sigortalı konutta meydana gelen zararın davalı şirketin ilk arızayı gereği gibi yapmamasından dolayısı ile kusurundan kaynaklandığı sabit oluştur.TBK"nun 477.son fıkrasına göre de sonradan çıkan ayıp için dava dışı sigortalı konut sahibi tarafından davalı firma yetkilinin çağrıldığı ancak sorumluluk kabul etmediğini belirttiği gibi ikinci tamiri yapan firma tarafından tutulan tutanakta da davalı firma yetkilinin çağrıldığı ve hatalı bölümler gösterildiği halde kabul etmediği bildirilmiştir.Bu maddi ve hukuki olgular dikkate alındığında mahkeme kabulünün aksine dava dışı şigortalının ayıbı zamanında bildirmediğinden bahsetmek mümkün olmayıp zarardan davalı şirketin sorumlu olduğundan davanın kabulü yerine reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 07.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.