Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/9608
Karar No: 2020/9495
Karar Tarihi: 13.07.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/9608 Esas 2020/9495 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2017/9608 E.  ,  2020/9495 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ: ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen karar, süresi içinde duruşmalı olarak davalılardan TTK Genel Müdürlüğü vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 369. maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı ... Madencilik Şirketinde işe başladığını, iş yerinin daha sonra ... Madencilik Şirketine devredildiğini, iş akdinin haksız feshinden dolayı kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, ulusal bayram genel tatil, eksik ödenen ücret ve yıllık izin ücret alacaklarının davalılardan tahsilini talep etmiştir.Davalı Türkiye Taş Kömürü Genel Müdürlüğü vekili, kendilerinin rödovans veren sıfatının bulunduğunu, işveren sıfatının bulunmadığını, kira akdi ile devredilen ruhsat sahasının işletilmesinden kaynaklı doğan işçilik alacaklarından sorumluluğunun bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ...Madencilik Şirketi vekili cevap dilekçesi ve beyanları ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, Davalı ..."nın asıl işi alt işverene devrettiği ve iş bu devri işin veya işletmenin gereği ve de teknolojik nedenlerle yapmamış olmakla muvazaalı bir işlem gerçekleştirdiği, davacının başından itibaren davalı ... işçisi olarak değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca Maden Kanunu ek madde 7 hükmüne göre iş bu davalının da 24/06/2010 tarihindeki kıdem ve ücretle sınırlı olarak kıdem tazminatından sorumlu olacağının kabulü gerektiği yine diğer işçilik alacaklarında da iş bu tarihe kadar doğan işçilik alacaklarından iş bu davalının sorumlu olduğunun kabulü gerektiği, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücret alacağından fesih tarihi itibariyle doğan alacaklar olması nedeniyle devreden işveren ...Madencilik Şirketinin fesih tarihi itibariyle işveren sıfatını haiz olmadığından, diğer davalı ..."nın ise Maden Kanunu ek madde 7 hükmü gereği sorumluluğu bulunmadığından iş bu alacak kalemlerine ilişkin iş bu iki davalıdan talepte bulunulamayacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı ...’nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında öncelikle çözümlenmesi gereken uyuşmazlık, dava dışı şirket ile Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü arasındaki ilişkinin niteliği ve davalı Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü’nün dava konusu işçilik alacaklarından sorumluluğunun bulunup bulunmadığı noktasındadır. Rödövans, maden ruhsat alanlarının maden arama ve işletme ruhsat sahibi tarafından sözleşme ile gerçek veya tüzel bir kişiye bir süre bırakılması, maden ocağının işletilmesini üstlenen gerçek veya tüzel kişinin ise, ruhsat sahibine ürettiği her bir ton maden için bir miktar ücret ödemeyi taahhüt ettiği bir sözleşmedir. Rödövans sözleşmesi, maden ruhsatının devrini değil, bu hakkın bir başkasına belirli bir süreyle kullandırılmasını amaçlar. Bu sözleşmenin yapılması kanunda herhangi bir şekle tabi tutulmamıştır.Maden Kanunu’nda, maden haklarının bölünmezliği ilkesi kabul edilmiştir (m.5/1). Bu düzenlemenin amacı, işletilmesinde kamusal yarar olan madenlerin rasyonel ve ekonomik olarak değerlendirilmelerini sağlamaktadır. Ancak, aynı madde uyarınca maden arama ve işletme haklarının devri mümkündür. Maden Kanunun 5. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Maden ruhsatları ve buluculuk hakkı devredilebilir. Devir yapılmadan önce arama ve işletme ruhsatlarının devredildiği tarihteki ruhsat bedelinin iki katı tutarında devir bedeli alınır. Devir Bakanlık onayı ile gerçekleşir.”Bakanlık izni alınmadan yapılan rödövans sözleşmesi ile ilgili yaptırım Kanunda özel olarak düzenlenmiştir. Maden Kanunu"nun Ek 7. maddesinin birinci fıkrasına göre “Ruhsat sahipleri ile üçüncü kişiler arasında rödövans sözleşmeleri Bakanlığın iznine tâbidir. İzin alınmaksızın yapılan rödövans sözleşmesi ile yürütülen madencilik faaliyetleri durdurulur”.24/06/2010 tarihinde yürürlüğe giren 5995 sayılı Kanun ile Maden Kanunu’na eklenen Ek Madde 7"de “Maden ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilerle yapmış oldukları rödövans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumluluklar rödövansçıya aittir. Ancak bu durum ruhsat sahibinin Maden Kanunundan doğan sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.” hükmü düzenlenmiştir. Buna göre ruhsat sahibinin Maden Kanunu"ndan doğan sorumlulukları nedeniyle sözleşmede denetim yetkisine ilişkin bir takım hükümlere yer verilmesi rödövans sözleşmesinin geçerliliğine halel getirmez.Daha önce maden sahasını işletmeye açmış olan ruhsat sahibi, sonradan işletme ruhsatını üçüncü kişiye rödövans sözleşmesi ile devredebilir. İşletme hakkını devrederken işletmede bulunan alet ve makineleri de sözleşmenin diğer tarafının kullanması için verebilir. Bu durumda ruhsat sahibi, sadece karşılığında rödövans bedeli aldığı ürünü denetlemek, teslim almak ve maden kanununun ruhsat sahibine yüklediği yükümlülükler nedeniyle üretime yönelik olmayan işçi bulundurmak yetkilerine sahiptir.Rödövans sözleşmesinin tarafları arasında çıkan uyuşmazlıklar açısından, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 357. maddesinde düzenlenen ürün kirasına ilişkin hükümler kıyasen uygulanmaktadır. Ürün kirası sözleşmesine göre, kiraya veren, kiracıya, ürün veren bir şeyin veya hakkın kullanılmasını ve ürünlerin devşirilmesini bedel karşılığında bırakmayı üstlenmektedir.Rödövans sözleşmesinde, mülkiyeti devlete ait olan madenlerin arama ve işletme hakkını alan gerçek veya tüzel kişilerin bu haklarını üçüncü kişilere devretmesi söz konusudur. Bu nedenle, rödövans sözleşmesinde alt işveren sözleşmesinde olduğu gibi biri asıl işveren, diğeri alt işveren olan iki işveren bulunmamaktadır. Ruhsat sahibi, yürüttüğü mal ve hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerde veya asıl işin bir bölümünde iş alan başka bir işverenle alt işverenlik sözleşmesi düzenlememektedir. Diğer bir deyişle, maden kanununa uygun olarak akdedilen rödövans sözleşmesi yukarıda ifade edilen alt işverenlik sözleşmesinin unsurlarını taşımamaktadır (UYUMAZ, Alper/GÜNGÖR,Fatma; Rödovans Sözleşmesi, Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, C. XIX, 2015, s. 160).Maden sahasında işletme hakkının kiraya verilmesinde (rödövans sözleşmesi) rödövansçı, madeni, sözleşmede belirtilen şartlar çerçevesinde kendi adına işletir. Rödövansçı, madeni kendi adına işletemiyorsa, üretim, çalışma ve organizasyon açısından ruhsat sahibine tam olarak bağlı ise bu durumda rödövanstan değil, alt işverenlik ya da ihaleden söz edilir. Dolayısıyla rödövans sözleşmesi rödövansçının bağımsızlığını ve inisiyatifini tamamen ortadan kaldıracak şekilde düzenlenemez. Rödövans sözleşmesinde, asgari üretim miktarı ile ton başına verilecek ücretin belirlenmesi hukuki ilişkiyi rödövans olmaktan çıkarmaz. Rödövans sözleşmesinde rödövansçı istediği kadar işçi alıp çıkartabilir, kanunlara aykırı olmamak şartıyla üretim sürecini istediği gibi yönetebilir, vardiyalar oluşturabilir, çalışma şartlarını belirleyebilir. Rödövansta önemli olan belirli nitelikte ve miktardaki madenin belirli zaman dilimleri içinde çıkartılarak istenilen yerlere sevkini yapmaktır.Somut olayda, Mahkemece, dava dışı şirket ile davalı ... arasında ki rödovans sözleşmesinin muvazaalı olduğu kabul edilerek davacının baştan itibaren davalı ...’nın işçisi olduğu tespit edilmiş ve davalı ... ‘nın Maden Kanunu ek madde 7 hükmüne göre 24/06/2010 tarihe kadar doğan işçilik alacaklarından sorumlu olduğu kabul edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Davacının, davalı şirketler nezdinde çalıştığı sabittir. Dosyaya sunulan, davalı Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü ile Zirve Mad.İnş.Malz.Orm.Ürün Gıda Oto Emlak Nak. Paz. San. Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanmış, 6 nolu maden sahasının rödövans karşılığı Zirve Mad. İnş. Malz. Orm. Ürün Gıda Oto Emlak Nak. Paz. San. Tic. Ltd. Şti."ne işlettirilmesine ilişkin sözleşmenin ikinci maddesinde sözleşme konusu tanımlanmıştır. Bu maddede; “Hukuku Türkiye Taşkömürü Kurumu"nun uhdesinde kalmak kaydıyla Karadon Müessesesi 6 No.lu kömür sahası içinde aşağıda mevki ve koordinatları belirtilen alanda;
