23. Hukuk Dairesi 2017/1755 E. , 2020/2838 K.
"İçtihat Metni" Denizli Asliye Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki ihraç kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın esastan reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili aleyhine birlik yönetim kurulu tarafından verilen çıkarma kararının anasözleşmeye ve kanuna aykırı keyfi bir karar olduğunu ileri sürerek, 03.02.2015 tarihli birlik yönetim kurulu kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince davalı kooperatifin 03/02/2015 tarihli yönettim kurulu kararının usul ve yasaya aykırı olarak yapıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ne karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11 Hukuk Dairesi tarafından kanun anasözleşme ve yönetmelikler dikkate alındığında birlik yönetim kurulu kararınca her ne kadar davacının ihracına karar verilmiş ie de dava tarihi, mahkeme karar tarihi ve hatta daire karar tarihi itibariyle ihraç kararının genel kurulca onaylanmadığından ihraç kararı kesinleşmediği ve davacının üyelik hak ve yükümlülükleri devam ettiği, davanın erken bir dava olduğu hususu gözardı edilerek 6100 sayılı HMK"nun 114/1-h maddesi gereğince davacının iptal davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle 6100 sayılı HMK"nun 115/1-2 maddesi gereğince dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ile 03/02/2015 tarihli birlik yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmesi şeklinde hüküm kurulmasında isabet görülmediği gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan kabulüne ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, açıklanan gerekçelerle dava şartı noksanlığı yönünden davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, Birlik üyeliğinden ihraç kararının iptaline ilişkindir. Taraflardan davacı yan tacir olmayıp gerçek şahıstır. Davalı Birlik ise Kooperatifler Kanuna tabi bir kooperatif olmayıp özel statüde bir tüzel kişiliktir. Ayrıca dava 6102 Sayılı TTK" nın madde 4/1 kapsamındaki nisbi ticari dava olmadığından Ticaret Mahkemesi görevli değildir. 6100 Sayılı HMK"nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HUMK"nın 428/2. maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak bozma nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi açıkça temyiz nedeni olarak ileri sürülmese dahi temyiz mahkemesince re"sen gözetilmelidir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 Sayılı TTK"nın 4. maddesinde, mülga 6762 Sayılı
TTK"da olduğu gibi her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davalarının ticari dava olduğu düzenlendikten sonra 5/3. maddesinde, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu hüküm altına alınmıştır. O halde, dava tarihi itibariyle somut uyuşmazlığa uygulanması gereken 6102 Sayılı TTK"nın 5. maddesi uyarınca işbu davaya bakma görevi ticaret mahkemesine ait olmayıp, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu dikkate alınarak HMK"nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesi kararı ile bu karara karşı istinaf isteminin esastan reddine dair kararı usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
2- Bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11 Hukuk Dairesinin 29.03.2017 tarihli ve 2017/269 E, 2017/264 K. sayılı kararının re"sen BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, dosyanın Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesine, kararın bir örneğininde ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 16.09.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.