Esas No: 2013/1632
Karar No: 2013/1845
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1632 Esas 2013/1845 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2013/1632 E. , 2013/1845 K.- TERHISLI ER OLAN DAVACININ ARDAHAN ILI GÖLE İLÇESI 25.MKNZ P.TUG.K.YRD.LIĞI EMRINDE SIHHIYE ÇAVUŞ 11.07.2009 TARIHINDE GÖREVI GEREĞI ARDAHAN ASKERI HASTANESI’NDEN DÖNMEKTE IKEN, DÖNÜŞ YOLUNDA GEÇIRDIĞI TRAFIK KAZASI SONUCU VÜCUDUNDA MEYDANA GELEN %41 ORANINDA FONKSIYON KAYBI NEDENI ILE UĞRADIĞI IDDIA OLUNAN MADDI VE MANEVI ZARARIN DAVALI IDAREDEN TAZMININE HÜKMEDILMESI ISTEMIYLE AÇILAN DAVANIN, ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI
- UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 14
"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacı : M.K. Vekili : Av. F.O. Davalı : Milli Savunma Bakanlığı Vekili : Av. B.B. O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Ardahan İli Göle İlçesi 25. Mknz P.Tug.K. Yrd.lığı emrinde sıhhiye çavuş olarak vatani görevini yerine getirmekte iken, 11.07.2009 günü Bkm Onbaşı A.Y.’ın diş tedavisi için Ardahan Askeri Hastanesi’ne sevk edilmesi üzerine, sevk işleminin gereğini yerine getirmek üzere araç komutanı Sağ. Atğm. S.K., araç şoförü Sıhh. Er. O.O. ile birlikte müvekkilinin de refakatçi olarak görevlendirildiğini; 11.07.2009 günü saat 23:30 sıralarında yola çıktıklarını, hastayı Ardahan Askeri Hastanesi’ne ulaştırdıktan sonra geri dönüş yolunda askeri aracın kaza yaparak 4 takla attığını ve yaralandığını; sağ yüz hassasiyeti ve kulak zarı ameliyatı geçirdiğini, ilk olarak davacıya 4 ay hava değişimi verildiğini ve sonrasında 04.03.2010 tarihinde “Askerliğe Elverişli Değildir “ rapor verilerek terhis edildiğini; olay nedeni ile davacının vücut fonksiyonlarının %41 oranında hasar gördüğünün Kütahya Devlet Hastanesi Sağlık Kurulu Raporu ile tespit edildiğini, davacının bundan sonraki hayatını sakat şekilde geçirmek zorunda kalacağını belirterek; davacının uğradığı zararlar nedeni ile 250.000 YL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi istemi ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde dava açmıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 2. Dairesi; 08.02.2012 gün ve 2011/2241 Gensek No.,2011/905 Esas, 2012/149 Karar sayılı kararı ile; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesi gereğince davada adli yargı mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek; görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir. Davacı vekili, bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır. Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi; 27.06.2012 gün ve 2012/127 Esas, 2012/393 Karar sayılı kararı ile; 6100 sayılı Yasa’nın 3. Maddesinin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmesi nedeni ile davacın askerlik görevinin ifası sırasında geçirdiği trafik kazası nedeni ile uğradığı zararın tazminine ilişkin davaya Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nce bakılması gerektiğini belirterek; davanın görev yönünden reddine karar vermiş ve bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU, Mehmet AKBULUT ’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında: l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve askeri idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli ve askeri yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi. II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Savcısı Hüsnü ERCAN’ın adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, davacının Ardahan İli Göle İlçesi 25. Mknz P.Tug.K. Yrd.lığı emrinde sıhhiye çavuş olarak vatani görevini yerine getirmekte iken, askeri görev gereği 11.07.2009 günü saat 23:30 sıralarında gittiği Ardahan Askeri Hastanesi’nden geri birliğe dönüş yolunda, saat 00:45 sularında geçirdiği trafik kazası sonucu vücudunda meydana gelen %41 oranında fonksiyon kaybı nedeni ile uğradığı maddi ve manevi zararın davalıdan tahsili istemi ile açılmıştır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın, gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir. Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu yasadan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir” denilmiş olup, geçici 21.maddesinde ise “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiş olup, davacının, uyuşmazlığa konu olaya ilişkin olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne dava açtığı tarih 10.05.2011 olup, geçici 21.madde nazara alındığında 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin somut olaya uygulanacağı tartışmasızdır. Dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davacının Ardahan İli, Göle İlçesi, 25. Mknz P.Tug.K. Yrd.lığı emrinde sıhhiye çavuş olarak vatani görevini yerine getirdiği; 11.07.2009 günü dava dışı Bkm Onbaşı A.Y.’ın diş tedavisi için, Ardahan Askeri Hastanesi’ne sevk edildiği ve sevk işlemini yerine getirmek üzere araç komutanı olarak Sağ. Atğm. S.K., araç şoförü olarak Sıhh. Er. O.O. ve refakatçi olarak da davacının görevlendirildiği; 11.07.2009 günü saat 23:30 sıralarında davacının görevli ekip ile birlikte yola çıktığı; hastayı Ardahan Askeri Hastanesi’ne ulaştırdıktan sonra geri dönüş yolunda askeri aracın kaza yaptığı, kaza sonucu davacının sağ yüz ve kulak bölgesinden yaralandığı ve bu nedenle ameliyat geçirdiği, davacıya ilk olarak hava değişimi verildiği, ardından 04.03.2010 tarihinde “Askerliğe Elverişli Değildir” rapor verilerek terhis edildiği; olay nedeni ile davacının vücut fonksiyonlarının %41 kayba uğradığı; davacının uğradığı zarar nedeni ile ilk olarak Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nde dava açtığı; davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin, 08.02.2012 gün ve 2011/2241 Gensek No., 2011/905 Esas, 2012/149 Karar sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verildiği; davacının bu kez aynı talep ile adli yargıda dava açtığı, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, 27.06.2012 gün ve 2012/127 Esas, 2012/393 Karar sayılı kararı ile davanın görev yönünden reddine karar verdiği; her iki mahkeme kararının da temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. Belediye aleyhine idare mahkemesinde açılan başka bir tazminat talepli tam yargı davasında, İdare Mahkemesi 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemesinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 08.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı, 08.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayı ve 28.05.2013 gün ve E:2013/59, K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir. Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmıştır. Nihayet, aynı konuda Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararıyla; yasakoyucunun “haklı neden” ve “kamu yararı” gerekçesiyle idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargı organına bırakabileceği, davanın somutunda da 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile bu görevin adli yargıya bırakılmasında Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, maddenin iptal isteminin oy birliğiyle reddine karar vermiştir. Anayasa’nın 158. inci maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararı, yasakoyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, 2918 Sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin bu nedenle Anayasa’ya aykırı olmadığına dair olup, esası itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasanın 158 inci maddesi uyarınca başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir. Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 3.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.06.2012 gün, 2012/127 Esas, 2012/393 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 30.12.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.