    a)İş bu sözleşmenin eki olan teklif mektubunda belirtilen ve mahiyeti Madde 7" de açıklanmış bulunan rödövans bedelinin Türkiye Taşkömürü Kurumuna ödenmesi karşılığında, bu şartname ve eki sözleşme hükümlerine riayet suretiyle, Maden Kanunu, Vergi Usul Kanunu ve Belediye Gelirleri Kanunu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı mevzuatı ile ilgili diğer kanun ve mevzuatın getirdiği tüm yükümlülükler, bütün masraf ve her türlü sorumluluğu işyeri sahibi olarak işletmeciye ait olmak üzere, şartnamenin 7. maddesindeki yeterlilik kriterlerine sahip gerçek / tüzel kişilerce aşağıda cinsi belirtilen madenin aranması, işletilmesidir.b) Anılan sahada işletme hakkına konu kömür ile birlikte mahlut halde bulunan ve jeolojik teşekkül itibariyle kömür ile birlikte işletilmesi zaruri olan başka cins madenlerin işletilmesi durumunda, Türkiye Taşkömürü Kurumuna ayrıca bedel ödemek zorundadır. Bu bedel yapılacak bir protokolle tespit edilir.” şeklinde düzenlemeye yer verildikten sonra, maddenin devamında maden cinsi, ruhsat numarası, il, alan ve pafta numarası bilgileri ile koordinat ve çalışma derinliğine ilişkin koşullar belirlenmiştir.
    Sözleşmenin 5. maddesinde üretim yıllarına göre, şirketçe taahhüt edilen asgari üretim miktarları yazılmış; üretim yıllarında taahhüt edilen asgari üretim miktarlarının altında üretim yapılması halinde dahi, işletmecinin (şirketin) yıllık taahhüt edilen miktar üzerinden hesaplanan rödövans bedelini ödemekle yükümlü olduğu; üretim yıllarında taahhüt edilen asgari üretimden fazla üretim yapılması halinde ise fazladan üretilen miktarın rödövans bedelinin ayrıca ödeneceği kabul edilmiştir. Sözleşmenin “Türkiye Taşkömürü Kurumuna ödenecek rödövans payı ve ödemeler” başlıklı 7. maddesi içeriğinde, üretim yıllarında ödenecek rödövans bedelinin, birinci üretim yılı olan yer teslim tarihi ile 31.12.2005 tarihine kadar ton başına 9,00 TL uygulanacağı, birinci üretim yılından sonraki yıllara ait rödövans bedelinin ise, Devlet İstatistik Enstitüsü üretici fiyatları indeksindeki madencilik ve taş ocakçılığı aralık ayı indeks sayısının, bir önceki yıl aralık ayı indeks sayısına göre değişim oranı (%) "si uygulanmak suretiyle her yılın ocak ayında yeniden tespit edileceği kararlaştırılmış ve ödeme tarihleri belirlenmiştir. Sözleşmenin “maden sahasının işletilmesi ve çalışma şekli” başlıklı 15. maddesinde ise; işletmecinin, kömür varlığının işletilmesi, zenginleştirilmesi, pazarlanması, fiziki ve nakdi yatırımları, iş gücü ve iş makineleri ihtiyacını, yatırım, işletme, finansman, plan ve programlarını, termin planlarını ve sair konuları kapsayacak şekilde hazırlayacağı işletme projesini, sözleşmenin onay tarihinden itibaren onbeş gün içerisinde Türkiye Taşkömürü Kurumuna sunacağı; işletme projesinin yeterli bulunmaması halinde tespit edilen noksanlıkların, verilen süre içinde tamamlattırılacağı, istenen şartlara uygun olarak projenin verilen sürede düzeltilmemesi halinde ise Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun 27. madde hükmünü uygulamaya yetkili olduğu; işletme projesinin, çalışmalar sırasında gelişecek ihtiyaçlara göre işletmecinin gerek duyması veya Türkiye Taşkömürü Kurumu"nun isteği üzerine revize edilebileceği, yapılacak her değişikliğin Türkiye Taşkömürü Kurumu tarafından onaylanması ve işletme projesi ile değişikliklerin bir maden mühendisi tarafından hazırlanması ve imzalanması gerektiği kararlaştırılmıştır. Yine madde içeriğinde, işletmecinin mevzuat, sözleşme ve işletme projesine uygun bir şekilde sözleşme konusu faaliyetleri yürüteceği belirtilmiştir. Sözleşmenin 19. maddesinde, işletmecilikle ilgili ve bir maden mühendisi tarafından hazırlanan bir sonraki yıla ait faaliyet programlarının her üretim yılı başında Türkiye Taşkömürü Kurumu"nun onayına sunulacağı, yıllık iş programları çerçevesinde yürütülecek olan faaliyetlerin, aylık ve yıllık faaliyet raporları olarak Türkiye Taşkömürü Kurumuna verileceği, üretim faaliyetlerinin 1/1000 ölçekli imalat planına devamlı olarak işleneceği ve bu imalatların projeye uygunluğunun Türkiye Taşkömürü Kurumu tarafından kontrol edileceği kabul edilmiştir. Sözleşmenin 20. maddesi uyarınca ise; Türkiye Taşkömürü Kurumu veya yetkili kılınacak Müessese Müdürlüğü, işletmecinin sahadaki çalışmalarını, işletme projesine uygun yapıp yapmadığını kontrol etmeye yetkilidir.
    Mahkemece davalılar arasında yukarıda ana hatlarıyla özetlenen sözleşme geçerli bir rödövans sözleşmesi olup muvazaa söz konusu değildir.Şu hususun da üzerinde durulmalıdır ki; 5995 sayılı Kanun ile Maden Kanunu’na eklenen Ek Madde 7"de yer alan “Maden ruhsat sahiplerinin, ruhsat sahalarının bir kısmında veya tamamında üçüncü kişilerle yapmış oldukları rödövans sözleşmelerinde, bu alanlarda yapılacak madencilik faaliyetlerinden doğacak İş Kanunu, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili idari, mali ve hukuki sorumluluklar rödövansçıya aittir. Ancak bu durum ruhsat sahibinin Maden Kanunundan doğan sorumluluklarını ortadan kaldırmaz.” hükmünün 24/06/2010 tarihinde yürürlüğe girmiş olması, 24/06/2010 tarihinden önceki dönem için rödövansçı işçilerinin o işyeri ile ilgili doğan işçilik alacaklarından ruhsat sahibinin de sorumlu olduğu şeklinde bir yoruma imkan vermez. Çünkü, somut uyuşmazlıkta olduğu gibi geçerli bir rödövans sözleşmesinin varlığı durumunda, ruhsat sahibi ile rödövansçı arasındaki ilişkinin niteliği başından itibaren aynıdır. Bu ilişkinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde düzenlenen asıl işveren-alt işveren ilişkisi tanımlamasına uygun olmadığı açıktır. Dolayısıyla, geçerli bir rödövans sözleşmesinin varlığı durumunda, 24/06/2010 tarihi öncesi ve sonrası şeklinde bir ayrım yapılmaksızın, ruhsat sahibinin, rödövansçı işçilerinin işçilik alacaklarından sorumlu olmadığı kabul edilmelidir.
    Açıklanan sebeplerle, davalı Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğünün dava konusu işçilik alacaklarından sorumluluğu bulunmadığından hakkında açılan davanın, taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde kabul ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır.
    3-) 6100 Sayılı HMK"nun 297/1-2 maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerektiği gibi, HMK"nın 297/c maddesinde hükmün gerekçesinde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin gösterilmesi gerekir, yine HMK"nun 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği hüküm altına alınmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır. Bu halde mahkeme, taleplerin her biri hakkında ayrı ayrı karar vermek zorundadır. Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği T.C. Anayasası"nın 141/3. maddesinde de açıkça belirtilmiştir.Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içerisinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunluluğundan kaynaklanmaktadır. Zira, tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri, davaya konu maddi olguların Mahkemece nasıl nitelendirildiğini bilmeleri gerekir. Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerekliliği açıktır.Somut olayda, dava davalı ... ile birlikte ...ve ... İş Mak Mad Enerj İnş Gıda Orman Ürün Nak San Ve Tic Ltd Şti’ ne karşı açılmış ancak daha sonra her ne kadar dosya ve uyap kapsamında bir feragat dilekçesine rastlanılmamışsa da davacı tarafından davalı ... şirketine karşı açtığı davadan feragat ettiğine dair 12/08/2015 tarihli dilekçe sunulduğunun 04/12/2015 tarihli duruşmada belirtildiği, mahkemece davalı ... İş Mak Mad Enerj İnş Gıda Orman Ürün Nak San Ve Tic Ltd Şti’ nin gerekçeli karar başlığında davalı olarak gösterilmediği gibi bu davalı hakkında olumlu olumsuz herhangi bir hüküm de kurulmamıştır. Mahkemece tesis edilen karar, HMK md. 297"deki belirtilen şartları taşımadığı anlaşıldığından bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi